TJA, 8 Mart'ın startını Botan'da verdi: Korkmuyoruz, susmuyoruz, itaat etmiyoruz-YENİLENDİ
8 Mart'ın startını Siirt'ten veren TJA, İmralı tecridini ve kadın katliamlarını protesto etti, öz savunmanın önemine dikkat çekti.
8 Mart'ın startını Siirt'ten veren TJA, İmralı tecridini ve kadın katliamlarını protesto etti, öz savunmanın önemine dikkat çekti.
Özgür Kadın Hareketi (Tevgera Jinên Azad-TJA), “Kadın Kırımına Karşı Yaşamı, Tecride Karşı Özgürlüğü Savunuyoruz” şiarıyla gerçekleştireceği 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nün startını Siirt’ten verdi. Halkların Demokratik Partisi (HDP) İl Örgütü binası önündeki eyleme, TJA aktivistleri, HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş, Kadın Meclisi üyeleri, milletvekilleri Feleknas Uca ve Remziye Tosun, Rosa Kadın Derneği üye ve yöneticileri ile çok sayıda kadın katıldı. Eylemde "Kadın kırımına hayır” pankart açılırken, “Yaşasın 8 Mart”, “Kadın kırımına son” ve “Jiyan jiyan azadi” dövizleri taşındı.
İMRALI TECRİDİ PROTESTO EDİLDİ
Açıklamanın engellenmek istenmesi üzerine kadınlar, polis ablukasını zılgıtlarla protesto etti. Kısa süren engellemenin ardından ise kadınlar, abluka altında açıklama yaptı.
Burada konuşan HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş, polis ablukasının “utanç tablosu” olduğunu belirterek, kadın kazanımlarının hedef alındığını fakat kazanımlarını asla vermeyeceklerini söyledi.
Beştaş, yasalarda yer alan kavramların kullanılmasının yasaklandığına ve bu kavramlardan birinin “tecrit” olduğuna değinerek, “Ülkede tecrit kavramı var ve tecrit kavramını kullanmak suç sayılıyor. TCK’den söz ediyorum ve TCK’de tecrit suçunun zaman aşımı yoktur. Şu an 107 cezaevinde binlerce mahkûm tecrit işkencesine karşı açlık grevindedir. Biz kadınlar bütün işkence yöntemlerine karşılık savunma yaptığımız gibi, tecride karşı özgürlüğü de savunuyoruz” dedi.
'MÜCADELEMİZİ ENGELLEYEMEZSİNİZ'
Kadın katliamlarının hesabını sorduklarını dile getiren Beştaş, “Bu kalkan, abluka ve korkunuz, bu mücadeleyi engelleyemiyor. Biz bu mücadeleyi içeride, dışarıda, ülkenin her yerinde, dünya kadın hareketleriyle, Ortadoğu kadın hareketleriyle ve Türkiye kadın hareketleriyle yürüteceğiz” diye konuştu.
Beştaş, şöyle dedi: “Kadın haklarından söz edip, kadınların arkasında olacaklarını söyleyecekler. Biz de ‘bir gidin be oradan, yalan atmayın’ diyeceğiz. Siz kadınları engelleyenler, bizi değil kadın katillerini, tecavüz edenleri, şiddet uygulayanları durdurun. Biz bu mücadelede her zaman sizden daha güçlüyüz. İçişleri Bakanlığı’na buradan bir çağrım var. Yasaklarla bu tepkileri sadece kısa bir süre görünmez kılabilirsiniz ama bitiremezsiniz. Basın mensuplarına böyle bir görsel açıklama yaptığımız için üzgün olduğumuzu ifade etmek istiyorum.”
'ÖZ SAVUNMA HEDEFTE'
Ardından 8 Mart startına ilişkin basın metnini okuyan TJA aktivisti Şilan Kan ise, dünya kadınlarına 8 Mart Dünya Günü’nün miras bırakıldığını belirterek, “Bu mirasın yüzyıldan fazla bir süre farklı coğrafyalarda kadın direnişinde belirleyici rolü oldu. Kadınların özgürlük ve birlik talebi ile bir araya geldi. Dilimize, bedenimize, kimliğimize, kültürümüze, doğamıza, ekonomimize ve kazanımlarımıza saldırarak varlığını sürdürmeye çalışanlara karşı tarih boyunca verilen mücadele, şimdi de sürüyor ve sürecek. Bundan kaynaklıdır ki kadınların kazanımları ve değerleri kaybolmuyor” dedi.
Kadınların aile içinde, iş yerinde ve hayatın her alanında katledildiğini, mahkeme salonlarında ve haberlerde de tekrar tekrar katledildiğini belirten Kan, şunları kaydetti: “Kadını öz savunmasız bırakmak isteyenler, bunu katliamlarla gerçekleştirmek istedi. Bununla amaçlanan kadını iradesiz bırakarak özgürlüğünü elinden almak isteniyor. Taciz, tecavüz ve katlediliyoruz. İşkenceden geçiriliyoruz. Yoksulluk ile yüz yüze bırakılmaya çalışılıyoruz. Tutuklanıyoruz. Büyük emekler verdiğimiz işimizden KHK ile ihraç ediliyoruz. Kadınlar her gün katledilip erkekler cezasız bırakıldığı için hayata tutunmaya çalışan kadınlar kendilerini savunmak için öz savunmada bulununca erkek yargının yüksek cezalarıyla karşılaşıyor.”
'KATLİAMLAR ÖRGÜTLENEREK ENGELLENİR'
Kadın katliamlarının önüne geçmek için örgütlenmek gerektiğine dikkat çeken Kan, “Bundan kaynaklı kadınlar yönünü Jineoloji’ye çevirdi. Saraların, Sevêlerin direnişi yeni bir yaşamı kurma gerekçesi oldu. Bilinmelidir ki bugün Kürt halkının iradesinin tecrit edilmesi, kadınların ve bütün toplumun tecrit edilmesidir. Fikri ve iradesi olmayan bir kadın yaratmak istiyorlar, bunu da tecrit politikalarıyla yapmaya çalışıyorlar. Kadın kırımına karşı yaşamı savunma ve bu karanlık günlerden çıkabilmek için, tecridi kırmak için açlık grevleriyle direnen kadınlardan aldığımız ilhamla 8 Mart’ı karşılıyoruz. Coğrafyamızı açık bir cezaevi haline getiren, düşünmeyi, direnişi yasaklayanların cezalandırma politikalarını boşa çıkaracağız. Leyla Güven ve Ayşe Gökkan’nın dediği gibi, ‘içerde ya da dışarda olmak fark etmez bizler direnişle mücadelemizi devam ettireceğiz’ ve ‘biz Kürdüz, kadınız, buradayız’ diyoruz” diye kaydetti.
Yapılan konuşmaların ardından kadınlar, “Jin jiyan azadi”, “Bijî berxwedana jina”, “Korkmuyoruz, susmuyoruz, itaat etmiyoruz” sloganlarıyla halay çekti.
İDİL
Startın verildiği bir diğer merkez olan Şırnak’ın İdil ilçesinde de kadınlar, HDP İlçe Örgütü binası önünde bir araya geldi. Açıklama öncesi parti binası çok sayıda polis ve zırhlı araçla ablukaya alınırken, Mardin ve Şırnak’tan açıklamaya katılmak için gelen çok sayıda kadın ise İdil’in girişinde bulunan polis kontrol noktalarında GBT işleminden geçirildi. Tüm engellemelere rağmen bir araya gelen yüzlerce kadın, parti binası önünde yapılan açıklama yaptı. HDP milletvekilleri Gülistan Kılıç Koçyiğit ve Nuran İmir’in yanı sıra, ilçe yöneticileri, Barış Anneleri Meclisi ve çok sayıda kadın katıldı.
“Em li Hember Qirkirina Jinê Jiyanê, Li Hember Tecrîdê Azadiyê Diparêzin" pankartı taşınan eylemde, "Kadın özgürlük mücadelesi yargılanamaz", "Özsavunma haktır" ve "Kadın özgürlük mücadelesi özgürleştirir" dövizleri taşındı. Kadınlar adına açıklamayı HDP Beytüşşebap İlçe Eşbaşkanı Beybun Aslan yaptı.
Aslan, “21’inci yüzyılı kadınların yüzyılı yapacağız. Tüm kadınlar bulundukları yeri mücadele alanına çevirmeli. Bizler her alanda mücadelemizle sesimizi yükselteceğiz. Gelin hep beraber saldırı, katliam ve baskılar karşısında mücadele edelim. Bizler her gün ve her zaman kazanımlarımıza sahip çıkacağız. Biz kadınlar her yerde mücadele ve direnişimizi büyüteceğiz” dedi.
Ardından konuşan HDP’li vekil Koçyiğit, AKP’nin kadın düşmanı bir iktidar olduğuna dikkati çekerek, şunları söyledi:
“Zor zamanlardan geçiyoruz. Her gün katledildiğimiz, bedenimizin istismar edildiği, kadın olduğumuz için ve bu ülkede yaşadığımız için her gün aşağılandığımız, yok sayıldığımız, emeğimizin, bedenimizin her şeyin yok sayıldığı bir dönemden geçiyoruz. Bugün ülkeyi yönetenler ne yazık ki kadınlara sadece acı, gözyaşı ve eve kapatılmayı vadediyorlar. Oysaki biz bu toplumun, bu ülkenin, bu dünyanın yarısıyız. Bu dünyanın yarısı olarak da haklarımızı, özgürlüğümüzü istiyoruz. Kadın olduğumuz için katledilmek istemiyoruz. Kadın olduğumuz için taciz ve tecavüze maruz kaldığımızda faillerin indirim almasını istemiyoruz. Bu gün AKP’nin kendisi bir kadın düşmanı. Niye mi? Çünkü her türlü kadını hedef göstermiştir. Bütün kirli politikalarını kadın bedeni üzerinden yürütüyor."
Son dönemde sık sık gündeme gelen “çıplak arama” işkencesine değinen Koçyiğit, “Türkiye’nin gündemine oturan çıplak arama meselesi bunlardan birisi. Biz çıplak aramanın işkence olduğunu söylüyorduk. İşkence insanlık suçudur. Zaman aşımı yoktur. Kime karşı nerede yapılırsa yapılsın mutlaka hesabı sorulmalıdır. Bugün cezaevlerinde, gözaltı merkezlerinde işkencenin en ilerisini yapıyorlar. İnsanları insanlık onuruna yakışmayan muamelelere maruz bırakıyorlar. Çıplak arama eskiden istisnaydı, ama bugün sistemleşti. Biz bunlara itiraz ettiğimiz için, işkencenin karşısında durduğumuz için, insanlık onurunu savunduğumuz için, kadının emeğini, kimliğini ve bedenini savunduğumuz için AKP iktidarı tarafından hedef haline getiriliyoruz” diye konuştu.
Ülkeye demokrasi ve özgürlüğü kadınların getireceğini söyleyen Koçyiğit, “Kadın düşmanı, kadınlardan ve kadın özgürlüğünden korkan bir iktidar var. Demokrasiden korkan bir iktidar. Şiddeti ve işkenceyi temel bir yöntem olarak benimsemiş bir iktidar var. Şimdi biz bu iktidara boyun eğecek miyiz? Biz bu iktidarın hukuksuz ve haksız uygulamalarına karşı baş eğecek miyiz? Tabi ki eğmeyeceğiz ve mücadele edeceğiz. Bu ülkeyi kadınların özgür olduğu ve eşit yaşadığı bir ülke haline getireceğiz. Biz kadınlar kendi sözümüzü söyleyeceğiz ve kendi özgürlüğümüzü kazanacağız. Biz bedel vermekten korkmuyoruz, ama onlar korksunlar. Bizim sözümüz bir ve o da kadın özgürlük mücadelesi. Ne olursa olsun bu mücadeleyi büyüteceğiz” diye kaydetti.
ZİNDAN DİRENİŞİ
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması için cezaevlerinde sürdürülen açlık grevlerine de dikkati çeken Koçyiğit, şöyle dedi: “AKP pandemiyi Allah’ın bir lütfu olarak görüyor. Nasıl 15 Temmuz darbesinden sonra OHAL ilan ettiler ve bütün demokrasi kurumlarını bertaraf ettilerse, kapılarına kilit vurdularsa ve o darbeyi Allah’ın lütfu olarak gördülerse, bugün de pandemiyi aynı şekilde görüyorlar. Siyasi mahpuslar cezaevi içinde cezaevi yaşıyor. Görüşler kapalı. Bütün hakları kısıtlanmış. Pandemi sadece biz Kürtlere mi var? Pandemiyi topluma karşı kullanan bir iktidar var. İktidar bizi hedef haline getirmiş. Biz Kürtleri terörist ilan ediyorlar. AKP’ye karşı olan herkes terörist ilan ediliyor. Biz iktidarın uygulamalarına karşıyız.”
Bugün hem İdil hem de Siirt’te 8 Mart’ın startını verdiklerini ifade eden Koçyiğit, “Türkiye’nin dört bir yanını kadın renkleri ile boyayacağız. Dört bir yandan kadının sözünü ve mücadelesini açığa çıkaracağız. Bizi yok sayan erkek tarihe karşı kadın tarihini anlatacağız. Bizi yok sayan erkeğe karşı eşitlikçe bir sistemi savunacağız. ‘Kadının beyanı esastır’ ilkesini dört bir yandan kadınlara anlatacağız. Şiddete karşı sessiz kalmayalım. Çıplak aramayı gündeme getirdiğimiz için onursuz ve ahlaksız olarak ilan edenlere karşı mücadele edeceğiz. Kadınların haklarını savunacağız” diye sözlerini sonlandırdı.
8 MART PROGRAMI
Açıklanan 8 Mart programı şu şekilde sıralandı:
*8 Mart'ı Türkiye ve Kürdistan kentlerinde ihtişamla karşılayacağız.
*Türkiye'de 8 Mart'ı kadın kurumları ve platformları ile birlikte 8 Mart finalini birlikte yapacağız.
* Biz Kürdistan kentleri olan Amed ve Van'da iki büyük miting düzenleyeceğiz.
*1 Mart'ta başlayacak olan 8 Mart çalışmaları bütün kentlerde bildiri, karanfil, sinevizyon, panel ve seminerlerle başlayacak.
*Son günde de eylem ve etkinliklerle 8 Mart finali kutlanacak.”