GÖRÜNTÜLÜ

Kadınlar Strasbourg’da: İmralı’nın kapısını açacağız

İmralı’da tecridi gizleyerek Türkiye ile suç ortaklığı yapan Avrupa Konseyi ve CPT’ye seslenen kadınlar, “Kürt kadınların öncülüğünde özgürlük yanlılarının mücadelesi ile İmralı’nın kapısı açılacak” vurgusunda bulundu.

ABDULLAH ÖCALAN'A ÖZGÜRLÜK

Avrupa Kürt Kadın Hareketi (TJK-E), Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması ve özgürlüğünün sağlanması için Fransa’nın Strasbourg kentinde yürüyüş ve miting gerçekleştirdi.  

TJK-E’nin 10 Ekim'de başlatılan 'Abdullah Öcalan'a özgürlük, Kürt sorununa çözüm' hamlesi kapsamında yaptığı çağrı üzerine birçok Avrupa ülkesinden kadınlar yanıt vererek Kleber meydanında bir araya geldi.

9 Nisan’da İşkenceyi Önleme Komitesi’ne (CPT) mektup gönderme kampanyası da başlatan TJK-E, başta NATO ve ona üye olan Avrupa ülkelerine ve Erdoğan'ın geliştirmek istediği soykırım operasyonlarına karşı Abdullah Öcalan’ın özgürlüğünde ısrar etmek için bu eylemi organize ettiklerini bildirdi.

Çok sayıda kadının katıldığı eylemin en önünde Abdullah Öcalan’ın dev bir posteri yer alırken, diğer pankartlarda Abdullah Öcalan’a özgürlük talep edildi. Ayrıca Abdullah Öcalan’ın fotoğraflarının yer aldığı flamaların yoğunluğu da dikkat çekti.

Kent merkezine sloganlarla uzun süre yürüyen eylemciler Avrupa Konseyi, Avrupa Parlamentosu ve CPT’nin olduğu alanda miting düzenledi. Avrupa kurumlarının karşısında ellerinde dövizlerle sıralanan eylemciler, konuşmalardan önce Ey Raqîb marşı eşliğinde bir dakikalık saygı duruşunda bulundu.

FELEKNAS UCA: AVRUPA KONSEYİ SUÇ ORTAKLIĞI YAPIYOR

Mitingde ilk konuşmayı yapan HDP eski milletvekili Feleknas Uca, Avrupa Konseyi’nin Türkiye’ye dair raporlarının eleştirel olduğunu, ancak eleştirilerinin arkasında durmadığını kaydetti. CPT’nin de İmralı ziyaretine ilişkin raporunu açıklamadığını belirten Feleknas Uca, suç ortaklığına son verilmesini istedi.

Avrupa Konseyi ve CPT’nin tutumu konusunda, “Türkiye ve Türk Adalet Bakanlığı’nın suç ortaklığını yapıyor” diyen Feleknas Uca, “CPT göz yummaya devam ederse, suç ortağı olmaya devam edecek” vurgusunda bulundu.

“CPT neden raporunu açıklamıyor? Neden gizliyor? Türkiye neden raporun açıklamasına izin vermiyor?” diye soran, Türk Adalet Bakanlığı’nın İmralı’da tecrit olmadığı konusundaki açıklamasının yalan olduğunu kaydetti.

İMRALI VE TECRİT ARTIK ULUSLARARASI BİR MESELE

Feleknas Uca, “İmralı’da neyi gizliyorsunuz?” diye sorarken, 10 Ekim 2023’te “Abdullah Öcalan’a özgürlük Kürt sorununa çözüm” şiarıyla başlatılan küresel hamleyi hatırlatarak, “Artık İmralı meselesi uluslararası bir mesele haline geldi. Tecrit, uluslararası bir mesele haline geldi. Çünkü Kürt halkının dostları da Abdullah Öcalan’a özgürlük, Kürt sorununa çözüm’ diyor.

Feleknas Uca, “Herkes iyi bilmeli, Kürt kadının öncülüğünde özgürlük yanlılarının mücadelesi ile İmralı’nın kapısı açılacak” diye vurguladı.

Hukukun, adaletin ve Kürt sorunun çözümünün yolunun İmralı’dan geçtiğini ifade eden Feleknas Uca, “Türkiye’nin demokratikleşmesinin yolu da İmralı’dan geçiyor” dedi.

Feleknas Uca şunları ekledi: “AKP-MHP faşist iktidarından İmralı kapısını açmasını beklemiyoruz, mücadelemizle açacağız. Avrupa Konseyi’ne sesleniyoruz; her tutsağın hakkı var da neden Abdullah Öcalan için yok? CPT’ye sesleniyoruz; Türkiye neden raporların açıklanmasını engelliyor? Neyi gizliyor? İmralı’nın kapısı kapalı olduğu sürece direniş ve mücadele devam edecek.”

HELENA DERSIM: İMRALI KARADELİĞİNİN SIRRINI ÇÖZMEK İÇİN BURADAYIZ

TJK-E adına Fransızca konuşan Helena Dersim ise, Strasbourg’da binlerce kez eylem yaptıklarını ve burayı bilmeyen Kürt’ün kalmadığını belirterek şöyle devam etti: “Demokrasinin, insan haklarının garantörü olduğunu söyleyen tüm kurumların yer aldığı bu binaların olduğu bu sokağa çok aşinayız. 25 yıldır bir ada hapishanesinde mutlak tecrit altında tutulan ve 38 aydır hiçbir haber alamadığımız Önderliğimiz için kapısını çaldığımız bu kurumları hepimiz tanıyoruz. Az ilerde  bulunan CPT’nin bizzat ‘incomunado’, yani mutlak iletişimsizlik olarak tanımladığı, bizim ise soykırım sistemi olarak tanımladığımız bu sistemi sona erdirmek için hep buradaydık. Burada yaz kış, kavurucu sıcak, fırtına dinlemeden tam 12 yıldır sürdürdüğümüz nöbet eylemi de bunun için. On binlerce, yüz binlerce insanla yaptığımız mitingler, protestolar da bunun için. En son 10 Aralık’ta 100’ü aşkın yerde Abdullah Öcalan’a özgürlük, Kürt sorununa çözüm’ sloganıyla başlayan hamle de bunun için… Dünyanın dört bir yanında bizimle dayanışan dostlarımızın çağrısı bunun için. Sadece Bakurê Kurdistan’a bin 330 avukatın önderliğimizle görüşme yapmak için başvurması bunun için, Dünya genelinde 22 ülkeden 350 avukatın başvurması bunun içindir.

Çok net ve yalın bir talebimiz var. Önderliğimizden haber almak, sağlığı ve güvenliğinden emin olmak. Ve imza attığınız sözleşmelerin gereklerini yerine getirmenizi istemek için buradayız.. Eylemlerimizi destekleyen İspanyol Parlamenter Laura Castel, ‘İmralı Avrupa Birliği için de bir kara deliktir’ demişti. Kısa bir süre önce burada görüşmeler yapan Önderliğimizin avukatları da aynı şeyi söyledi. İmralı hukuksal bir kara deliktir, dediler. Evrendeki kara deliklerin sırrı çözülüyorsa bir kara deliğe dönüşen bu krizin sırrını da çözebiliriz. Bu yüzden buradayız. Çünkü sorularımızı cevaplandıracak, taleplerimizi karşılayacak muhataplar burada. Bir kez daha söylüyoruz buradaydık, buradayız ve burada olacağız” dedi.

KEZBAN DOĞAN: RÊBER APO ÖZGÜR OLANA KADAR DURMAYACAĞIZ

Miting de son olarak YJK-E Sözcüsü Kezban Doğan konuştu. Bundan 25 yıl önce uluslararası bir komplo ile Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın Türkiye teslim edildiğini belirten Kezban Doğan “Tam 26 yıldır Önderliğimiz tecrit altında. ‘Gemi bozuk’, ‘hava koşulları kötü’ diye diye yıllardır bu tecrit sürdürülüyor. 3 yıldan fazladır hiçbir haber alamıyoruz. Kendine biz insan hakları kurumuyuz diyen kurumlar, iki yüzlüdür. CPT heyeti İmralı’ya gitmediği halde gittik, dedi. Önderliğimiz ağır bir tecrit altındadır. Bunum sorumlusu şu an önünde durduğumuz AP ve az ileride olan CPT yetkilileridir. Buradan bir kez daha çağrıda bulunuyoruz. Sadece bugün değil, 26 yıldır söylüyoruz. Rêber Apo’nun özgürlüğü bizim özgürlüğümüzdür. Önder Apo özgür olmadan ne Kürt kadınları, ne Kürt toplumu ne de Ortadoğu’da kimse hak, adalet ve özgürlükten bahsedemez. Bu kurumlar 26 yıldır üç maymunları oynuyor. Biz Kürt kadınları olarak Önder Apo özgür olana kadar eylemlerimize devam edeceğiz. Önderliksiz yaşam bize haramdır” dedi.

Eylemde TJK-E’nin Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü için Avrupa genelinde başlattığı CPT’ye mektup yollama kampanyası çerçevesinde maket mektubu CPT binasının önüne temsili olarak götürmek isteyen Kürt kadınlarına Fransız polisi izin vermedi. Organizatörler kampanya çerçevesinde şu ana kadar CPT’ye 6 binden fazla mektup yollandığını açıklandı.

Miting, “Bijîi Serok Apo” sloganıyla sona erdi.