KJK’den Newroz ve 4 Nisan çağrısı

KJK Koordinasyonu, 8 Mart eylem ve etkinliklerine katılan kadınları selamladı, faşizme karşı direnişin yükseltilmesi çağrısında bulundu.

Yazılı bir açıklama yapan Komalên Jinên Kurdistanê-KJK Koordinasyonu, 2016 8 Mart’ı Türkiye ve Kürdistan da geçmiş yıllara göre daha fazla bir şekilde kadının özgürlük ve demokrasi mücadelesindeki büyük kararlılık, inanç ve yüksek bir katılımla karşılandığını belirtti. KJK, “faşizme karşı dur” demek, kadın özgürlük mücadelesini yükseltmek için miting alanlarını, meydanları dolduran tüm kadınları selamladı.

KJK Koordinasyonu açıklamasında, ‘’Özgürlüğün ve demokrasinin güvencesi olan kadın özgürlük mücadelesi 8 Mart ruhu ile bundan sonrada sürecek, AKP’nin tüm faşizan saldırılarına karşı dur devam edecektir.  Kadınların 8 Mart 2016 duruşu; Amed de kararlı, direnişçi ruh, İstanbul da Türkiyeli kadınların görkemli buluşması özgür yaşamda ısrarın, iddianın yansıması anlamında tüm dünyaya önemli mesajlar vermiştir. Kadınlar köleliği, faşizmi asla kabul etmeyeceklerdir’’ denildi.

Rojava’da da 8 Mart devrim coşkusu ile karşılandığını, törenler, kutlamalar, mitinglerin burada da diğer yılları aşan düzeyde güçlü geçtiğini hatırlatan KJK, Güney Kürdistan’da da her zamankinden daha fazla bir duyarlılığın geliştiğini ve yaygın eylemliliklerle kutlandığını, Rojhılat’ta kadınlar arasında bu anlamda bir uyanışın, farkındalığın açığa çıktığını vurguladı.

8 MART KUTLAMALARI

8 Mart’ın Avrupa, Rusya ve diğer yurtdışı alanlarında da direniş ruhu ve özgürlük iddiası ile kutlandığına dikkat çekilen KJK açıklamasında şu ifadeler yer aldı:

‘’Kürdistan da 8 Mart 2016 dünya emekçiler kadın günü Sur, Cizre, Silopi, Nusaybin, Hezex, Gever, Kerboran öz yönetim direnişleri temelinde güçlü eylemlerle karşılandı. Sêvê, Fatma, Pakize ve bu öz yönetim direnişlerde şehit düşen tüm kadın arkadaşların özgürlük, yurtseverlik, toprağa bağlılık temelinde ki direniş ruhu temelinde Kürdistan da özgürlük ruhu daha bir canlandı, büyüdü. Bu anlam da Newroz bayramına giderken tüm Kürdistan da özgürlük tutkusunun, atılımcı ve dinamik kadın öncüleşmesinin gelişmesi, derinleşmesi söz konusu oldu. Kürdistan da ki kadın öncülüğü kararlılık ve iddia düzeyi son öz yönetim direnişi ile çok güçlü bir yükseliş ivmesine kavuşmuştur. Kadınların öncülüğünde direniş temelinde eylemleri, serhildanları daha da güçlenerek yayılacak, süreklilik kazanarak devam edecektir.

Bu yılın en önemli gelişmesi Türkiyeli kadınların Kadın özgürlüğüne ve Kürt halkının sorunlarına ilgisinin ve sorumluluğun önemli bir düzeyde artarak gelişmesi olmuştur.  Türkiyeli kadınların bu bilinçli, kararlı duruşu bizlere güç, moral vermektedir. Türkiye de ve Kürdistan da kadınların ortak mücadelesi, dayanışması, ortak örgütlenme ve eylemlilik geliştirmesinin zeminleri her zamankinden daha fazla artmıştır. Türkiye de, Kürdistan da demokrasiyi, özgürlüğü, eşitliği ve adaleti yaratacak, geliştirecek olan kadınların ortak mücadelesi ve tutumu olacaktır. AKP faşizmine karşı kadın dayanışmasını güçlü oluşturma,  daha sıkı bir birlik ve ortak örgütlülük, eylemsellik temelinde bir yaklaşım giderek daha fazla gelişecektir.’’

ERDOĞAN KADININ ÖZGÜRLEŞMESİNDEN KORKUYOR

Türk cumhurbaşkanı ve AKP hükümeti yetkililerinin ise 8 Mart mesajlarında ve değerlendirmelerinde bir kez daha kadın özgürlüğüne karşı düşmanca düşünce ve tutumlarını gösterdiklerini belirten KJK,   ‘’Erdoğan, kadının özgürleşmesine karşı duyduğu nefreti, tepkiyi ve düşmanlığını açıklamaları ile göstermiştir’’ dedi.

Açıklamada, ‘’Türkiye ve Kürdistan da Kadınlar siyasette, sosyal yaşam da, ekonomi de, kültürde, hukuksal alanda aile içeresinde elbette ki güçlü, eşit, özgür bir şekilde yer alma mücadelesini vermektedir vermeye de devam etmektedir. Buna tahammül göstermeyen Erdoğan ve AKP zihniyeti yaşamın tüm alanlarını kadına kapatmayı ve sadece aile içine hapsetmeyi ve kadını salt anne olmaya indirgeyen, kadına sadece dört duvar arasında ki bir yaşamı reva görmeyi faşist, sömürgeci bir siyaset haline getirmiş, çok pervasız bir biçimde dillendirmektedir.  Bazı çevreler buna karşı ‘AKP kadın politikası muhafazakârdır” biçimde değerlendirmeler yapmaktadır.  Bu tarz bir değerlendirme AKP için çok yanılgılı ve yanlış bir değerlendirme olur. Bu tarz değerlendirmeler AKP’yi masum göstermek ve AKP’nin kadın düşmanı politikalarını maskelemek anlamına gelmektedir’’ denildi.

HİÇ BİR HÜKÜMET AKP KADAR HADINLARI HEDELEMEDİ

Türkiye cumhuriyeti tarihinde hiçbir hükümetin AKP kadar kadını hedeflemediğini ve kadın özgürlüğüne karşı bu denli pervasız, düşmanca, vahşi bir kadın soykırımı gerçekleştirmediğini belirten KJK, Türkiye de şu anda kadın açısından bir utanç ve vahşet tablosunun yaşandığını belirtti.

Kadınların yaşam tarzlarına, kaç çocuk doğuracaklarına, giyim kuşamına kadar belirlemek isteyen bir anlayışın Türkiye’de yönetimin başında olduğunu hatırlatan KJK, kadının inanç ve ibadetini de istismar eden bir saray entrikacılığı ile karşı karşıya olunduğunu vurguladı. KJK: ‘’Örneğin Türkiye’deki istatistikilere göre her gün bir kadın erkekler tarafından öldürülmektedir. Bu durum hiçbir şekilde gündemleştirilmemektedir.  Bu AKP’nin kadın düşmanı politikalarıyla direkt bağlantılıdır. Kadına karşı şiddeti meşru gören hatta teşvik eden Erdoğan’ın kendisidir. Bu nedenle AKP’nin kadın düşmanı politikalarını değerlendirirken başta kadının ekonomik alandaki bağımsızlığına, sosyal alanda ve siyasette yer almasına kadar yaşamın her alanında kadının özgür iradesi ve rengi ile var olmasına karşı olduğunu bilerek topyekûn bir mücadele yürütülmelidir. Erdoğan katılaştırılarak koyulaştırılan bir faşist iktidarın en çirkin, egemen erkek yüzüdür.’’

ERDOĞAN KADINLARI ERKEKLERİN KÖLESİ OLARAK GÖRÜYOR

Emine Erdoğan’ın ‘Harem kadınlar için hayata hazırlanma yeridir’ açıklamasına dikkat çeken KJK Koordinasyonu bu konuda şu değerlendirmelerde bulundu:

‘’Kadını erkeğin kölesi, hizmetçisi haline getiren anlayışları en son Emine Erdoğan ‘Haremler kadınların hayata hazırlanma yeridir’ sözleri ile kadın kılıklı erkek olduğunu ortaya koymuştur. Böyle bir anlayış bu gün ancak Suudi Arabistan da ki kadına uygulanan politikalarda görülmektedir. Demek ki Erdoğanların savunduğu anlayış ve özlem duydukları yaşam biçimi harem olmaktadır. Tüm bu açıklamalar ve politikalar gösteriyor ki Osmanlı sultanı olmak isteyen ve emekçi halkların, kadınların sırtında saraylarda yaşayan Erdoğan’ın en önemli bir hayali de bir hareme sahip olma istemidir. Bunu da Emine Erdoğan’a söyletmektedir. Küçük yaşta ki esir kızların köle olarak kullanıldığı, cinsel bir objeye dönüştürüldüğü ve erkeğe sunulduğu haremi bu tarzda değerlendirmek ancak Erdoğanların şahsına yakışabilirdi. DİAŞ zihniyeti ile özdeşlik bu noktada bir kez daha net bir biçimde tüm dünyanın da gördüğü, duyduğu gibi açıkça ortaya koyulmuştur. AKP iktidarı ile erkeğin kadına karşı şiddet uygulamaları özendiriliyor, mahkemelerde kadın katilleri saygın tutumları ve kravat taktıkları gibi sudan gerekçelerle ceza indirimine tabi tutuluyor. Kadına karşı yürütülen politikalar mevcut iktidarın kadın düşmanı, cinsiyetçi politikalarını en somut biçimde göstermektedir. Faşizm milliyetçidir, dincidir, cinsiyetçidir. Ulus- devletin en zalim ve hakiki yüzüdür. AKP ulus-devletin faşizmin zirvede bir temsilini gerçekleştirmektedir.

Erdoğan’ın, AKP’nin bu faşist kadın düşmanı tekçi zihniyetine karşı Türkiye deki tüm özgürlükçü kadınlar ortak bir cephede buluşmalı, örgütlenmeli ve mücadele etmelidir. Kadının ortak tutumu, direnişi ve mücadelesi AKP iktidarını, faşist zihniyeti geriletecek en büyük güçtür.  Bu temel de Kadınları AKP faşizmine karşı ortak, birleşik bir tutum göstermeye bunun çalışmalarını geliştirmeye ve ortak direnişe çağırıyoruz. Ve özgürlük, eşitlik, adalet için emek harcayan, yaşamın her alanında erkek egemen zihniyete karşı direnen, mücadele eden kadınları coşkuyla selamlıyoruz. Kadınların birleşik mücadelesi demokrasiyi ve özgürlüğü tüm toplumsal yaşamda yaratıp geliştirecektir. ‘’

NEWROZ VE 4 NİSAN ÇAĞRISI

KJK Koordinasyonu açıklamasının sonunda kadınlara şu çağrıda bulundu:

Faşist, sömürgeci Türk devletine ve AKP iktidarına karşı 8 Mart direniş ve özgürlük temelinde önümüzde ki 21 Newrozu bayramını ve 4 Nisan Başkan Apo’nun doğum gününü güçlü karşılamaya,  eylemlere katılmaya ve mücadeleyi yükseltmeye çağırıyoruz.