Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Kadın Meclisi, Kobanê Davası’nda Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ’ın savunmasını yapacağı duruşma öncesi Sincan Cezaevi Kampüsü önünde basın açıklama gerçekleştirdi. Duruşmaya çok sayıda kadın, avukat, DEM Parti milletvekilleri, eş genel başkanlar Tülay Hatimoğulları ve Tuncer Bakırhan katıldı.

Duruşmaya katılıp dayanışma halinde olacaklarını söyleyen Halide Türkoğlu, “Bugün birçok yerde kadın yoldaşlar bu dayanışmayı gerçekleştirecek. Figen Yüksekdağ erkek egemen bu yargıyı tekrar yargılayacaktır. Bugün aynı zamanda 19 Aralık Maraş katliamının yıldönümü yine Taybet Ana abluka sürecinde katledildi ve cenazesi 7 gün yerde bırakılarak insanlığın yitimine uğradığı katliamın yıldönümü. 19 Aralık aynı zamanda ‘Hayata dönüşü’ operasyonu adı altında cezaevinde 30 tutsağın katledildiği gün. Bugün aynı zamanda tarihin bize mücadelemizde ne kadar haklı olduğunun göstergesi. Çünkü egemenlerin faşizmin aslında bu katliamlarla halklar dönük insanlığa dönük büyük suçlar işlediğini belirtmek gerekiyor. Bu katliamlar aslında insanlık suçudur derken bugün aslında Kobanê Kumpas davasında bu mesele de daha çok kendini ortaya koyuyor. Bu mücadelenin haklılığı bugün bir kez daha kendisini ortaya koyuyor” dedi.

'BU DAVADA HALKLAR YARGILANMAK İSTENİYOR'

Bu davada kişilerin değil halkların yargılandığının bir kez daha altını çizen Halide Türkoğlu, “Elbette Kobanê Kumpas Davası, IŞİD tarafından Kobanê’ye yapılan saldırıların yani insanlık suçuna karşı başta kadınlar olmak üzere tüm halkların aslında yargılanmaya çalışıldığı bir davadır diyebilirim. O yüzden insanlığa karşı işlenen bir suçtur. Burada yargılanan arkadaşlarımız insanlık suçlarını teşhir ederek, insanlığa karşı işlenen suçlara mücadele ettikleri için yargılanıyorlar. Yargılanması gerekenler yargılanmıyor, tarihin her aşamasına gittiğimizde bugün cezasızlık politikası erkek devlet dediğimiz bu iktidar mekanizmalarıyla faşizmin aslında kendisini gün be gün büyüttüğü bu dönemlerde tarih bize şunu söylüyor. Bu katliamlara karşı mücadele etmediğimiz, hatırlamadığımız sürece bu gibi durumlar yaşanmaya devam ediyor. Bu katliamları hatırlarken aynı zamanda hesap sormamızdır. Bugün Kobanê Kumpas davasında Figen yoldaşımızla dayanışmamız da bunun içindir. Bu mücadeleyi diri tutmak bu mücadele tarihini nasıl gün be gün büyüyeceğine ilişkin cezaevlerinde büyüyen ve insanlığa karşı işlenen suçlara kadar birçok meseleye dair mücadelemiz büyüyecektir” diye konuştu.

Halide Türkoğlu, şunları kaydetti:

“Birçok kez Kobanê Kumpas Davası’nı değerlendirirken söylediğimiz bir şey var. Bu davayı açanlar, Kobanê Kumpas Davası’nı açanlar, soruşturma ve dosyasını açanlar, kabul eden mahkeme heyetinin başkanı bir suç lideri çıktı. Suç örgütü oluşturmuş. Şimdi böylesine bir suç örgütü oluşturmuş bir mahkeme başkanının kabul ettiği bir dosya kabul edilerek aslında bu davanın nasıl bir kumpas davası olduğunu gösteriyor. Bunu nasıl ortaya koyuyoruz? Arkadaşlarımız bu erkek yargı sürecini yargılarken bu durumu her defasında teşhir etmiştir. O zaman şunu açık söyleyebiliriz ki bu dosyayı kabul etmek aslında suçtur. Bu dosyayı kabul edenler insanlığa karşı suç işlemiştir. Kobanê’yi savunanlar insanlığa karşı suç işlemiyor? Tam tersine insanlık değerlerini savunuyor, evrensel değerleri savunuyor. Halkların eşitliğin ve özgürlüğünü savunuyor. Kadın özgürlük mücadelesini savunuyor. Figen Yüksekdağ’ın mücadelesi aynı zamanda bir kadın, hak, adalet mücadelesidir. Kürt halkının özgürlük ve eşitlik mücadelesinde demokrasiyi, eşitliği, özgürlüğü savunanların birlikte harekete ettikleri ortak yaşamın mücadelesidir. Saldırı burayadır. Saldırı bunun üzerinden gelişiyor. Bu kumpas davaları bunu üzerinden gelişiyor. Biz bu davada Figen Yüksekdağ’ın yanında olarak bu dayanışmayı büyüteceğiz. Hakikatin herkes tarafından işitilmesi için gün be gün bu mücadeleyi yükselteceğimizden kimsenin kuşkusu olmasın.

Figen Yüksekdağ mücadelesiyle bize ilham olmuş, siyasetin bu ülkenin geleceği için ne kadar önemli olduğunu 7 yıldır gösteren arkadaşlarımızdandır. Bugün cezaevlerinde daha hukuksuz bir şekilde bir tecrit rejimi oluşturulmuştur. Arkadaşlarımız buna dair mücadele yürütüyor. Boyun eğmiyorlar dimdik duruyorlar. Figen Yüksekdağ’ın söylediği gibi ‘Onlar ne kadar bizi yıkmak için uğraşsalar da biz dimdik kalmayı öğreniyoruz.’

‘En fırtınalı denizlerde yol alıyoruz diyor. Türkiye halklarının aydınlık yarınları için bir şeyler yapıyoruz’ diyor ki bu bizim ilham kaynağımızdır. Bugün Figen Yüksekdağ’ın aynı zamanda doğum günü. Biz kadınlar başta Figen Yüksekdağ olmak üzere kendimiz için ve bütün kadınlar için en büyük hediyenin özgürlük olduğunu, tarihin bütün zamanlarında erkek devlet şiddetiyle iktidarların yürüttüğü katliamlara karşı hesap sormanın ve bu hesap sormaya da kazanmanın günü olabilecek en iyi armağan bütün insanlığa bu olacaktır.”