Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Kadın Meclisi, Sur’a yönelik "kamulaştırma" adı altındaki işgal planı ve çocuk istismarına ilişkin konularda basın açıklaması yaptı.

DBP Genel Merkezi'nde DBP Merkez Kadın Meclis Yöneticisi Fikriye Aytin tarafından yapılan açıklamada, “Sur’da çocuklara el konulma ve kamulaştırma yasasına karşı, bunun bir halkın iradesine, yaşam hakkına, sağlık, eğitim, mülkiyet, vb. konularda el koyma olduğunu düşünüyoruz” dedi. 

'ÇOCUKLAR ALIKONULUYOR'

Aytin “Sur’dan çıkarılan 8 çocuk (12 yaş altında), ceza soruşturması yapılamayacağından, yasa gereği çocuk esirgeme kurumuna gönderilmişti. Çocuklar 16 Mart’ta kadar hukuksuz bir şekilde yurtlarda alıkonulmuş, ancak 16 Mart'ta Diyarbakır 1’inci Çocuk mahkemesi tarafından bir aylık koruma kararı verilmiştir. Bu karara ailelerin avukatlarının itiraz etmelerine rağmen mahkeme, kararından dönmemiş ve çocuklar hâlen bu yurtlarda alıkonulmaktadırlar” diye belirtti.

'HALKIN İRADESİNE EL KOYMA'

"Biz DBP Kadın Meclisi olarak; Sur’da yaşananlarla bağlantılı, çocuklara el konulma ve kamulaştırma yasasına karşı, bunun bir halkın iradesine, yaşam hakkına, sağlık, eğitim, mülkiyet, vb. konularda el koyma olduğunu düşünüyoruz" diyen Aytin, şöyle devam etti: "Hükümeti bu kamulaştırma kararından derhal vazgeçmeye çağırıyoruz. Türkiye’de, AKP hükümeti dönemlerinde çocuklara yönelik yapılan işkence, taciz ve tecavüzlerin giderek arttığına şahit oluyoruz. Bu tür olayların artması ve tekrarlanması caydırıcı ve etkileyici yasal düzenlemelerin hayata geçmemesiyle birlikte içten içe toplumsal bir çürüme ve yozlaşmayı getirmekte ve derinleştirmektedir."

'SESSİZ KALMAYACAĞIZ'

Sur’da çocuklara ve halka yönelik başlatılan iradesizleştirme ve kıyım politikalarını, 1925’teki Şark Islahat Planı'na benzeten Aytin, “Bugün güncellenerek halklarımızı teslim alma ve geleceksiz bırakma konsepti olduğunu biliyor ve inanıyoruz" dedi.

Siyasi soykırımların temelinde gerçekleştirilen gözaltı, tutuklama, baskı ve yıldırma politikalarına sessiz kalmayacaklarını da kaydeden DBP Yöneticisi Fikriye Aytin, son olarak şunları dile getirdi: "Başta vicdan ve ahlak sahibi olan bütün kadın kurumlarının, sivil toplum örgütlerinin ve kendisine 'insanım' diyen herkesin gerekli duyarlılık ve tepkileri geliştirmeye; mücadele etmeye çağırıyoruz."