Ata: Tecrit ve statüsüzlük ortak devrimci iradeyle bitirilecek!

KJA Eş Dönem Sözcüsü Ata, 15 Şubat Komplosu'nun boşa çıkarıldığını ancak riskin sürdüğünü belirtirken, Türk devletinin saldırılarını örnek gösterdi. Ata, ortak devrimci iradeyle tecrit ve statüsüzlüğün bitirileceğini kaydetti.

Özgür Kadın Kongresi-Kongreya Jinên Azad (KJA) Eş Dönem Sözcüsü Ayla Akat Ata, yıl dönümünde, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan şahsında özgürlük mücadelesine yönelik 15 Şubat Komplosu'nu ANF'ye değerlendirdi...
Ata, Öcalan’ın şahsında Kürt halkını statüsüz bırakmayı hedefleyen Uluslararası Komplo'nun devam ettiğini vurgularken, demokratik özerklik tartışmasının komplo öncesi başladığını belirtti. Ata, "1993 yılında bir barış süreci vardı. Özerk Kürdistan tartışılıyordu. Komplo böyle bir zeminde gerçekleşti, 1999’da Sayın Öcalan kaçırılarak Türkiye getirildi" dedi.
Ata, komplonun ikinci ayağının barış müzakerelerinin tekrar başladığı bir dönemde, Paris’te üç devrimci kadının katledilmesiyle gerçekleştiğine dikkati çekti. Katliam sonrası komplonun dönemsel olarak küresel ölçekteki yansımalarıyla yüzleşen Kürt halkının, her türlü baskıya, katliama karşı direnerek ve statü taleplerinde ısrar ederek komployu boşa çıkarttığını kaydeden Ata, "Komployu gerçekleştirenler Kürt halkını susturamadılar, özgürlük, eşitlik iddiasından vazgeçiremediler" diye ekledi.

'KAYBETMEYE MAHKUMLAR!'

'Komplo boşa çıkartılsa da küresel ölçekte ayaklarının hala devrede olduğuna, Kürtlerin bir yüzyıl daha statüsüz bırakılmak istendiğine' vurgu yapan Ata, Türk devletinin Rojava’ya yönelik saldırılarının bu kapsamda okunması gerektiğini söyledi. Ata, Suriye’de adı konmamış bir '3. Dünya Savaşı’na yol açabilecek kutuplaşmanın giderek derinleştiği bir süreçte, DAİŞ’e karşı savaşan YPG’nin mevzilerinin Türk devleti tarafından vurulmasının arkasında Kürtlerin statü sahibi olmasına tahammülsüzlüğün yattığının altını çizdi. Ortadoğu’da böylesi bir kaos yaşanırken Türkiye’yi yönetenlerin Kürtlere saldırmak yerine tarihsel birlikteliklere bakmaları gerektiğini belirten Akat, şöyle devam etti: "Kürtler ve Türkler ilk defa tarihsel bir kader paylaşmıyorlar. Sıkça bahsettikleri 1071 Malazgirt Muharebesi’nden Kurtuluş Savaşı’na kadar Türkler ve Kürtler arasında köklü bir birliktelik var. Şimdi dördüncü stratejik dönemdir ve eğer Türkiye’de toplumun bir bütün olarak kazanacağı bir süreç örgütlenecekse, bu, Kürtlere rağmen olmayacak. Bütün dünya bugün Kürtlerle hesap yaparken, oturup kalkarken, tartışırken, Kürtleri yok sayarak Türkiye’yi yönetmek isteyen irade kaybetmeye mahkûmdur."

‘PYD ÜÇÜNCÜ BİR YOLUN MÜMKÜN OLDUĞUNU GÖSTERDİ'

PYD’nin ABD ile yakınlaşmasına dönük tartışmalara da yanıt veren Ata, Kürtlerin kimseye güvenilemeyeceğini çok ağır bedeller ödeyerek öğrendiklerini ifade etti. “PYD de Baas rejiminin yanında duran Rusya ve Suriye muhalefetinin yanında duran ABD’nin etrafında şekillenen kutuplaşmanın karşısında” diyen Ata, "Bugün mesela niye hiç kimse Cenevre’yi konuşmuyor da herkes Münih’i konuşuyor? Çünkü Cenevre’de ülke içinden gelenler katılacaktı, Münih’te ise ülke dışında onlara vekalet eden ve savaşı yaptıranlar bir araya geldiler. PYD üçüncü bir güç olarak ortaya çıktı ve üçüncü bir yolu tercih etti. PYD bir arada yaşadığı bütün halklar, değişik etnik kimlikler ve inançlarla birlikte kendi demokratik yönetimini örgütleyerek, Ortadoğu’ya ve tüm ezilen halklara farklı bir çözümün, farklı bir yolun mümkün olduğunu gösterdi" diye konuştu. 

'SAYIN ÖCALAN’IN ZİHİNSEL DEVRİM SÜRECİ ROJAVA’DA SOMUTLAŞTI'

Rojava modelinin Öcalan’ın ideolojisinden yola çıkılarak hayat bulduğunu vurgulayan Akat, sözlerini şöyle sürdürdü: "Sayın Öcalan’ın önderliği sadece stratejik bir önderlik değildir, aynı zamanda ideolojik bir önderliktir. Ortaya koyduğu çözüm projesi sadece Kürdistan halkları değil, Ortadoğu ve dünya halkları açısından benimsenmiş, saygıyla karşılanmış, selamlanmıştır. Giderek kutuplaşan dünyada küresel güçleri rahatsız eden nokta da zaten Rojava’da inşa edilen demokratik anlayıştır. Bu demokratik yönetim anlayışı hem ulus devlet statükoları, hem de küresel sermaye için bir tehdit olarak algılanmıştır. Sayın Öcalan o tecrit koşulları içerisinde bir halkın özgürlüğünün örgütlenebileceğini, bireyin özgürlüğünün kendi elinde olduğunu ortaya koymuştur. Burada cezaevinde yaşanan bir zihinsel devrim süreci var ve o devrim süreci Rojava’da somutlaşmıştır. Sayın Öcalan’ın Rojava’da attığı tohum bugün yeşermiştir.” 

'ORTAK DEVRİMCİ İRADE'

KJA Eş Dönem Sözcüsü Ayla Akat Ata, tecridi de statüsüzlüğü de ortak devrimci iradenin bitireceğine işaret ederken, "Rojava’da olduğu gibi Kuzey Kürdistan’da da devlet tarafından Kürt halkına yönelik izlenen gömme stratejisi ters tepecektir. Gömdükleri her insan yarınlarda topraktan özgürlük tohumu olarak yeşerecek. Kürt halkı ne kendi özgürlüğünden ne de önderliğinin özgürlüğünden vazgeçecek" ifadelerini kullandı.