Kadın Meclisi, “Kadınlar İçin Adalet” kampanyası kapsamında, cezaevinde yaşanan hak ihlallerine ilişkin İstanbul’da basın açıklaması yaptı. Eylemde konuşan HDP Kadın Meclisi Sözcüsü Ayşe Acar Başaran, "Erkek egemen iktidara karşı diz çökmedikleri, biat etmedikleri için cezaevlerinde rehin tutulan kadın yoldaşlarımız için, Sebahat Tuncel için, Figen Yüksekdağ için, Leyla Güven için, Ayşe Gökkan için basın açıklaması gerçekleştirmek istedik. Yine bir klasikle karşı karşıya kaldık, Adalet Sarayı adalet değil, sarayın ablukası altına alındı. Yine oradan erkek adaleti yükselteceklerinin kadınlara mesajını verdi. Bugün Çağlayan Adliyesi önünde olsak, Çağlayan Adliyesi özelinde bütün yargıya çağrı yapacaktık" dedi.
'TÜRK YARGISI ERKEK EGEMENLİĞİNİN KORUYUCUSUDUR'
"Her gün kadınlar katledilirken; tacize, tecavüze uğrarken erkek yargı erkeği cezasızlık ile ödüllendirirken, kendisini savunan kadınlar aynı erkek yargı tarafından cezalandırılıyor" diyen Başaran, şöyle devam etti:
"Ve bu yargı az önce de ifade ettiğim gibi kendini erkek egemenliğinin savunucusu ve koruyucusu olarak görüyor. Ve biz bu sesleri yükseltmeye çalışırken, kadınlar alanlarda, meydanlarda mücadele ederken zor aygıtıyla sürekli bir biçimde karşı karşıya kalıyor. Kadınlar gözaltılarla, tutuklamalarla ve bu da yetmezmiş gibi her türlü işkenceyle karşı karşıyalar.
'İKTİDAR İŞKENCEYİ SAVUNUYOR'
Bugün AKP iktidarı tarihteki büyük suçların örneklerinden birini kadınlara dayatıyor. Gözaltılardan başlayarak kadınlar çıplak aramayla yüz yüze kalıyor. Cezaevlerinde bir kampüsten birine götürülürken, herhangi bir durumda cezaevinin dışına çıktıkları anda yine benzer bir biçimde çıplak arama işkencesiyle karşı karşıya kalıyorlar. Biz “çıplak arama işkencedir, çıplak arama cinsel işkencedir ve iktidar bu suçu işliyor” dediğimizde iktidarın sözcüleri bunu inkar etmekle kalmıyor, bunun savunuculuğunu yapıyor, meşrulaştırma çabasını yürütüyor.
En son AKP Grup Başkanvekili Özlem Zengin’in yaptığı tam da buydu. Kadınların, bu tür muamelelerle, cinsel işkenceyle karşı karşıya kaldıklarında bunu açıklamak için ne kadar zorlandıklarını biliyoruz. Kendileri daha önce kadın hakları savunuculuğu yapmadıkları, kadınların hislerinden uzak oldukları için çıplak arama işkencesini anlatmanın ne kadar zor olduğunun farkında değiller. Ve bir yıl boyunca bir kadının bu işkenceyi ifade etmesinin suçlusunu, yine kadınlar olarak gösterdiler. Ama bu meşrulaştırma çabası boşuna, büyük bir suç işliyorsunuz. Devlet eliyle, iktidar eliyle, kolluk eliyle, cezaevlerindeki yetkililer eliyle kadınlara başta olmak üzere çıplak arama işkencesi vardır ve biz bununla mücadele etmeye devam edeceğiz. Yargınız da, kolluğunuz da, oluşturduğunuz barikatlar da bu mücadeleyi vermemizden bizi alıkoyamayacak."
'BİZİ YARGILAMAYA GÜCÜNÜZ YETMEYECEK'
HDP Kadın Meclisi Sözcüsü Ayşe Acar Başaran, şu mesajları da verdi:
"Karşınıza dikileceğiz, bizi yargılamak istediğiniz, adliye saraylarında kadınlar olarak sizin erkek egemen yargınızı biz yargılayacağız. Sizin bizi yargılamaya gücünüz yetmeyecek. Cezaevlerine kapattığınızda, sizin o dört duvarlarınız arasında ses yükseltmeye devam edeceğiz. Sesimizi kısmaya çalıştığınızda işte burada bizim yaptığımız gibi dışarıdaki yoldaşlarımızın sesi olacağız. Ama kadın mücadelesi geri adım atmayacak. Kadın mücadelesi elbette başarıya ulaşacak. Tıpkı bugün olduğu gibi. Çağlayan Adliyesi’ni abluka altına almış olabilirsiniz, kadınların sesini kısmaya çalışıyor olabilirsiniz; ama başaran biz olacağız, başaran kadınlar olacak. Sizin bütün suçlarınızı uluorta döktükten sonra asıl biz bu ülkede gerçek kadın özgürlükçü sistemi kuracağız. Buradan cezaevlerindeki bütün yoldaşlarımıza, buradan esaret altında rehin olarak tutulan kadın yoldaşlarımıza, öz savunmasını gerçekleştirdiği için tutuklanan, yargılanan kadınlara, çıplak arama işkencesine karşı direnen kadınlara selam olsun."