Yazılı bir açıklama yapan Avrupa Demokratik Güç Birliği, DTK Eşbaşkanı ve HDP Hakkari Milletvekili Leyla Güven’in tutuklanmasına tepki gösterdi.
Açıklamada şunlar belirtildi: “Diyarbakır E tipi Hapishane’sinde tutuklu bulunduğu süreçte Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması için açlık grevine giren ve sonrasında tahliye edilen, Haziran 2020’de milletvekilliği düşürülen DTK Eş Başkanı, Hakkari Milletvekili Leyla Güven Diyarbakır’da yargılandığı dosya kapsamında verilen 22 yıl 3 ay hapis cezası ve tutuklama kararıyla gözaltına alındı. Bu karar halkların iradesini defalarca yok sayan AKP-MHP faşist iktidarı tarafından hukuksuzluğun da hukuksuzluğu ile alınmış bir karardır. Emekçi sınıfa, kadınlara, halklara, sosyalist devrimci kurumlara ve HDP’ye yönelik saldırılarını arttırarak acımasızlığa soyunan faşist iktidarın işbirlikçi ve alçak yüzü açık ortadadır.
DTK Eşbaşkanı Leyla Güven ile dayanışmak için toplanan HDP’lilere yönelik saldırıda 11 kişi gözaltına alınmış ve bu esnada HDP İstanbul Milletvekili, Devrimci Parti fahri danışmanı Musa Piroğlu’na alçakça saldırılmış tekerlekli sandalyesinden düşürülerek polisin saldırısına maruz kalmıştır. Bu saldırı Musa Piroğlu’na değil orada bulunan iradeye, Kürtlere ve engellilere yapılmıştır.
Bizler, Leyla Güven özelinde ne Güven’i tutsak eden, halkın iradesini yok sayan, tüm kadınların sokakta ve mecliste iradesi olan kadın siyasetçileri yıldırmaya çalışan zihniyeti tanıyoruz ne de mücadele yoldaşıyla dayanışan ve Vekiline sahip çıkan halka ve siyasetçilere saldıran, insanları gözaltına alarak işkence eden bu kendini bilmez faşist iktidarın tavrını tanıyoruz.
Yıllardır Kürt Hareketi içerisinde mücadele eden ‘Hiçbir yere gitmiyorum. Bu ülkede siyaset yapmaya devam edeceğim. Ama içeride ama dışarıda. Hiç fark etmez!” diyen Leyla Güven’in, işçilerin, engellilerin, ezilen tüm halkların sesi olan ‘Sonunuz yakın, bu sona hazırlanın’ diyen Musa Piroğlu’nun iradelerine sahip çıkıyoruz.
Saldırgan Türk devleti, Türkiye halklarının vekillerini, devrimcileri ve sol sosyalist kesimi tutsak ederek tüm ülkeyi tutsak edebileceğini sanıyor. Asıl tutsak edilmesi gerekenin erkek egemen devletçi zihniyet olduğunu biliyoruz. Bunu yıkacak tek irade birleşik mücadeledir.
Bu iradeden aldığımız güçle, o gün geldiğinde saldırı ve komplolarla tutsak edilen bedenlerin, katledilenlerin, sömürülen halkların hesabını, sonlarını kendi elleriyle getiren egemenlerden soracağız.
Kürt halkına yönelik tüm saldırılar ancak AKP-MHP faşizmine karşı öfkemizi büyütecektir. Boyun eğmediğimiz iktidarın yaptığı bu saldırı ve komploları ne unutur ne de affederiz!”