Gazeteci Deniz Fırat, kadın haberciliğinde yaşayacak

Gazeteci Deniz Fırat'ın ardılları, çatışma bölgelerinden yaptıkları haberlerle onun anısını ve mücadelesini yaşatıyor.

Deniz Wan, "Deniz Fırat’ın şehadetinin ardından, ondan cesaret ve güç alarak savaş alanlarında çalışan kadın savaş muhabirleri gün geçtikçe çoğalıyor ve çoğalacak. Hakikatler Kadının kalemi ve diliyle yaşayacak" dedi.

Gazeteci Deniz Fırat’ın şehadetinin üzerinden 3 yıl geçti. Bu süreç içerisinde cephelerde, kadın gazetecilerin ve kadın savaş muhabirlerinin sayısı gün be gün arttı. Büyüdü ve çoğaldı. Onların ardılları, Denizler, Nujiyan’lar büyüdüler ve şimdi onların izinde hakikati halklara hakikatın haberlerini aktarıyorlar.

2014 yılında DAİŞ çetelerinin Maxmur kampına yönelik saldırısını anı, anına aktaran, çatışmalar boyunca bir saniye bile olay yerinden ayrılmayan gazeteci Deniz Fırat 8 Ağustos günü DAİŞ çetelerinin saldırısında yaşamını yitirdi. Dağ basın çalışmalarında yer alan Ekin Wan, Deniz Fırat’ı "elinde fotoğraf makinesiyle çekilen fotoğrafı daha tanımadan insanı mücadeleye davet ediyordu" diye tanımlıyor. Wan, Deniz gibi hakikatın izinde olmayı ve hakikatın duyurucusu olabilmeyi tüm zorluklara rağmen göze aldıklarını, her koşulda çalışmayı ondan öğrendiklerini, onun izinde yürüyen ve yürüyecek birçok kadın gazetecinin de yetişmeye devam ettiğini belirtti.

‘SADE BİR YAŞAMIN SAHİBİYDİ’

"Şehit Deniz Fırat’la yüz yüze tanışma fırsatım maalesef olmadı. Faşist DAİŞ çetelerinin Şengal ve Mahmur Kampına saldırılarını sıcağı sıcağına cepheden tüm dünyaya duyurmaya çalışırken şehadetiyle tanıdım aslında onu" diyen Wan, Deniz Fırat’ın Cenazesi Wan’a getirildiğinde kendisinin de orada olduğunu, hatta çalıştığı kampüse getirildiğini fakat kendisinin karşılamaya bile gidemediğini, yaşadığı o süreci vicdanen sorguladığına dikkat çekti.

Fırat’ın elinde fotoğraf makinesiyle gülen fotoğrafının insanı daha tanımadan mücadeleye davet ettiğini belirten Wan, şunları söyledi:

“Deniz Fırat’ın şehadetinden iki hafta sonra gerilla saflarına katıldım. Deniz Fırat’ın yaşamını burada daha detaylı öğrenme şansım oldu. Bir amaçla yaşanacak ve bu uğurda savaşılacaksa eğer nasıl çalışılması gerektiğini anlatıyordu Deniz arkadaşın yaşamı. Amaçta çok netti, sade bir yaşamın sahibi olmuştu. Deniz, Wan Çaldıran’lıydı ve şehadetinden sonra doğduğu topraklara gömülmeyi kendisi istemişti. Şehit Deniz Fırat memleketi Wan’dan çok küçük yaşlarda ailesiyle birlikte Türk Devleti’nin zoruyla göç etmişlerdi. Deniz arkadaş gerillaya katılan dört kız kardeşten üçüncüsüydü. Kız kardeşleri Şehit Binevş ve Şehit Sarya, Deniz arkadaştan önce şehit düşmüşlerdi gerilla saflarında."

Wan, Deniz Fırat’ın şehadetinin ardından bıraktığı mirası basın çalışmaları alanında devam ettiren kızkardeşi Binevş’le tanıştığını, Binevş'in ona Deniz'in hayallerinden bahsettiğini belirterek, "Binevş ile, Deniz bir gün Van Denizi kıyısına oturup dört çay isteyeceklerini ve çayların ikisini yanlarında olmayan kızkardeşleri Binevş ve Sarya’nın anısına denize dökeceklerini kendi aralarında kararlaştırdıklarını anlattı. Bu Deniz Fırat'ın doğduğu şehre, denizine ve kardeşlerine olan özlemiydi" diye konuştu.

ŞEHİT GAZETECİLERİN ANISINI YAŞATMAK İÇİN DOĞRU YERDEYİM

Şehit Deniz Basın Akademisi'nde eğitim gördüğün anlatan Wan, Deniz Fırat'ın şehadetinin birinci yıldönümünde doğru yerde olmanın verdiği güç ve sorumlulukla eğitime daha sıkı sarıldığını belirterek şunları söyledi:

"Deniz Fırat bize habercilik yapılacaksa, yerinde yapmayı öğretti. Masabaşı haberciliği değil. Kürdistan coğrafyası, bugün yaşanan Ortadoğu savaşının tam merkezinde. Kürt özgürlük hareketi öncülüğünde faşizme karşı amansız bir mücadele sürdürülmektedir. Ortadoğu'da Özgürlük hareketi yeni bir tarih yazıyor. Bizde bunun tanıklığını yapıp haberlerimizle aktarıyoruz. Böyle bir süreçte özellikle Gurbeteli Ersöz geleneğinden gelen Deniz Fırat, Arjin Amed, Şilan Aras, Nujiyan Erhan ve burada adını anamayacağımız kadar fazla kadın gazeteci arkadaş direniş çizgimizi şehadetleriyle çok net bir şekilde belirlediler. Her türlü baskı ve yaşanan savaş koşullarında basın çalışmalarının nasıl yürütülmesi gerektiği konusunda rehber oldular. Şehit Deniz Fırat Akademisi’nden savaş alanlarında çalışan birçok kadın gazeteci yetişti ve yetişmeye de devam ediyor."

HAKİKATLER KADINLARIN KALEMİYLE YAŞAYACAK

Wan, Deniz Fırat’ın DAİŞ’in Şengal’e ilk saldırısında katlettiği Êzidîleri ve kaçırıp zorla köle pazarlarına götürdüğü Şengalli kadınları anlatabilmek için gecesini gündüzüne katarak Maxmur’dan programlar yaptığını, 6 Ağustos’ta DAİŞ çetelerinin Maxmur Kampı’na saldırdığında ise Deniz Fırat’ın elinde kamerasıyla savaşın içinden tüm dünyaya olanları aktardığını, hatırlattı. Wan, konuşmasında şunları anlattı:

"Deniz Fırat 8 Ağustos günü yine çekim için ön cephede televizyon kanallarına yaşananları aktarırken kalbine isabet eden şarapnel parçasıyla yaşamını yitirdi. Cebinde kalan son haber notunun üzerindeki kan izleriyle takipçisi olacağız. Haberleri ve cesaretiyle önemli gazetecilik dersi verdi. Deniz gibi hakikatin duyurucusu olabilmek için, hiçbir koşul altında çalışmaktan vazgeçmemeyi öğrendik. Geçtiğimiz yıl Deniz Fırat’ın şehadet yıldönümünde, onun adına açılan basın akademisinin ilk eğitim devresinde eğitim gördüm. Ve hala onun izinde yürüyecek birçok kadın gazeteci yetişmeye devam ediyor. Deniz Fırat’ın şehadetinin ardından, ondan cesaret ve güç alarak savaş alanlarında çalışan kadın savaş muhabirleri gün geçtikçe çoğalıyor ve çoğalacak. Hakikatler Kadının kalemi ve diliyle yaşayacak.”