Kadın gazeteciler baskıya karşı örgütlenmeli
Devlet tarafından Kürt kadın gazetecilere yönelik sistematik bir saldırı politikası izlendiğini ifade eden MKG kurucularından Roza Metina, örgütlenmenin önemine dikkat çekti
Devlet tarafından Kürt kadın gazetecilere yönelik sistematik bir saldırı politikası izlendiğini ifade eden MKG kurucularından Roza Metina, örgütlenmenin önemine dikkat çekti
Kadın gazetecilerin boyun eğmedikleri için devletin hedefinde olduğunu; ‘terbiye’ etmek ve davalarından uzaklaştırmak istendiğini belirten Mezopotamya Kadın Gazeteciler Derneği’nden Roza Metina, devam eden direnişin, bu saldırılara bir cevap niteliğinde olduğunu vurguladı.
Kadın gazeteciler şiddet, sansür, baskı ve yıldırma politikalarıyla boğuşurken kadın kimlikleri sebebiyle daha çok hedef alınıyor. Tüm bu zor koşullarda gazetecilik mesleğini sürdürüp eşitlik mücadelesi veren kadın gazetecilerin örgütlülüğünün önemi bir kez daha ön plana çıkıyor. Amed’de kurulan Mezopotamya Kadın Gazeteciler Derneği (MKG), kadın gazetecilerin maruz kaldığı hak ihlalleri, şiddet ve saldırılar karşısında alternatif bir güç örüyor.
ANF’ye konuşan Mezopotamya Kadın Gazeteciler Derneği (MKG) Kurucu Üyesi Roza Metina, derneğin kuruluş amacına dair şunları söyledi: “Mezopotamya Kadın Gazeteciler Derneği’nin öncelikli amacı, kadın gazetecilerin örgütlenmesidir. Kadın gazetecilerin örgütlenmesi çok önemlidir. Kürt kadın gazetecilerin örgütlenmesi hem toplum üzerinde etkisi vardır hem de çalışmalar üzerine halka güç verme etkisi vardır. Kadın gazeteciler örgütlenmelidir ki hem gazetecilik haklarına sahip çıkılması hem de özgür bir şekilde çalışmalarını yapabilsinler. Kadınlar alanlarda her zaman baskı ve şiddete maruz kalıyor. Aynı zamandan da işlerinden uzaklaştırılıyor. Kürt kadın gazetecilere karşı sistematik bir saldırı var. Kadınların özgürce çalışması için MGK'yi kurduk.”
GAZETECİLİĞİN MERKEZİ KADINLAR OLMALI
Kürt kadın gazetecilerin haklarına sahip çıkmaya çalıştıklarını belirten Metina, şöyle devam etti: “Şimdiye kadar birçok Kürt kadın gazeteci yargılandı, davaları görüldü, biz de gidip duruşmalarına katıldık, izledik. Orada verdiğimiz mesajda, Kürt kadın gazetecilerin haklarına sahip çıktığımızı söyledik. Gazeteciliğin merkezinin kadın olması için bu derneği kurduk. Buna bağlı olarak ilk atölye çalışmamızı yaptık. Kadın gazeteciler arasındaki ilişkileri güçlendirmek için bu atölyeyi açtık. Dernekten önce Kadın Gazeteciler Platformu vardı, çalışmalarımızı bu platform üzerinde yürüttük. Dernek çatısı altında aylık periyotlar şeklinde gazetecilerin yaşadığı hak ihlallerinin rapor haline getireceğiz. İktidarın, kadın gazetecilere karşı saldırılarını teşhir edeceğiz. Bunun için mücadele ediyoruz.”
KÜRT KADIN GAZETECİLERİN HEDEFİYDİ
Gurbetelli Ersöz, Deniz Fırat, Nujiyan Erhan, Nagihan Akarsel gibi büyük bedeller ödeyen kadın gazetecilerden ilham alarak bu yola çıktıklarını ifade eden Metina, şunları dile getirdi: “7 Ekim tarihi, Gurbetelli Ersöz'ün şehadet yıl dönümüdür. Gurbetelli Ersöz gibi gazetecilerin mirasına sahip çıkmak için bu derneği 7 Ekim’de açtık. Onlar bugün yaşamış olsaydı, bizden daha fazla mutlu olacaktı. Bu derneğin açılış amacı Kürt kadın gazetecilerin hayali ve isteğiydi. DFG raporuna göre; Kasım itibarıyla Türk cezaevlerinde 62 gazeteci tutuluyor. Dünyanın hiçbir yerinde bu kadar gazeteci cezaevinde bulunmuyor. Şu anlama geliyor; Türkiye'de demokrasi yoktur. AKP-MHP iktidarına hizmet eden bir hukuk sistemi var. Hukuk onların elinde bir araç olarak gazeteciler, siyasetçiler, aydınlar ve insan hakları savunucularına karşı kullanılıyor. MGK'nin kuruluş amaçlarından bir tanesi de iktidar medyasına karşı alternatif bir medya oluşturmaktır. Özgür basın çalışanları bu zihniyete her zaman karşı koyacaktır. MGK ve Jin News Türkiye'de ve dünyada kadın gazeteciler için bir ilktir.”
İKTİDAR, BİZİ ‘TERBİYE’ EDEMEZ
Gazetecileri susturmaya yönelik bir baskı ortamı yaratılmak istendiğini söyleyen Metina, şunları ekledi: “Kadınlar cinsiyetçi dil ve hakaretlere maruz kalıyor. Araç ve ekipmanlarına el koyuyorlar ki gazetecilik faaliyetlerini sürdürmesinler. Özgür basına yaptıkları baskınlarda bunu çok net gördük. Bütün araç ve gereçlere el konuldu. Özgür basın, toplumun sesini özgür bir şekilde yansıttığı için bu sistemi geliştiriyorlar. Aynı zamanda Kürt kadın gazeteciler gözaltına alınarak hukuksuz bir şekilde yargılanıyor, işlerinden uzaklaştırılıyor, tutuklanıyor. Kadın gazeteciler boyun eğmedikleri için devlet tarafından hedef gösteriliyor. Devlet, saldırılarıyla Kürt kadın gazetecileri ‘terbiye’ etmek ve davalarından uzaklaştırmak istiyor ama devam eden direniş, bu saldırılara bir cevap niteliğindedir.”