21 yıldır adalet arayan Anne Ocak: Ellerim devletin yakasında!

Cumartesi Anneleri, adalet arayışlarının 574. haftasında Hasan Ocak'ın hesabını sordu. Anne Ocak, "Ellerim bu ülkeyi yönetenlerin yakasında olacak. Mücadelemden asla vazgeçmeyeceğim" dedi.

Cumartesi Anneleri, gözaltında kaybedilen yakınlarının akıbetini sormak ve faillerin yargılanması için sürdürdükleri adalet arayışlarının 574'üncü haftasında Galatasaray Meydanı'nda oturma eylemi düzenledi.

Aileler, bu haftaki eylemlerinde 21 Mart 1995 yılında gözaltına alındıktan 5 gün sonra Beykoz Buzhane köyü Dedeler mevkinde cenazesine ulaşılan Hasan Ocak'ın akıbetini sordu. 

Cumartesi Anneleri, "Failler belli, kayıplar nerede" yazılı pankartın üzerine Ocak'ın bağlamasını, defterini ve dinlediği türkülerin kasetlerini ve karanfiller bıraktı. Eyleme, kayıp yakınları ve insan hakları savunucularının yanı sıra Meclis Başkanvekili Pervin Buldan da katıldı. Eylem konuşmasına, Ocak'ın en sevdiği türkü olan Hasan Dağı türküsü dinletilerek ve bombalı eylemde yaşamın yitirenleri anarak başladı. 

AĞABEY OCAK: HALEN ZULÜM GÖRÜYORUZ

Ağabey Ali Ocak, 21 yıldır adaletin sağlanamamasına, "21 yıldır hakikat ve adalet arıyoruz. Ama bu topraklarda halen zulüm görüyoruz. Kardeşimin yolundan hakikat ve adalete sarılıyoruz" sözleriyle tepki gösterdi. Ocak, daha sonra kardeşi Hasan'ın anısına şiir okudu. 

ANNE OCAK: ASLA VAZGEÇMEYECEĞİM

Rahatsızlığı nedeniyle eyleme katılamayan Anne Emine Ocak'ın gönderdiği mektubu da kızı Maside Ocak okudu. Anne Ocak'ın mektubunda, "Artık 80 yaşındayım. Çocuklarımız mezarsız kalmasın diye 21 yıldır insanlık mücadelesi veriyorum. Sokaklarda patlayan bombaları gördükçe artık barış gelmeli diyorum. Ellerim bu ülkeyi yönetenlerin yakasında olacak. Mücadelemden asla vazgeçmeyeceğim" denildi.

AV. YOLERİ: SORUŞTURMA SAPTIRILIYOR

Ocak'ın davasına bakan Avukat Gülseren Yoleri ise konuşmasında, açıkça ortada olan tüm delillere rağmen çelişkili ifadelerle soruşturmaların saptırıldığını belirterek, savcılıkların suçluların yargılanması için gerekli adımları atmadığını söyledi. Dünyada insanlık suçu işlenerek insanların kaybedildiği ülkeler olan Arjantin ve Şili'de insanlık suçu işleyenlerin yargılandığını hatırlatan Yoleri, Türkiye'de de faillerin yargılanması gerektiğini kaydetti.

Haftanın açıklamasını ise Cumartesi İnsanlarından Ayşe Yılmaz yaptı. Yılmaz, AKP hükümetinin peş peşe gelen saldırılardan kaynaklı siyasi sorumluluğa davet etti. AKP'nin şiddet ve korku ortamını derinleştirdiğini dile getiren Yılmaz, "Barışa, demokrasiye, hukukun üstünlüğüne, temel hak ve özgürlüklere yönelmiş bir Türkiye için mücadele etmek suç değil, yurttaşlık görevimizdir" dedi. 

OCAK'IN HİKAYESİ

Hasan Ocak'ın katledilmeden önce 21 Mart 1995 tarihinde polisler tarafından gözaltına alınarak Vatan Caddesi'nde bulunan İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'ne götürüldüğünü hatırlatan Yılmaz, 3 TİM tarafından sorguya tutulduğunu söyledi. Ocak'ın gözaltına alındığına dair, parmak izi listesinde parmak izini görenler olduğunu belirten Yılmaz, ailesinin tüm arayışlarına rağmen resmi kurumlardan "Hasan bizde yok" cevabını aldığını söyledi. Türkiye'yi ayağa kaldıran 58 günlük arayışın sonunda devletin engellemelerine rağmen, Ocak'ın ağır işkence gören bedenine, Altınşehir Kimsesizler Mezarlığı'nda ulaşıldığını belirtti.

Emniyette Ocak'a işkence uygulayan 3 TİM'in yargılanması için ailesinin, DGM Başsavcılığı ve Fatih Başsavcılığına suç duyurusunda bulunmasına rağmen hukukun işletilmediğini ifade eden Yılmaz, Cumhuriyet Savcılığı'nın "Şikayetler somut bir veriye dayanmıyor" gerekçesiyle takipsizlik kararı verdiğini söyledi. 

Ocak Ailesi'nin iç hukuktan sonuç alamadığı için 26 Temmuz 1996 tarihinde AİHM'e başvurduğunu da belirten Yılmaz, AİHM'in 15 Temmuz 2004 tarihinde verdiği kararda Ocak'ın soruşturmasının etkili olmadığı için Sözleşme'nin yaşam hakkını düzenleyen 2. maddesinin usul yönünden ihlal edildiğine karar verdiğini aktardı.

SORUMLULAR

Eylemde, Ocak'ın kaybedilerek katledildiği tarihte, Reşat Altay'ın İstanbul Emniyet Müdürlüğü TEM Şube Müdürü, Mehmet Ağar'ın Emniyet Genel Müdürü, Hayri Kozaçıoğlu'nun İstanbul Valisi, Nahit Menteşe İçişleri Bakanı, Tansu Çiller'in Başbakan ve Süleyman Demirel'in Cumhurbaşkanı olduğunu hatırlatılarak, "Hasan Ocak'ı işkencede öldürenler, kaybetmek için kimsesizler mezarlığına gömenler onların koruması altında bu suçu işlediler. Ceza adaletinin sağlanması için talebimizi sürdüreceğiz" denildi.

Eyleme katılanlar, İstiklal'deki bombalı saldırıda yaşamını yitirenler için ellerindeki kırmızı karanfilleri havaya fırlattı. 

Cumartesi Anneleri, geçtiğimiz hafta İstiklal Caddesi'nde yaşanan ve 4 kişinin katledildiği DAİŞ saldırısı nedeniyle yakınlarının akıbetini soramamıştı.