KJK Koordinasyonu'nun mesajında, "2024 yılında tüm mücadelemiz, varlığımızın ve özgürlüğün, demokratik bir sistemin, Önder Öcalan’ın siyasi muhatap olarak özgürlüğünü sağlanmasına yönelik olacaktır" ifadeleri yer aldı.
Komalên Jinên Kurdistan’ın (KJK), yeni yıl dolayısıyla yaptığı açıklama şöyle: “21. yüzyılın ilk çeyreğinde Rêber APO’nun Demokratik Uygarlık paradigmasıyla devletçi uygarlıkçı paradigmanın çatışması, Kurdistan ve Ortadoğu merkezli siyasal, askeri, sosyal, kültürel alanlarda en üst düzeyde yaşandı. Bu çatışmanın Rêber APO’nun özgürlüğü temelinde Demokratik Uygarlığın başarısı yönünde sonuçlanması için her zamankinden daha fazla Önderliğe bağlılık, özgür bir yaşama inanç temelinde düşmanın en sert saldırılarını büyük bir kararlılık ve iradeyle karşılıyoruz. Bu uğurda yaşamını adayan şehitlerimizden güç alıyoruz ve yılı onların anılarına layık olma kararlılığıyla karşılıyoruz. Kadın Özgürlük Hareketi’nin büyük öncüleri Sara (Sakine Cansız), Şîlan Kobanê, Şervîn Dêrik, Viyan Soran, Bêrîtan (Gülnaz Karataş), Zîlan (Zeynep Kınacı), Leyla Agirî, Leyla Sorxwîn, Axîn Amed arkadaşlar başta olmak üzere fedai çizgisinin APOCU ruhun evrensel duruşunu gösteren Rojhat, Erdal, Rûken ve Sara yoldaşlar, bu yılın başarısı için yol gösterici olmuşlardır. Türk devletinin Kurdistan’ı işgal, soykırım ve sömürgeci saldırıları karşısında bedenlerini siper eden Ahmed ve Melsa Mûş intikam hamlesi kar ve fırtınada yenilmez hakikat savaşçılığın kahramanlık destanı yazan Helmet, Memyan, Welat, Hüseyin ve Demokratik Ulus paradigmasının büyük yurtseverleri olan Yusra Dervîş, Yadê Aqîde, Diya Hogir, Başûr’da ve Maxmur’da şehit düşen Süheyl Xurşîd Ezîz, Ebuzeyd Abdullah ve şehadete ulaşan tüm devrim şehitlerimizi saygı ve minnetle anıyoruz. Bağlılık andımızı, mücadeleyi zafere taşıma sözümüzü yineliyoruz.
İMRALI İŞKENCE SİSTEMİNİ OLUŞTURANLARIN AMACI BOŞA ÇIKARILMIŞTIR
Rêber APO’nun 24 yıldır İmralı’da yürüttüğü mücadele, yaptığı ideolojik açılım, sistemsel tanım ve mücadele perspektifi oluşturup, düşman gerçekliğini en ince detaylarına kadar tanımlaması, en önemlisi de kendi gerçeğinden ve temsil ettiği değerlerden zerre taviz vermeme tutumu, İmralı işkence sistemini oluşturanların amacını boşa çıkarmıştır. 3. Dünya Savaşını Kurdistan-Suriye-Ortadoğu merkezli yürüten güçler, Rêber APO’nun avukat ve aile görüşmelerini sonlandırarak Rêber APO şahsında halkların demokratik çizgisini, Kurdistan, Ortadoğu sistemi ve toplumsal gerçeğe ilişkin siyaset üretmesini engellemeye, bu temelde etkinlik alanını ortadan kaldırmayı amaçlıyor. İmralı işkence sistemi Dünya’da eşi benzeri olmayan bir katılık ve kanunsuzlukla yürütülmektedir. 3. Dünya Savaşı içerisinde sınırlandırma, etkisiz kılma amacını taşımaktadır. Rêber APO, Kürt sorununun demokratik çözümünün gelişmemesi halinde dayatılacak olanın Kürt soykırımı somutunda Ortadoğu halklarının, kadınların kırımdan geçirilme saldırısı olduğunu, İmralı sisteminin bir strateji olarak tüm ülkeye, hareketimize, bölgeye, demokratik güçlere dayatılacağını belirtmiştir. Nitekim bu yıl yaşanan savaşlar bu durumu doğrulamıştır. Ortadoğu cehenneme dönüştürülürken, Türk faşist yönetimi Türkiye’yi bir açık cezaevine dönüştürmüş, her türlü mafyatik yöntemle başta kadınlara,halkımıza ve demokratik kurumlarına, hareketimize ve direnç gücü gösteren her kesime, hatta liberal demokratlara bile saldırarak, bunu bir konsept dahilinde yürütmeye çalışmaktadır. Kuşkusuz Önderliğin iradesi ve temsil ettiği değerler, direniş biçimi karşısında çaresizdir.
RÊBER APO ÖZGÜR KADIN FELSEFESİNİN ÖNDERİDİR
Rêber APO’nun düşünce ve felsefesinin bölgede, Dünya’da tanınır hale gelmesi, tüm tecrit koşullarını yerle bir ederek Önderliğimizin etkinliğini genişletmekte, bu anlamda kadınların, halkların Önderi olarak tanım bulmaktadır. Rêber APO’nun özgürlüğü temelinde geliştirilen hamlelerden de anlaşılacağı üzere yüzlerce ülkeden özgürlük taleplerinin yükselmesi, aynı zamanda tüm bu coğrafya ve toplumlarda Rêber APO’nun fikirlerinin benimsenmesi ve iktidarcı-devletçi sistemin ve onu temsil eden güçlerin sorgulanması anlamına gelmektedir. Bu temelde Rêber APO, 21. yüzyılın demokratik, ekolojik toplum ve özgür kadın felsefesinin önderidir. 3. Dünya Savaşı içerisinde dayatılan işkence ve her türlü saldırı konseptine rağmen bu gerçeklik büyük bir başarıdır.
Bu yıl uluslararası konsept ve Önderliğimizin esareti karşısında başlattığımız Rêber Apo’nun fiziki özgürlüğü ile Kurdistan’a statü hamlesi, Kurdistan ve Avrupa’da çevreci, kapitalist sistem karşıtı demokrat ve bir çok kadın aktivistin 74 ülkeden katılımcıların yürüttüğü muazzam mücadele ile önemli bir gündem yaratmıştır. 2024 yılında tüm mücadelemiz, varlığımızın ve özgürlüğün, demokratik bir sistemin, Önder Öcalan’ın siyasi muhatap olarak özgürlüğünü sağlanmasına yönelik olacaktır. Rêber APO’nun düşünce ve paradigmasından kaynağını alan mücadelemiz, birçok gücün bertaraf olduğu, dağıldığı 3. Dünya savaşı içerisinde varlığımızı ve temsil ettiğimiz değerleri ayakta tutmuştur, bundan da öteye önemli kazanımlar elde etmiştir.
Başta hegemonik güçler olmak üzere uluslararası komplonun bir amacının Önderliği unutturmak olduğunun bilincinde olan Kürt halkı ve demokratik güçler, Önderliğin evrensel felsefesini toplumun her kesimine tanıtma ve anlatma, bilinçli ve örgütlü halklar gerçeğine öncülük eden başta kadınların, aydın ve sanatçıların, emekçi analarımızın verdiği her türden emek 2023 yılında özgürlük basamakları olarak düşman planlamalarını boşa çıkarmıştır. Önderlik paradigmasının en fazla halklar açısından tercihe, fiziksel özgürlüğünün talebe dönüştüğü her süreçte saldırıların da yoğunlaştırılması tesadüf değildir. Ukrayna Savaşıyla NATO’nun kendini genişletme, Rusya’yı çembere alma girişimleri içerisinde Kürtler’e yaklaşım bir kez daha netleşmiştir. İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliği konusu Türk devleti tarafından istismar edilirken pazarlık konusu yapılan yine Kürtlerin varlığıdır. Özelde Rojava devrimi ve savunma güçleri NATO toplantısında terörize edilmiş, Türk devletinin tüm işgal-katliamcı girişimlerine üstü örtük onay verilmiştir. Önderlik şahsında halkların çizgisini bertaraf etme amacı yeniden güncellenmektedir. AKP-MHP faşizmi bu durumdan hem yararlanmakta hem de ayakta kalma ihtimali bunu başarma şansına bağlı olarak yaşamaktadır. Rojava Kurdistan’ı işgale açılarak günlük saldırılara maruz bırakılmış, işbirlikçi-hain Kürtlerle bu imha konsepti ortaklaştırılmıştır.
DEMOKRATİK UYGARLIK PARADİGMASI GELECEĞE TAŞINACAKTIR
Kuşkusuz kadın özgürlük mücadelesi geçen her yılda kadın devrimi ve hareketimizin de etkisiyle Dünya’da belli bir etkinlik ve değişim gücünü göstermekte, bu temelde örgütlü yürütüldüğü oranda gelişmelere yön verecek bir gidişata evrilebilmektedir. Geçen dönemde kadın güçlerimizin öncülüğü Türk faşist devleti ve DAİŞ karşısında önemli kazanımların gelişmesine yol açarken, bu öncülük Medya Savunma Alanları ve Zap’ta zirveye ulaşmış, eş zamanlı gelişen ve Jîna Emînî’nin katledilmesine cevap niteliğindeki serhildanlar, Önderlik çizgisinde yükselen ve en radikal değişim ve inşa gücü haline gelen kadın özgürlük mücadelesinin yıla ve gelişmelere damgasını vurduğu bir dönemi ifadelendirmiştir. Önderliğimizin felsefesini en sade haliyle somutlaştırdığı Jin Jiyan Azadî şiarı, şimdi sadece kadınlar değil, tüm halklar açısından Önderlik paradigmasına sahipliğin çatısı, direnişin kaynağı ve kimliği olarak Dünya’da etkinlik kazanmıştır. Bu ruh ve inancı büyüterek mücadeleye dönüştürmek amacıyla toplanan Dünya Kadın Konferansı’nda öne çıkan noktalar ve kadın gerilla güçlerinin selamlanması, konferansın Medya Savunma Alanları’nda ve Rojhilat’ta açığa çıkan kadın direnişine atfedilmesi, hareketimiz somutunda kadın özgürlük çizgisinin elde ettiği başarılardır. Bu noktada KJK’nin ‘Bi Jin Jiyan Azadî Ber Bi Şoreşa Jinê ve’ hamlesi esas olarak her cepheden yürüttüğümüz mücadelenin esas amacını şiarlaştırma ve buna görünürlük katmak kadar, mücadeleyi yükseltme anlamında önemli olmuştur. Jin Jiyan Azadî sloganı, Dünya kadınları ve halklarının ortak şemsiyesi olarak devrimlerin, tüm özgürlüklerin ancak kadın özgürlüğü temelinde gelişebileceği gerçeğinin herkesçe kabulünü ortaya koymaktadır. Bu noktada Önderliğimiz 21. yüzyıl kadın ve halklar devrimlerinin öncüsü olarak anlam ve içerik bulmaktadır. Nasıl ki Dünya tarihinde her ülke ya da halkın kendi özgünlüklerine göre kurdukları özgürlük hareketleri, ideolojik kimlik ve amaç çerçevesinde aynı doğrultuyu taşımışsa, şimdi de Dünya’nın her yerinden gelişen mücadeleci duruşların, hareketlerin Önderlik paradigması ve aklında, mücadele yönteminde ortaklaşmaları Önderliğin evrensel karakterinin somutluk bulması olarak anlaşılmalıdır. Özellikle Önderlik hamlesi temelinde yüzlerce ülkeden hareket, kişi ve toplulukların, özelde de kadın hareketlerinin katılımıyla Önderliğimize özgürlük taleplerinin yükselmesi, yüzlere ülkeden katılımlarla “Önderliği Okuma Günü” kapsamında düşünce ve felsefesine dikkat çekilmesi gerçekten büyük değerde olmakla birlikte Önderliğimizin hakikatinin etkisini ortaya koymaktadır. Bu noktada hareketimizi ve mücadelemizi doğru tanımlamak ve bu gerçeğin öncü, militan gücü olarak katılmak, kadın özgürlüğü somutunda Demokratik Uygarlık paradigmasını geleceğe taşıyacaktır. Tüm alanlarda yürüttüğümüz mücadele, erkek egemenliği karşısında verilen özgürlük mücadelesidir. Kadın özgürlük mücadelesini tam da 3. Dünya gerçeği içerisinde örgütlü hale getirmek ve bununla savaşın bir tarafı olarak içerik ve işlev kazanmak, bu savaşın daha erkenden ve kadınlar, halklar, özgürlükler lehine sonuçlanmasını sağlayacaktır.
Kadınların herkesten daha fazla dünyayı değiştirme imkanı ve gücü olduğunu 40 yıllık özgürlük mücadelemizin her alanında kazanmış bir hareket olarak, Kürt kadınları şahsında yürüyüşümüz bu yılda erkek egemenliğin dünyamızı yok oluşa sürüklemesi karşısında adım adım gelişim sağlamıştır. Bunun bilinciyle kadın aklının barışçıl, eşitlik, adalet ve toplumun tüm renklerini bahar misali bedeninde yaşatan toprak ana rolümüzü siyasete, savaşa, yaşamı bilinçle örgütlü, eylemci hale gelmek, bizleri her alanda kazanan yapacaktır.
Rêber APO’nun 50 yıllık mücadele mirası, Demokratik Uygarlık Paradigması ve muazzam öncülüğü, Kurdistan ve bölge halkının yüzlerce militan, fedai, cesur ve zeki kadınlarının emeği ve çabasıyla kadın kimlikli Rojava Devrim sahası, erkek egemenlikli devletçi sistem karşısında kadınların, insanlığın umudunu yönelttiği özgür yaşam vahasıdır. Elli yıllık özgürlük mücadelemizin değerleriyle vücut bulan Rojava Devrimi’nin Demokratik Ulus temelinde Kurdistan ve Ortadoğu’nun Demokratik Konfederal Sistemine evrilmesini başarmamız bir bölge devrimine yol açacak, giderek dünya sistemini etkileyecektir.
DÜNYAMIZI CENNETE ÇEVİRMEYE ÇAĞIRIYORUZ
Yeni yıla kadın özgürlük devrimi üzerinden şekillenecek olan Demokratik Ulus Sistemi, faşizmin tüm zulmüyle yöneldiği bu koşullarda, anlamlı yaşam mücadelesine dayalı, insanlığın gerçeğe dönüşmüş rüyası olarak tarih sayfasında hak ettiği yeri yaratmak ve kadın özgürlük dünyamızı deniz dalgalarının kayaları parçalayan ısrarı misali, bu dönemi kadın dönemi yapmak yaşam gerekçemiz olacaktır. Tarihimizin en karanlık gerçeğini aydınlatan, özgür yaşamın mimarı olan Önder APO’nun yeni yılını kutluyor, 2024 yılını önderliğimizle buluşmak, güçlü öncülük misyonumuzu yerine getirmek, Önderliğimizi esaretten kurtarmak, yaşam nedenimiz olmaktadır. Bunu başarmakla görevli olan Özgürlük Hareketimiz ve tüm demokrat, özgürlüğü yaşam felsefesine dönüştüren kadınlar, değerli ve onurlu duruşun sahibi analarımız güçlü kızlarımızın yeni yılını kutluyoruz. Tarihsel bir eşiği aşabilmenin adımlarını atarak kadınları, halkımızı, halkları geleceğe taşırmanın öncüleri olma onuru ve sorumluluğuyla, bize mücadele dışında bir yol bırakmayan iktidarcı devlet gerçeği karşısında tüm kadın ve insanca yaşam için hayal ve umudu olan çevreleri, özgürlük devrimini hep birlikte yaratarak dünyamızı cennete çevirmeye çağırıyoruz. Kazanan kadın devrimi kazanan insanlık olacaktır.