Başaran: Sokakta olma zamanı

HDP Kadın Meclisi Sözcüsü Ayşe Acar Başaran, kadınların sesini, sözünü yükseltmek için mücadele ettiklerini belirterek, tüm dünyada kadınlar için sokakta olma zamanının geldiğini söyledi.

HDP Kadın Meclisi olarak 1 Mart’ta birçok ilde eşzamanlı eylemlere başlayacaklarını, 5 Mart’ta özgün eylemler gerçekleştireceklerini belirten HDP Kadın Meclisi Sözcüsü Ayşe Acar Başaran, “8 Mart’ta Türkiye ve Kürdistan’da kadın kurumları ile bir arada oluşturulan bu adaletsiz, cinsiyetçi, dinci, erkek, militarist yaklaşımlara karşı geleceğimizi, emeğimizi, sözümüzü savunmak için alanlarda ve meydanlarda olacağız” dedi.

HDP Kadın Meclisi tarafından 10 Şubat’ta başlatılan ‘Kadınlar İçin Adalet’ kampanyası devam ediyor. Kadın Meclisi Sözcüsü Ayşe Acar Başaran, kampanyalarla ilgili ANF’ye konuştu. Savaştan, ekonomik krizden, tecritten ve yoksulluktan en çok kadınların etkilendiğini belirten Başaran, kadınların sesi ve sözü olmayı sürdüreceklerini vurguladı.

Özellikle 2021’e girerken kadınlar cephesinden sürece müdahalenin, daha fazla örgütlenmenin yol ve yöntemlerini tüm yapılarıyla tartıştıklarını kaydeden Başaran, nihayetinde ‘Herkes İçin Adalet’ kampanyası kapsamında ‘Kadınlar İçin Adalet’ perspektifiyle bir programlaşmaya gittiklerini söyledi. 10 Şubat’ta Ankara’da bu kampanyanın startını verdiklerini anımsatan Başaran, kampanyanın birçok ayak üzerine kurulu olduğunu ifade etti.

EN BÜYÜK YANSIMASI KADINLARA

Derinleşen adaletsizliğin en büyük yansımasının kadınlar üzerinden görüldüğünü belirten Başaran, şöyle devam etti: “Kanuni ve hukuki olarak erkek egemenin yarattığı cinsiyetçi sonuçlar hepimizin malumu. Binlerce arkadaşımız sadece kadın mücadelesi yürüttükleri için ya da 8 Mart ve 25 Kasım’ı örgütledikleri için yargılanıyor. ‘İstanbul Sözleşmesi yaşatır’ deyip sokaklara, meydanlara inen kadınla, sırf bu eylemlerden dolayı yargılanıyor. Bütün mekanizmaları askıya alan veya tartışmaya açan bir iktidarla karşı karşıyayız.”

KADINLARIN BEDENİ BİLE SAVAŞ YERİ

İstanbul Sözleşmesi en temel uluslararası sözleşme olmasına; 6284 sayılı kanun kadınlar için büyük bir kazanım olmasına rağmen bu mekanizmaların askıya alındığını kaydeden Başaran, şunları söyledi: “Salgın bahane edilerek kadınların sığınma evlerine kabulleri zorlaştırıldı ve şiddetle yüz yüze bırakıldı. Şiddetten kendini korumaya çalışıp meşru öz savunmasını kullanan kadınlar ise ‘Melek İpek’ şahsında müebbet hapisle yargılanıyor. Kadınların her türlü örgütlenme, mücadele ve kendini savunma hakkı yargılanıyor ama diğer taraftan kadına yönelik suç işleyenler cezasızlıkla ödüllendiriliyor. ‘İnfaz yasası’nda da olduğu gibi örtülü aflarla erkeklerin şiddeti meşrulaştırılıyor. Cezasızlık politikası yürütülerek kışkırtılmış erkeklik hali toplum içerisinde yaşatılıyor. Bu, yargı sisteminin kadınlar üzerinden tezahürü. Yargının adalet için değil, muhalefete sopa olarak kullanıldığını çok iyi biliyoruz. Kadınlar cephesinden daha ağır. Savaş ve kriz dönemlerinden her zaman en fazla etkilenen kadınlar olmuştur. Kadınlar, hukuksuzlukla karşı karşıya kalan, tecrit altına alınan, yaşamdan soyutlanmaya çalışılan ve bedenleri bile savaş yeri haline getirilen bir kesimdir.”

KAMPANYA SİYASİ TUTSAKLARIN SESİ OLACAK

İktidarın, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın üzerinde başlayıp tüm ülkede bir yönetim biçimi haline getirildiği tecridi, salgını da fırsat bilerek daha da derinleştirdiğini söyleyen Başaran, şöyle konuştu: “Kadınların yaşamı, geleceği, özgürlüğü üzerinde büyük bir tecrit hali yaratılıyor. Bu savaş hali; göç, yoksulluk, cezaevleri olarak geri dönüyor. Tutsaklar, bu hukuksuz ve gayrimeşru tecride karşı açlık grevinde. Bu da kampanyamızın bir parçası; tecridin kadınları nasıl etkilediğini görerek siyasi tutsaklara ses olacağız. Eşbaşkanlık sistemi üzerinde birçok arkadaşımız cezaevlerinde. Bunun en iyi örneği de Şevin Alaca, dosyası sadece eşbaşkanlığın kriminalize edilmesi üzerine kurulmuş. Bütün bu anti demokratik uygulamalar ve hukuksuzlar ülkede büyük bir ekonomik krizi de beraberinde getirdi. Bunlar bir araya getirildiğinde dönemsel olarak bu kampanyanın büyük bir ihtiyaç olduğunu gördük.”

KADINLAR İÇİN SOKAKTA OLMA ZAMANI

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde alanlarda olacaklarını söyleyen HDP Kadın Meclisi Sözcüsü Ayşe Acar Başaran, kadınların bütün bu süreçte yaşadığı her türlü adaletsizlik için ‘Kadınlar İçin Adalet’ diyeceklerini vurgulayarak, şunları ekledi: “Kadınların sesini, sözünü yükseltmek için mücadele ediyoruz. 8 Mart yaklaşıyor; tüm dünyada kadınlar için sokakta olma zamanı. Biz HDP Kadın Meclisi olarak 1 Mart’ta birçok ilde eşzamanlı startlar vereceğiz. 5 Mart’ta HDP Kadın Meclisi olarak özgün eylemler gerçekleştireceğiz. 8 Mart’ta Türkiye ve Kürdistan’da kadın kurumları ile bir arada oluşturulan bu adaletsiz, cinsiyetçi, dinci, erkek, militarist yaklaşımlara karşı geleceğimizi, emeğimizi, sözümüzü savunmak için alanlarda ve meydanlarda olacağız. İsyanımızı yükselteceğiz. Mücadelemizin başarıya ulaşacağını da bu 8 Mart’ta bir kez daha haykıracağız.”