Demirel: Gömülme hakkı çiğneniyor; insanlık ölüyor!

HDP Grup Başkanvekili Demirel, Kürdistan'da devlet güçlerinin sivil katliamlarına dikkat çekerek, "Gömülme Hakkı"na ilişkin Meclis Araştırması istedi.

HDP Grup Başkanvekili ve Amed Milletvekili Çağlar Demirel, "Gömülme Hakkı"na ilişkin Meclis'e araştırma önergesi verdi.

Demirel, araştırma önergesinde 'sokağa çıkma yasakları' uygulanan yerlerde her geçen gün yeni sivil ölümleri gerçekleşirken, öldürülen sivillerin savaş hukukunda dahi temel bir ilke olarak yer alan “gömülme hakkı”ndan men edilmelerinin kamuoyunda büyük bir tepkiye sebep olduğunu belirtti. 

'İNSANLIK ÖLÜYOR!'

Demirel, şu hususlara dikkat çekti: "Günlerce sokaklarda, karlar üstünde ya da morglarda üs üste bekletilen cenazeleri almak için harekete geçen, “Cenazeler gömülmüyor, insanlık ölüyor. Ölüm ablukaları kalksın” şiarıyla düzenlenen sivil eylemlerin dahi kolluk kuvvetleri tarafından engellenmesi, heyetlerin saldırıya uğraması gibi gelişmeler de sorunu daha çözümsüz bir hale getirmektedir. Hastaneye erişim imkânı bulunmadığından cenazesi günlerce evin buzluğunda muhafaza edilen 10 yaşındaki Cemile Çağırga, cenazesini almak üzere yardıma giden kişilerin tarandığı için 7 gün sokakta bekletilen Taybet İnan, Şırnak’ta morglarda alt alta üst üste muhafaza edilen cenazeler, Türkiye Cumhuriyeti idaresinin insanların “gömülme hakkına” saygılı davranmadığını göstermiştir. Oysaki gömülme hakkı, kanunla yazılı düzenlemeyi bile gerektirmeyecek kadar doğal ve tartışmasız bir haktır. Bu haktan, ailenin dini ritüellerini özgürce yerine getirebilmesi, belirli bir mezarın bulunması da anlaşılmalıdır. Defnedilebilme hakkı, cenazenin ardından yas tutulabilmesini de mümkün kılar.

Türkiye Cumhuriyeti yasalarına göre, mahalli ve müşterek ihtiyaçlardan olan mezarlıklar ve defin ile ilgili her türlü yetki, 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 14. Maddesinin a bendinin getirdiği düzenlemeyle tamamen belediyelere bırakılmıştır. Büyükşehirlerde isem büyükşehir ve ilçe belediyelerinin görev, yetki ve sorumluluklarını düzenleyen Büyükşehir Belediyesi Kanunu’nun 7. Maddesinin (s) bendiyle “mezarlık alanlarını tespit etmek, mezarlıklar tesis etmek, işletmek, işlettirmek, defin ile ilgili hizmetleri yürütmek” yetki ve görevi büyükşehir belediyelerine aittir. Bu konuda yönetmelik çıkarma, detayları düzenleme, usullere açıklık getirme yetkisi bu nedenle belediyelerdedir. Fakat 7/1/2016 tarihinde Adli Tıp Kurumu Kanunu Uygulama Yönetmeliğinde bir değişikliğe gidilerek yönetmeliğin 10. Maddesinin üçüncü fıkrasının (c) bendinde yer alan “belediyelere teslim edilir.” İbaresi “belediyeye veya mülki idare amirliğine gömülmek üzere teslim edilir.” şeklinde değiştirilmiş ve aynı bende “cevap verilmeyen” ibaresinden sonra gelmek üzere “veya cevap verilmesine rağmen ailesi, yakınları veya yetkili temsilciliklerce üç gün içinde teslim alınmayan” ibaresi eklenmiştir. Bu düzenleme ile Adalet Bakanlığı, adeta belediyelerin yerine geçerek düzenleme yapmakta, kanunda hiç olmayan üç günlük bir süre getirerek, çeşitli sebeplerle cenazelerini almaya gelemeyen ailelerin cenazelerinin belediyelerden de alınarak mülki amirlere teslim edileceği hükmünü koymaktadır."

'KAMU VİCDANINDAKİ YARALAR DERİNLEŞİYOR'

Demirel, "Mevcut sokağa çıkma yasaklarının maalesef olağanlaştığı günümüzde bir cenazenin teslim alınabilmesi için 3 günlük bir sürenin öngörülebilmesi, açıkça o cenazelerin ailenin tasarrufundan çıkarılması anlamına gelmektedir" diyerek, şunları belirtti: "Kimliği teşhis edilmiş cenazelerin morgdan alınması için yakınlarına yanınan 3 günlük süre, hukuki mesnetten yoksun sokağa çıkma yasakları düşünüldüğünde fiilen riayet edilmesi mümkün olmayan bir süredir. Bu uygulamanın hem ailenin defin ritüellerini uygun gördüğü şekilde gerçekleştirmesini engelleyeceği, hem de cenazelerde karışıklıklar olmasına ve hatta ailelerin mezarları bulamamasına varabilecek sonuçlar doğuracağı açıktır. Bir yandan da cenazelerin aileleri tarafından gömülmemesi, cenazelerin kimlikleri ve yerlerine dair şüphelerin oluşması ihtimalini doğuracaktır."

"Halen her Cumartesi Galatasaray Lisesi’nin önünde toplanarak 1990’larda kaybettikleri yakınlarının cenazelerini talep eden insanların olduğu bu coğrafyada, bugün de cenazelerin belirsizlikte bırakılması ve sivil halkın tepki duyduğu mülki amirlerin keyfiyetine teslim edilmesi kamu vicdanında açılan yaraları daha da derinleştirmektedir" ifadelerini kullanan Demirel, "Toplumsal dokuda açılan bu tür yaraların telafisi, maalesef basitçe bir başka idari işlemle gerçekleşmemekte, yıllar süren acılı süreçleri gerektirmektedir. Bu açıdan cenazelerle ilgili bu düzenlemenin yol açacağı telafisi imkansız zararlar, yeni toplumsal infiallere de sebep olabilecek boyuttadır" dedi.

HDP'li Çağlar Demirel, konuya ilişkin Meclis Araştırması istedi.