GÖRÜNTÜLÜ

Kerkük’te kadına karşı şiddet konulu bir seminer

Genç kadınlar Kerkük üniversitesi Tıp fakültesinde Güney Kürdistan’da kadının maruz kaldığı şiddet ve baskıyı konu alan bir seminer düzenledi.

Genç kadınlar Kerkük üniversitesi Tıp fakültesinde Güney Kürdistan’da kadının maruz kaldığı şiddet ve baskıyı konu alan bir seminer düzenledi. 

Kürdistan Genç Kadın Hareketi (Tevgera Keçên Ciwan ên Welatparêz) Güney Kürdistan’da kadınların uğradığı şiddet ve eril zihniyete karşı mücadelenin önemini konu alan bir seminer düzenledi. Kerkük’ün Gaslo Mahallesindeki Tıp fakültesinde gerçekleşen seminere çok sayıda Tıp öğrencisi katıldı.

Seminere konuşmacı olarak katılan kadın aktivist Roza Tatani, Güney Kürdistan’da kadına karşı şiddetin artmasının kaynağını “14 ile 25 yaş arası evliliğin artmasından” aldığını belirtti. 

Konuşmasında Güney Kürdistan’da 2015 yılının 10 aylık kadına karşı uygulanan şiddet bilançosuna değinen Tatani bilanço hakkında şu bilgileri paylaştı: “Güney Kürdistan’da hiç kuşku yok ki birçok sorun var bu sorunların başında da kadına karşı uygulanan şiddet geliyor. Geçtiğimiz 10 ay içerisinde kadına karşı 108 cinsel saldırı yaşandı. 6348 kadın şiddet gördüğüne dair şikâyetçi olmuş, kendini yakma vakaları 104, yakınları tarafından yakılma 170 vaka, intihar etme 60 vaka, öldürülme 50 vaka olarak kayıtlarda yer alıyor.”

Kadına karşı şiddetin artmasın da çocuk yaşta evliliğin büyük etki yaptığına dikkat çeken Roza Tatani “Bu vakalar kuşkusuz kaynağını çocuk yaşta evlilikten alıyor. Çocuk yaşta evlendirilmenin oranı Güney Kürdistan’da yüzde 15 artmış durumda. Güney Kürdistan’da 10 ay içerisinde evlenenlerin yüzde 58’i çocuk yaştadır. Çocuk yaşta evlilik kadına karşı şiddetin artmasında temel bir etken olurken siyasi sistem ve iktidar anlayışı da belirleyicidir” diye konuştu.

‘MÜCADELEYİ YÜKSELTEREK ŞİDDETİ ÖNLEYEBİLİRİZ’

Güney Kürdistan’da var olan eril zihniyet değişmeden ailenin bireye tanıdığı bazı bireysel özgürlüklerle kadına karşı şiddetin son bulmayacağına dikkat çeken vurgu yapan Tatani şöyle konuştu: “Güney Kürdistan'da kadınlar kendisini öldürüyor, öldürülüyor. Yürütülen siyaset erkek egemenlikçi zihniyetle yürütülen siyasettir. Bu siyaset kadın iradesini dikkate alacak bir siyaset değildir. Parlamentoda birçok kadın milletvekili var, hangisi kadın haklarını açık ve baskı altında alınmadan gündeme getirebiliyor? Özellikle genç kadınlar olarak biz mücadelemizle bu anlayışı değiştirebiliriz. Bizim de kadınlar olarak erkekler kadar hakkımızın olduğunu ve eşit bir biçimde yaşamak istediğimizi savunmalıyız. Birçoğumuzun ailesi belki bireysel olarak bize bazı özgürlükler tanıyabilir. Fakat kadını katleden ve şiddet uygulayan bir erkek egemen zihniyetten bahsediyoruz. Bu zihniyete karşı mücadele verilmediği müddetçe her an her yerde karşımıza çıkabilir. Ailemiz şiddet uygulamıyordur fakat o zihniyet her yerde karşımıza çıkabilir. Var olan eril zihniyet ve kadına karşı uygulanan şiddeti ancak mücadele ile önleyebiliriz.”

...