Klara Reqa: Bir hayali gerçekleştiriyoruz

"Kendisiyle birlikte her şeyi öldürmek isteyen bir güruha karşı yaşamı sonuna kadar savunan, sivillerin yaşamı için kendini feda eden bir savaşçı ordumuz var. Kazananı da elbette biz olacağız."

Reqa’da savaş iki ayını geride bıraktı. “Büyük Savaş”ın komutanlarından Klara Reqa, son durumu gazetemize değerlendirdi ve 1-2 ay içerisinde halklara özgürlük müjdesini vereceklerini söyledi.

Demokratik Suriye Güçleri’nin (QSD), Rakka’yı DAİŞ’ten kurtarmak için "Büyük Savaş" adıyla başlattığı operasyonlar bugün ikinci ayını doldurdu. Doğu, batı, güney ve kuzey cephelerinden ilerleyen QSD savaşçıları, kenti DAİŞ'ten deyim yerindeyse karış karış kurtarıyor. 9 mahalle, DAİŞ’in konumlandığı stratejik noktalar ve binlerce sivil özgürleştirildi.

Kritik bir aşamaya gelinen operasyonlarda Rewda, Eski Rakka, Hişam Ebdulmelik, Nezlit Şehadê ve El Berîd mahallelerindeki çatışmalar ise sürüyor. Bu mahallelerin de kontrol altına alınması ile beraber, DAİŞ’in saldırı gücü önemli oranda kırılacak.

Reqa cephesinde QSD komutanlarından Klara Reqa, şehir savaşı, DAİŞ’in taktikleri, sivillerin durumu, YJŞ’nin Reqa’ya gelişi ve şehitleriyle “Büyük Savaş”ın seyrini gazetemize anlattı:

“Büyük Savaş” olarak isimlendirdiğimiz Reqa’yı özgürleştirme hamlesi iki ayını geride bıraktı. Hamlemiz plan ve hedeflerimiz çerçevesinde büyük kazanımlarla yürütüldü. Şehir savaşıydı. Şehir savaşları açık arazi savaşlarına benzemez. Çok farklı taktikler ve tarzlar geliştirmek gerekir. Kaldı ki; çetelerin sözde başkenti Reqa’dan bahsediyoruz. Ve yıllardır kendilerini bu şehir savaşına hazırlıyordu çeteler.

Reqa’ya girileceğini daha önceden kime sorsanız ‘bir hayal’ derdi. QSD, YPG-YPJ bu hayali büyük bedellerle gerçeğe dönüştürdü. Şu anda şehrin yüzde 50’lik bölümü özgürleştirilmiştir. İlk hedef şehri kuşatmaktı. Reqa öncelikle dört bir yanından kuşatmaya alındı. O şekilde kademeli yürüdü hamle. Çok sayıda mahalleye girildi. Hatta çetelerin merkez olarak kullandığı, birçok yer de şuan güçlerimizin elindedir.

Şehir savaşı hiçbir savaşa benzemez. Metre metre, ev ev ilerlemek için bile büyük bir hassasiyet gerekir. Her akşam bir sokağa veya bir eve girebilmek büyük başarıdır. Bir yüksek bina elinde oldu mu savaşın hakimiyetini sağlamak açısından çok önemlidir mesela.

QSD olarak neredeyse günlük gelişmeleri kamuoyuyla paylaşıyoruz. Çetelerin özellikle tüneller, mayınlama ve tuzakları yoğun yaptığı artık tüm kamuoyunun bildiği şeyler. Biz bir savaşçımızın bile tırnağının kanamaması için büyük hassasiyetle örgütlenmeye çalıştık-çalışıyoruz. Dışarıdan birçok insanın ‘neden yavaş ilerliyorlar?’ gibi sorular sorduğunu biliyoruz. Hatta karalama çalışmalarının yapıldığını da biliyoruz. Başarısızlığımızı bekleyen büyük bir kesimin olduğundan da haberdarız.

GÜÇSÜZLEŞTİRME ÇABALARI TERS TEPTİ

Hamle başlamadan Türk devletinin Qereçox saldırısında arkadaşlarımız şehit düşmüştü. Hatta Til Ebyad’dan topraklarımıza girmeyi denemişti Türk ordusu. Minbiç’te, Bab’da yapmak istediklerini de hayata geçiremeyince şimdi de Êfrîn’i hedef yaptı. Özellikle Êfrîn saldırısıyla Reqa hamlesinin başarısızlığı amaçlandı. Ancak hesap edemedikleri şey; saldırılarla biz güçsüzleşmiyor, aksine daha da güçleniyoruz. İntikam duygularımız kamçılanıyor.

Tüm saldırı ve karalama kampanyaları karşısında halklarımız kanını döken, bedel veren, direnen, çöl sıcağında aç-susuz kalan savaşçılarının yanında oldu. Arap halkı bizi sahiplendi, gençleri katıldı. Hamlemiz daha da güçlendi. Yani düşmanlarımızın tüm girişimleri ters tepti.

SİVİLLERE KARŞI SORUMLULUĞUMUZ VAR

DAİŞ, özellikle kalan bölgelerde sivilleri kalkan yapıyor.  Kadın-çocuk demeden kullanıyor. Birkaç gün önceden bir kahramanlık örneği vermek istiyorum. Kurtarma timinde yer alan iki arkadaşımız şehit düştü. Çeteler bombalı araçlarını sivillerin üzerine sürdü. Savaşçılarımız da sivilleri kurtarırken kahramanca şehit düştü.

Çetelerin sivilleri kendilerine yoğun olarak kalkan yapması artık boğulmak üzere olduğunun bir göstergesi. Son çırpınışları bir anlamda. Can çekişir bir haldeyken bile vahşice sivilleri katletmeyi düşünen bir zihniyetten bahsediyoruz. Bazı günler 2-3 bombalı araç yine kendine bomba sarmış DAİŞ’liler saldırı girişiminde bulunuyor. Savaşçılarımız çoğunu boşa çıkarıyor. Yani kendisiyle birlikte her şeyi öldürmek isteyen bir güruha karşı yaşamı sonuna kadar savunan, sivillerin yaşamı için kendini feda eden bir savaşçı ordumuz var. Kazananı da elbette ki biz olacağız!

HAMLE GECİKSİN AMA SİVİLLERE BİR ŞEY OLMASIN

Hamlemizin bugünlerde ağır ilerlemesinin nedeni aslında DAİŞ’in sivillere yönelik bu hoyrat saldırılarıdır. Tabi biz koridorlar açtık. Tüm yol hatlarını mayın ve tuzaklardan temizleyen ekibimiz var. Ancak şöyle sıkıntılar da çıkıyor. Sivilleri tehdit ederek kurtardığımız sivillerin arasına karışan, yine kadın kılığına girerek saldırı girişimlerinde bulunan çeteler de azımsanmayacak sayıda. Bu konuda kurtarma timlerimiz hassas davranıyor.

Tabi psikolojik olarak zorlayıcı. Bir taraftan arkadaşların şehit düşüyor bir taraftan çocukların cenazelerini görüyorsun… Yine de güçlerimiz dirayetle ellerinden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyor. Bu konudaki yaklaşımımız şudur; hamlede gecikme yaşansın ama henüz oyunlarını oynamayan çocuklara oyunlarını oynayabilecekleri bir yaşam sunabilelim. Bazıları henüz anne ve babalarının ismini bile söyleyemiyor, bebekler. Bu çocuklar ve bebeklere de daha iyi bir yaşam borçluyuz. Çocuk, kadın, bebek fark etmiyor insanlarımızın can güvenliği hamlenin hızlı ilerlemesinden daha önemlidir.

YJŞ'NİN REQA'YA GELİŞİ

Hamlenin bu aşamaya gelmesinde çok sayıda gücün katkısı var. QSD’nin ilk hamle açıklamasında zaten paylaşmıştık. Ancak son haftalarda önemli, anlamlı ve kutsal gördüğümüz yeni bir katılım daha oldu hamleye. O da Êzîdî kadın savaşçı arkadaşlarımızın (YJŞ) gelişiydi. Çünkü sayılarını net bilemediğimiz çok sayıda Êzîdî kadını ve çocuğu Reqa’da büyük zulüm, hakaret, aşağılanma, taciz, tecavüz ve katliam gördü. Ve büyük bir sayı da hala Reqa’da esir.

Reqa’ya gelen YJŞ savaşçıları en ön saflarda alın terlerini dökerek, yüksek bir iradeyle savaşıyor. DAİŞ çetelerine karşı en büyük intikam budur aslında. Ortaçağ zihniyetli bu çeteler toprak, kadın-çocuk hepsini bir ganimet olarak görüyor. Şengal’de, ondan önce de Kobanê’de böyle yaptılar.

Ancak YPJ-YJŞ şahsında, kadının kölelik zincirleri kırılmıştır. Bu yüzden amlamlı ve kutsal dedik. Erkek kardeşinin, babasının veya herhangi bir erkeğin gidip kadınları kurtarmasını beklemiyor. Kadınlar kendi öcünü alıyor.

YPJ olarak bu hamleye başlarken de şunu dedik: “Kadınların zincirlendiği, satıldığı Reqa sokakları, kalesi kadınların eliyle yıkılacak, DAİŞ zihniyeti yenilgiye uğratılacak. Ve kadınlar yeni yaşamı yaratacak Reqa’da!” YPJ’nin varlığı ve YJŞ’nin gelişiyle de verdiğimiz sözü tutacağız.

ŞEHİTLERİMİZ SAYESİNDE

Reqa hamlesi şehitlerimizin sayesinde bugüne gelmiştir. Komutan arkadaşlarımız şehit düşmüştür. Şevin yoldaş öncü komutanlarımızdandı. Katılımı, direnişi, yaşamdaki fedakarlığı ve yoldaşlık ruhu bize bir yaşam tarzı olarak miras kalmıştır.

Sozdar yoldaşımız… Eski ve çok değerli bir yoldaşımızdı. DAİŞ çetesine karşı savaşma istemi, onların yenilgisi için mevzi mevzi öne atılırdı. Her ne kadar geride durmasını söylesek de “hayır ben arkadaşların yanında olmalıyım” der ve en önde olurdu. Bu değerli kadınlar ve şehit yoldaşlarımız sayesinde hamle bu seviyeye gelmiştir. Bunun unutulmaması gerekir.

1-2 AY İÇİNDE MÜJDEYİ VERECEĞİZ

Sonuç olarak planlamalarımız dahilinde hedeflerimize ulaştık. Kalan bölümde de ne kara propagandalar ne de herhangi bir saldırı bizim ilerlememizi durduramayacaktır. Şehitlerimizden aldığımız güçle, halkımızın-çocuklarımızın güler yüzünden aldığımız güçle 1-2 ay içerisinde Reqa’nın tamamını özgürleştireceğimiz müjdesini vereceğiz tüm halkımıza.

(*) KAYNAK: YENİ ÖZGÜR POLİTİKA