Amed Barış Anneleri, “90’larda Kürt köylerinde yaşanan zulüm bugün AKP hükümeti tarafından şehirlere taşınmak isteniyor” dedi.

90’larda köylere uygulanan yıkım ve zorla göç politikaları bugün AKP hükümeti eli ile şehir merkezlerine uygulanmakta. İnsansızlaştırma politikaları doğrultusundan ‘acele kamulaştırma’ adı altında halkın malı ve mülkü gasp edilerek rant çerçevesinde AKP’ye yakın kesimlere sunularak TOKİ imarına açılmak istenmekte.

Sur’un “acele kamulaştırma” adı altında ilçenin işgaline ilişkin ANF’ye konuşan Amed Barış Anneleri şunları söyledi.

Nevriye Kaçan: 90’lı yıllarda köy yakmaları, ev baskınları, tutuklamalar, zorla göç ettirmeler ve faili meçhul cinayetlerle Kürt halkını bitiremeyen devlet bugün metropollerde bu istemini hayata geçirme çabasında. Kürdistan’ın başkenti Amed’in kalbi olan Sur’da aylar süren bir yıkım gerçekleşti. Biz Barış Anneleri olarak bu yıkımı engellemek için defalarca girişimlerde bulunduk fakat başarılı olamadık. Yasağın sürdüğü süreçte Sur’a girdik ve gördük ki oradaki halk büyük bir zulüm ile karşı karşıyaydı. Devlet tankları, topları ve bütün askeri gücüyle Sur’a saldırıyordu. Amaçları Sur’u halkın başına yıkmak. Polisler zırhlı araçlardan yaptıkları anonslarla halkı evlerinden çıkmaya zorluyordu. Çıkmazsanız evinizi başınıza yıkarız diyorlardı.

Tüm bunlar yetmezmiş gibi şimdi kamulaştırma adı altında halkın evlerine, mallarına ve mülklerine el koyuyorlar. Tüm dünyanın gözü önünde AKP hükümeti ve Erdoğan Kürtleri katlediyor. Bütün dünya halklarına ve Avrupa devletlerine çağrım: Sur’da yaşanan bu hukuksuzluğa sessiz kalmayarak tepki göstermelidir.

Raife Özbey: Hepimizin bildiği gibi Sur’da devletin başlattığı bir kamulaştırma süreci söz konusu. Sur ablukasının ilk günlerinde AKP hükümeti tarafından yapılan açıklamalarda, Sur’daki yıkımın sebebi olarak hendekler ve barikatlar gösterilmekteydi. Fakat zaman içerisinde gerçekleştirilen yıkım ve kamulaştırma kararının da gösterdiği gibi AKP hükümetinin Sur’a dair kirli planlarının temelleri çok önceye dayanmaktadır. Hatırlarsanız Başbakanı Davutoğlu, devlet güçleri tarafından Sur’da gerçekleştirilen yıkımın ardından yaptığı konuşmada Sur’u Toledo’ya dönüştüreceğiz demişti. Biz onların Toledo’sunu değil, kendi sokaklarımızı istiyoruz. Tanklar ve toplarla Sur’u yerle bir ettiler. Taş üstünde taş bırakmadılar, evleri yaktılar, yediden yetmişe yaşlı genç kadın ayrımı yapmadan insanlarımızı katledip sağ kalanları ise zorla göçe zorladılar. Oda yetmezmiş gibi insanların cenazelerine, evlerine ve mülklerine el koydular. İnsanlar, cenazeleri ve eşyalarını Sur’dan çıkarılan molozların arasında aramaya başladı.

Hak, hukuk ve adalet devlet tarafından yaşanan bu vahşete cevap olamıyor. Binlerce insanın evlerine, mallarına, mülklerine onların izinleri olmadan el konuldu. Bu arazilerin birçoğunda karakol ve polis merkezleri inşa edilecek. 90’larda köylerde yaşanan zulüm bugün AKP hükümeti tarafından şehirlere taşınmak istenmekte. Özelde Sur halkına, genelde ise Kürt halkına çağrımız: Bu hukuksuzluk, vahşet ve zulüm karşısında sessiz kalmamalılar.

Hanife Akpolat: Sur’da dillendiremeyecek kadar büyük bir vahşet yaşandı. Yaşanan onca katliam ve yıkımın ardından, Türk Başbakanı utanmadan halkın karşısına çıkıp Sur’u Toledo yapacağız diyebiliyor. Taştan evlerimiz ve Sur’larımız bizim için paha biçilmez bir değerdi. Onun Toledo’sunu istemiyoruz. AKP Sur’da rant derdine düşmüş tek amacı halka ait arazilere el koyup oralara TOKİ’ler inşa etmektir. Sur’da “iki aylık bebekten, yetmiş yaşındaki yurttaşa kadar kıyım gerçekleştiren AKP hükümeti sivil insanların terörist olarak yaftalayıp katliamlarını meşru göstermeye çalıştı. 18 taburuyla girdiği Sur’da 4 taburu kaybetti. Fakat toplumda tepki oluşmaması için bu kayıpları da gizledi. Bunca yıkım ve katliam bir Toledo hayali uğrunaydı. Biz onların TOKİ ve Toledo’sunu istemiyoruz. Devletten hiçbir beklentimiz yok, tek isteğimiz kimliklerimizle ve kültürümüzle özgür bir şekilde yaşamak.

Türk devleti tanklar ve toplarla Sur’u yıktıktan sonra bu yıkımı PKK’nin gerçekleştirdiğini söyledi. PKK’nin tankı ve topu mu var? Bu yıkımı kirli savaş politikalarınızı yaşama geçirmek için siz gerçekleştirdiniz. 90’larda Tansu Çiller’in uyguladığı katliam politikalarına şahit olan çocuklar, bugün PKK saflarına katılıp yaşananların intikamını almak için mücadele yürütüyorlar. 2015-2016 yılında AKP hükümetinin gerçekleştirdiği katliam politikalarının sonucunda aynı şekilde olacak.