KJA: Özyönetim inşası için öncü olacağız

KJA Daimi Meclisi ara dönem toplantısı sonuç bildirgesi açıklandı.

Bildirgede; erkek ve devlet şiddetinin zirveleştiği bu günlerde,15 Şubat 8 Mart ve Newroz planlaması çıkarıldı ve "Özyönetimi ve kadın sistemini inşa etmek için daha güçlü öncülük rolü üsleniyoruz" denildi. 

Kongreya Jînen Azad (KJA) Daimi Meclis toplantısının sonuç bildirgesi açıklandı. Bildirgede şunlar yer aldı: "KJA olarak 01 Şubat 2016 tarihinde siyasal süreç, bir dahaki daimi meclis toplantısına kadar olan üç aylık dönem planlaması gündemleri ile genişletilmiş daimi meclis toplantımızı gerçekleştirdik. Toplantımız direniş ve özgürlük sembolü olan Sara ve yoldaşları Seve ve Fatma, Pakize şahsında tüm direnen kadınlara adanarak onların hayallerini gerçekleştirme karalılığıyla başlamıştır.

Toplantımız siyasal gündem bağlamında; Tarihsel ve konjüktürel olarak dünyada yaşanan erkek egemen zihniyeti ve onun yapılanması olan kapitalist sistemin, yaşadığı tıkanmayı, suni düşman yaratarak kendine göre tekçi, dinci, cinsiyetçi ve etnik temelli çelişkileri derinleştirerek halklar üzerinde politikasını belirlediği tespitine varmıştır. Bugün Ortadoğu da yaşanan çatışma ve çelişkilerin temel nedeninin bu politikalar olduğu açıktır. Bu bağlamda Küresel güçler, devlet olmayan halkların kendi özgücüne dayalı kendi kendini yönetmesini bir tehdit olarak algılamaktadırlar. Ortadoğu da kendi demokratik değerlerine dayalı yaşama isteminin temel öncü gücü Kürt Halkıdır. Tamda bu nedenle kapitalist güçler Rojava'da ortaya çıkan örgütlü iradeyi görmezden gelerek güncel bir Lozan yaşatmak istemektedirler. Toplantımız, tarihten günümüze statüsüz bırakılmak amacıyla Kürt halkına uygulanan yok sayma politikalarının artık başarı şansı olmadığını değerlendirmiştir.

Toplantımız Kürdistan da açığa çıkan Kürt halkının kendi kendini yönetme iradesini tartışmış bu iradenin meşru demokratik bir hak olduğu sonucuna varmıştır. Fakat bunun karşısında AKP devletinin tekçi ve faşizan yönelimleri bu iradeyi kırıp teslim alma şeklindedir. Başta Sur, Cizre ve Silopi olmak üzere Kürdistan'ın birçok şehrinde bu katliamlarla topyekun savaş konseptini devreye sokmuştur. Bir yandan bu savaş konsepti ile Kürdistan'da her türlü katliam ve göçertme politikalarını devreye sokarken diğer yandan Kürt Halk Önderi Sayın Abdullah Öcalan üzerinde tecrit politikasını derinleştirmiştir. Toplantımız uygulanan bu tecridi özel savaş konseptinin bir parçası ve en temel ayağı olarak tespit etmiş, komplo siyasetinin kabul edilemez olduğunu ve bunun karşısında KJA olarak mücadele kararlığını belirtmiştir.

Topyekun savaş konseptinin 90'ları aşan bir intikam ruhuyla devreye sokulduğunu tartışan toplantımız, öyle ki insani ve ahlaki bir değer olan cenazelerin gömülmesinin bile engellenmiş olmasını bunun en iyi göstergesi olarak tanımlamıştır. Diğer yandan Cizre'de yaralı olarak bir bodrumda mahsur kalan insanların sağlık hizmetinden yararlanmamasını tam bir intikam politikasıyla halen sürdürdüğünü ve bu politikanın diz çöktürme, teslim almaya dayalı olduğunu değerlendirmiştir.

AKP devletinin cinsiyetçi ve eril zihniyeti en fazla bu dönemde deşifre olmuştur. Özyönetim alanlarındaki teslim alma politikasını en başta kadınların özgürlük iddiasına saldırarak ve mücadele eden, direnen kadınları hedef alarak, esasında kadınlara karşı bir savaş yürüttüğünü bir kez daha göstermiştir. Alternatif yaşamın öncü gücü olan kadınları bilinçli bir şekilde hedef alarak topluma ve kadınlara "direnmeyin, özgürleşmeyin" mesajı verilmek istenmiştir. Özellikle katliamlarla fiziki olarak yok ederken diğer yandan cinsiyetçi medya üzerinden özgür kadın kimliğine ideolojik bir saldırı politikası başlatmıştır. Kürt kadınlarının baş eğmez tavrı karşısında bilhassa siyasi temsiliyeti olan kadın arkadaşlarımıza karşı bir siyasi linç tavrı geliştirilmiştir. Yaratılmak istenen teslim alınmış köle kadın gerçekliğidir. Toplantımız bu zihniyet karşısında özgürlük çizgisini her düzeyde yükselterek direnerek, örgütlenerek mücadele etme kararlığına ulaşmıştır.

KJA olarak deşifre olmuş bu gerçeklik karşısında, içinden geçtiğimiz sürecin karakteri, zamanın ruhunu doğru okuyarak, buna göre öncülük düzeyini açığa çıkartma sonucuna varmıştır. Elit, kendine göre ve sıradan tutumlardan vazgeçerek; bu süreçte daha üretken ve yaratıcı, sonuç alıcı mücadeleciliğin açığa çıkması konusunda kararlaşmıştır. Mevcut dayatılan sistemin ve savaş konseptinin aşılması için kadına ve topluma karşı sorumluluk bilincini arttırarak demokratik siyasetin geliştirilmesi ve her alanda daha fazla mücadelenin verilmesi gerektiği kararına ulaşılmıştır. Özyönetim alanlarında yeni bir yaşam yaratılmaktadır. Bu yaşamın kadın baharına dönüşmesi için toplantımız demokratik ulus yaklaşımıyla özyönetimi ve kadın sistemini inşa etmek için daha güçlü öncülük rolünü oynama kararlılığına ulaşmıştır. 

Toplantımız önümüzdeki dönemi planlayarak erkek ve devlet şiddetinin zirveleştiği bu günlerde,15 Şubat 8 Mart ve Newroz planlaması kapsamında miting, yürüyüş, panel, toplantı vb. etkinlikleri önüne hedef olarak koyarak, mücadele kararlığıyla toplantısını sonuçlandırmıştır."