Kayyum zihniyetine karşı daha fazla örgütlenme

Rosa Kadın Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Halime Akyol, kadınları yaşamdan koparmaya çalışan zihniyete karşı her alanda daha fazla örgütleneceklerini söyledi.

Rosa Kadın Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Halime Akyol, kadın kazanımlarının kayyumlar tarafından gasp edildiğine işaret ederek, “Yeni seçimle beraber belediyeleri aldığımızda tüm kadın kazanımlarını ve çalışmalarını daha güçlü biçimde hayata geçirmeliyiz” dedi. 

Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) yönetimindeki üç büyükşehir, 7 il, 63 ilçe ve 22 belde olmak üzere 95 belediyeye kayyum atanırken, 93 belediye eşbaşkanı ise tutuklandı, yüzlerce Kürt çalışan işten çıkarıldı, 300’e yakın muhtar görevden alındı. İktidarın ilk hedeflerinden biri kayyum atadığı belediyelerde kadın kurumları oldu; kadın kurumlarının tamamını kapattı. 31 Mart 2019’daki yerel seçimlerde kayyum atanan belediyeler halk iradesiyle geri alınırken, seçimden 6 ay sonra 19 Ağustos 2019’da yeniden kayyumlar atanarak belediyeler gasp edildi. Şimdi önümüzdeki seçimlerde kayyumları defetmek için hazırlıklar sürüyor. Aday adaylık başvuruları 25 Aralık’ta sona erdi, ön seçime sayılı günler kaldı. Rosa Kadın Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Halime Akyol, kadınların taleplerini, ihtiyaçlarını anlatarak ve kayyumların kadın düşmanı politikalarını anlattı. 

KADIN ÇALIŞMALARI DURDURULDU

Kayyumların, demokratik, yerinden, şeffaf, kadın özgürlükçü belediyecilik anlayışını kriminalize etme, hiçleştirme, yok sayma sürecinin bir parçası olduğunu belirten Akyol, “Belediyelerin kadın politikaları müdürlükleri işlevsiz bırakıldı. Kadınların üretim, istihdam ve şiddetle mücadele alanları boşaltıldı. Neredeyse tüm belediyelerde kadın merkezlerinin olması ve Alo Şiddet Hattı’nın oluşturulması kadınlar açısından önemli kazanımlardandı. Kadın merkezlerinde farklı alanlarda kurslar veriliyordu ve kadınlar aynı zamanda meslek edinmiş oluyordu. Kadın kooperatifleri vardı ve kadınlar ürettiklerini bu kooperatiflerde satarak ekonomik olarak da ihtiyaçlarını karşılıyordu. Birçok alanda kadınlar için yaşamsal destekler sunuluyordu. Kadınlara psikolojik ve hukuksal destek sağlanıyordu. Kayyımlar, tüm bu çalışmaları hedef aldı” dedi. 

KAYYUMLAR HALK İÇİN ÇALIŞMIYOR

Belediyeleri 5 yıldır gasp eden kayyumların, kadınların işten çıkarılması, sığınma evlerinin kapatılması veya yer değişikliği adı altında kadınları geri göreve verilmesinin, yerel yönetimlerde kadınların söz hakkını bırakmamaya yönelik  olduğunu vurgulayan Akyol, şöyle devam etti: “Kadınların siyasal alanda olduğu kadar yerel yönetimde de söz sahibi olabilmesi kadınların kendini güvende hissetmesinin ve hayata katılmalarının teminatıydı. 2015 sonrası kayyumlarla yönetilen kentlerde kadına yönelik şiddetin, intiharların, uyuşturucu kullanımının ve fuhuşun arttığını gözlemleyebiliyoruz. Kayyumlar, belediyelerde yerel halkın ihtiyaçlarını karşılamakla ve kadınlara sağlanan istihdamla değil, yolsuzlukla gündeme geliyor. Gençlere ve kadınlara hiçbir alan bırakmadıklarını görüyoruz. Kayyumlardan önce onlarca kadın kurumu ve gençler için kurslar vardı. Kayyumlardan sonra bu alanların yok olmasıyla kadınlar yalnızlaştırıldı ve gençler sokağa mahkum edildi.” 

KADIN DAYANIŞMASI DA HEDEF ALINDI

Akyol, kadınların aktif katılımının engellenmeye çalışıldığını, kayyumlarla en çok kadın mücadelesinin ve kadın dayanışmasının hedef alındığının altını çizdi. Akyol, şunları söyledi: “Kadınların yaşama aktif katılımı, kadın temsiliyeti noktasında katılımın artması önemlidir. Karar almada kadınların sonraki başvurulan değil, ilk başvurulan olması gerekir. Bu toplumun kadına yönelik şiddet, taciz ve tecavüz kadar kadınların yaşam içerisindeki varlığına dair de kendini değiştirmesi ve dönüştürmesi gerekiyor. Kadınlar öteki değildir, toplumu oluşturan kadındır. Bu nedenle hem siyasal alanda hem de yerel yönetimlerde kadının sözünü esas alan bir sistem uygulanmalıdır. Kadınların kendini güvende hissedebilmesi için bunu yerel yönetimlerde daha çok uygulamalıyız. Buna da eşit temsiliyet en büyük örnektir. Şiddetle mücadelede ücretsiz hukuki, psikolojik ve sosyal desteğe ulaşmaları için çalışmalar yürütülmeli. Sorunlarını konuşabilecekleri başvuru merkezleri oluşturulmalı. Bunlar zaten vardı, kayyumlar kapattı ve biz yeni seçimle beraber belediyeleri aldığımızda tüm bunları daha güçlü biçimde hayata geçirmeliyiz.” 

HEP BİRLİKTE MÜCADELE EDECEĞİZ

Demokrasinin temeli kabul edilen yerel yönetimlerin, yöre halkına; kadına ve kadınların sorunlarına en yakın hizmet birimi olduğunu hatırlatan Akyol, siyasal hayata katılımın en kolay ve ilk adımı olan yerel yönetimlerde halkın karar alıcı pozisyona gelmesinin yerel siyasetin temelini oluşturduğunu söyledi. Katılım için gösterilen isteğin, yerelleşmeye olan ilginin artması ve yerel yönetimlerin güçlendirilmesinin de etkisiyle her geçen gün arttığını kaydeden Akyol, şunları ekledi: “Kadınların siyasal mücadelesinde pozitif ayrımcılık ve kota politikaları, toplumun doğal dönüşüm sürecini beklemeden gerçekleştirilen gerekli karar alma mekanizmalarında aktif olarak rol almalarını sağladı. Belediye çalışmalarının her alanında bu uygulanmalı. Bizler de sokakta, mahallede dinlediğimiz kadınların taleplerini ve sorunlarını yerelle paylaşmak ve birlikte güçlendirmek için çalışacağız. Kadınları yaşamdan koparmaya çalışan zihniyete karşı her alanda daha fazla örgütlenecek ve hep birlikte mücadele edeceğiz.”