Amed Kadın Konferansı: Kayyum gaspına karşı direnişi yükselteceğiz

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Demokratik Yerel Yönetimler Kurulu, Amed Bölge Kadın Konferansı’nı gerçekleştirdi.

Ayaz Düğün Salonu’nda düzenlenen konferansa, çok sayıda kadın katılırken, konferans salonuna “Ji bo Azadiyê” ve “ Eşbaşkanlık mor çizgimizdir” yazılı pankartlar asıldı.

Konferans saygı duruşu ile başladı ve divan oluşumu ile devam etti. Açılış konuşasını yapan HDP Yerel Yönetimler Kurulu Eşsözcüsü Halide Türkoğlu, yerel yönetimlere hazırlık konferansı gerçekleştirdiklerini söyledi.

HALKLARLA BARIŞMAYAN BİR SAVAŞ REJİMİ

Türkoğlu, Ortadoğu’da yükselen savaşları hatırlatarak şöyle konuştu: “Filistin’den Rojava’ya ulus devletlerin kendi halkları ile barışmayan bir savaş rejimi olduğunu söyleyebiliriz. Ortadoğu’da, Kapitalist Modernite’nin 3’üncü paylaşım savaşını kadınlar olarak deneyimliyoruz. Türkiye’de de bu savaşın farklı açılardan devam ettiğini belirtebiliriz. Sayın Öcalan üzerinde oluşturulan tecrit, İmralı’daki hukuksuzluk, tüm yaşam alanlarımıza yansıdığını söyleyebiliriz. Son 7 yıldır Kurdistan’da halkın iradesi olan temsilciler olarak hak gaspına maruz kaldık. Bu savaş rejimi, kendini yerel yönetimlerde de gösterdi, kayyımlar bunun göstergesidir. Bu statü ile sizin seçme ve seçilme hakkınız gasp edilmiştir.”

KAYYUM POLİTİKALARI

Kayyumlarla devam eden sistematik şiddete tepki gösteren Türkoğlu, “Kayyımlar bunun atanmış memurları olarak görev yapıyorlar. Bu politikalar en çok da kadınların, gençlerin yaşamlarını etkileyen politikalardır. Birçok tartışmalarımız oldu. 7 yıl boyunca kayyım rejimi gölgesinde olmak bize geri adım attırmadı. Eşbaşkanlarımız, kadın meclis üyelerimiz demokratik siyaset yürütmeye çalıştılar. Yeri geldi alanlarda, yeri geldi sokaklarda bu konuya dair gündemler oluşturdular, konferanslar yaptı. Birçok kadın hareketiyle de buluşmalar söz konusu oldu” ifadelerini kullandı.

EŞBAŞKANLIK MOR ÇİZGİMİZDİR

Türkoğlu, “Kayyım rejiminde ısrar demek Kürt halkına karşı inkar ve yok etme politikalarında ısrar demektir” diyerek, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Biz hem yargı süreçlerinde, hem politik inşa süreçlerinde de eşbaşkanlık haktır diyorsak, bugün bu ülkede Kürtler, Aleviler, Ermeniler, Süryaniler de eşit halklara sahiptir demek, eşbaşkanlık sisteminin kendisidir. Başta cezaevlerindeki eşbaşkanlık sisteminin savunucu bedelini ödeyen kadınları selamlıyoruz. Eşbaşkanlık mor çizgimizdir, her alanda bunun uygulanma sözünü veriyoruz.”

DİRENİŞİ YÜKSELTECEĞİZ

Savaşta ısrarın, aynı zamanda kayyum rejiminde ısrar etmek demek olduğunun altını çizen Türkoğlu, “Bu dönem HEDEP olarak da kongremizi gerçekleştirdiğimizde dünyaya bir mesaj verdik; Onurlu barış için elimizden gelen her mücadeleyi yürüteceğiz. Kadın kazanımlarının korunması için direnişimizi geliştireceğiz mesajını verdik. Bunun bir alanı da yerel yönetimlerdir. Yerel demokrasi aslında kayyımlar eliyle bir şekilde gasp ediliyor, orada demokratik inşa gasp ediliyorsa oradan tutun ekoloji, kooperatif alanında hangi politikalarda nasıl mücadele edeceğimizin alanı yerel demokrasinin kendisidir” diye konuştu.

Türkoğlu şöyle noktaladı: “Demokratik ulus paradigmamız var. Bu paradigma yerel demokrasiden bağımsız ele alınmadığı için kayyım rejimini oluşturmaya çalışıyorlar. Kayyımlar neyi çaldığını, biz de bizden neyin çalındığını biliyoruz. Anadille kendi toprağımızı, kendi kültürümüzle var olmanın mücadelesini verirken, erkek devletin kendisi de bizden bu çaldıklarına karşı korkuyu yayma ve bunun üzerinden politikalar geliştiriyor. Bu onların korkusudur. Kendi mücadelemizi her bir kadın arkadaşımızdan alarak, İran’da, Rojava’da herkes bugün ‘Jin jiyan azadî’ diyorsa bu bir hakikattir. Evrensel değerlere tekabül eden bir duruma dönüşmüşse biz kazanıyoruzdur. Mücadelemizi hep birlikte yükselteceğiz. Yolumuz açık olsun.”

Türkoğlu’nun konuşmasından sonra konferans basına kapalı devam etti.