YJA-Star Gerillası Viyan Kobanê, Şengal Katliamı'nın yıl dönümü vesilesiyle ANF'ye değerlendirmede bulundu...

Kobanê, 2014 sürecinin Kürt halkı açısından kritik bir süreç olduğunu, sömürgeci güçlerin Kürt halkını, onun tarihini yok etmek istediklerini, DAİŞ öncülüğünde AKP’nin de çabasının yoğun olduğunu belirtti. Kobanê, Êzidî halkının 73 ferman geçirdiğini, 74’üncüsünün yaşanmaması için o dönemde en önemli şeyin örgütlülüğün sağlanması olduğunu belirterek şöyle devam etti: ‘‘DAİŞ in saldırılarını kırmak için hareketimiz girdi o dönemde devreye. Sömürgeci güçlerin genel bir politikası vardı, Kürt halkını karalamak adına, imha etmek amacıyla. Bu politika bizim Şengal’e olan müdahalemizden sonra kendisini daha çok görünür kıldı. Şengal süreci geliştiği dönemde tüm HPG ve YJA-STAR gerillaları oraya gitme isteminde bulunuyorlardı, oraya gidip halkı korumak, aynı zamanda onların kendilerini koruyacak düzeye gelmeleri için çalışma yürütmek istiyorduk. Defalarca kez fermandan geçen bir halk gerçekliği vardı ve bir daha tekrarlanması kabul edilir değildi.’’

'BİZİM TARİHİMİZDİ, BIRAKAMAZDIK'

Kobanê, aynı dönemde Rojava ve Musul başta olmak üzere, Kürdistan’ın birçok yerinde saldırıların geliştiğini, KDP’nin Şengal’ in etrafını işgal edip yavaş yavaş Şengal'e ulaşmak istediğini, hareket olarak bir oyun olduğunun farkında olduklarını, bu yüzden de erken ulaşma istemleri olduğunu anlattı.

Şengal’ e yapılan saldırılardan sonra HPG ve YJA-STAR gerillaları olarak Kobanê'ye 11 arkadaşı ile birlikte geçmek istemelerinin nedenini şöyle açıkladı:

"O zaman örgütümüz açıklama yaptı. Bu saldırılara müdahalenin gerekliliği ve Şengal halkının korunmasına dönük. Gerçekten Şengal bizim için köklerimizin yaşam bulduğu bir mekandı, Ezdixan biz Kürtlerin tarihiydi, onlar tarihlerini, tarihimizi taşımıştı günümüze. Ve buna sahip çıkmalıydık. Uluslararası güçlerin oyunları devredeydi. Bu oyunların boşa çıkarılması için de erken ulaşmak istiyorduk. Şengal’e geçmek istediğimizde hep engel çıkarıldı önümüze KDP tarafından. O süreçte orada farklı örgütler vardı. Mesela KDP, Goran ve YNK yerlerini alıyordu. Geçmek istediğimizde ellerinden gelen bütün zorlukları çıkardılar. Bu yüzden 6 gün sınırda kaldık. Ancak 6 gün sonrasında farklı bir biçimde geçtik.Tehikenin büyüklüğü gittikçe kendisini hissettiriyordu.’’

'HALKIN KENDİ KENDİNİ YÖNETMESİNİ İSTİYORDUK'

Şengal’e ulaştıktan sonra ilk çalışmalarının Êzidî genç ve kadınlarını örgütlemek olduğunu, kısa sürede öz savunmayı geliştirecek çalışmalar yapmayı önlerine koyduklarını söyleyen Kobanê, "Oradaki halkın saldırılara karşı nasıl hareket etmeleri gerektiği ve bir daha fermanın olmaması için, Şengal’in korunması için halkın örgütlülüğünü sağlamayı hedefledik. Êzidî halkının kendi kendisini yönetebilir hale gelmesini istedik. Tarihi bir dönem ve tarihi bir olayı yaşıyorduk. Ve ilk giden grup üyeleri hepsi halk için ellerinden ne geliyorsa yapmak istiyorlardı" dedi.

'KADINLARIN ÖZ GÜCÜ ELZEMDİ'

"YJA Star gerillaları olarak en çok istediğimiz de genç kadınları örgütlemekti" diyen Kobanê, kadınların önlerine sınırlar konduğunu ve savaşıp savaşamayacağı yönündeki kararların onlar adına başkalarının aldığını, kadının bir öz savunması olmadığını belirtti. Oysa DAİŞ öncülüğünde kadına karşı kirli bir savaş yürütüldüğünü, bunun için ilk etapta silah kullanmayı öğrettiklerini, çünkü olası bir saldırıda en çok acı çekecek yok edilmek istenecek olanın savunmasız kadınlar olduğunu belirterek, şöyle devam etti:

"Kürt özgürlük mücadelesi şahsında kadının gücü herkes tarafından kabul edilir hale gelmişti ve Êzidî kadınlarının öz güçleriyle hareket etmeleri elzemdi. Saldırıdan üç ay sonra halk ve kadın örgütlülğü açısından çalışmalar yoğunlaştı.

Saldırılar başlamadan önce Til Benak’a gitti arkadaşlar müdahale için. Bir süre bekledikten sonra saldırılar başladığı zaman KDP yanaşmamıza izin vermiyordu, gerilla oldugumuzu biliyorlardı. KDP kendisini geri tutan bir pozisyondaydı. Saldırı başladığı süreçte bizlerin harekete geçmesi, saldırıya karşılık vermesi sonucu KDP bizi geri çekip kendisi öne geçmeye çalıştı. Halka 'bakın, sizi biz koruyoruz' mesajını vermek içindi bu. Tehlikenin farkında idik, bunun için de hızlı hareket etmek istiyorduk. 3 Ağustos akşamı KDP’nin Şengal’i sattığı yönünde bilgiler aldık, bu bizi oldukça incitmişti. KDP göz göre göre Êzidî halkını çetelere bırakmıştı.’’

'HER ŞEYE RAĞMEN İNANÇLARINDAN VAZGEÇMEDİLER'

Kobanê, Êzidî halkının savaşçı kişiliğinin, mücadeleci kişiliğinin tarihten de bilindiğini, topraklarını kolay kolay bırakmadıklarını, onca fermana rağmen dinlerinden, kültürlerinden vazgeçmediklerini belirtti.

Kobanê, Êzidî halkının tüm asimilasyon ve çeşitli saldırılara rağmen mücadelesini sürdürdüğünü, uluslararası güçlerin ise Şengal'i yok etme planından vazgeçmediğini dile getirdi.

Saldırı haberini aldıklarında bazı arkadaşlarının Şengal merkeze, bazılarının da Xanesor ve Sinune'ye geçtiklerini ve yanlarında da az sayıda eğittikleri Êzidî gencinin olduğunu anlatan Kobanê, şunları söyledi:

"3 Ağustos sabah saatlerinde başladı saldırı, akşam saat 15.00, 16.00’ya kadar yoğun çatışmalar gelişti. Birçok genç Êzidî kadın kaçırıldı. Bu bizi en çok üzen nokta oldu. Ama KDP öncülüğünde gelişiyordu tüm bunlar ve savaş başladığı zaman da tamamen planlı bir şekilde KDP tüm güçlerini bir saat içerisinde topladı ve kaçtılar. Arkadaşlar öncülüğünde Êzidî halkı Şengal Dağı'na geçti. Arkadaşlar da tekrar saldırı olasılığında halkı korumak için onlarla birlikte hareket ediyorlardı. Hareketimizin bizi gönderirken istemi, Şengal halkına zarar gelmemesi, Şengal halkının korunmasıydı. Hepimiz de bu amacı güdüyorduk.’’

'KDP'NİN PLANLARI SÜRÜYOR'

"Kadınlar kaçırıldıktan sonra Musul ve Reqa'ya götürülmüşlerdi" diyen Kobanê, kadın özgürlük hareketi açısından zorlu bir süreç geçtiğini, Hareket olarak çok erkenden müdahale etmek istediklerini ama kendilerince orayı koruyan güçlerin buna engel olduğunu, KDP’nin tarihine sadık çıkıp yine ihanet ettiğini, KDP’nin Şengal üzerinde hala binbir türlü dayatması ve politikası olduğunu söyledi. Kobanê, KDP'nin oradaki halkın kendi kendisini yönetir durumda, savunur durumda olmasını istemediğini belirterek sözlerini şöyle sonlandırdı:

"Ama Şengal halkı denetim altına girecek, birileri tarafından yönetilecek bir halk degil artık. Şengal halkı dışında dışarıdan kimse rol oynayacak güçte değil. Êzidî halkı tarihe, insanlığa mal olmuş bir halktır. Bu yüzden de kendisini koruyacaktır. Siyasi diplomasi ve askeri açıdan kimseye bir muhtaçlıkları yok. Büyük bir direniş gösterdiler, yüzlerce şehit verdiler. Hem halk hem de kadınlar olarak daha güçlü bir iradeye sahip olmalılar ki, bir daha hiçbir güç tek Êzidî kadına yaklaşmamalı. Xanesor saldırılarına verilen cevapta da Şengal halkının direnişi ve tepkisi insanı gururlandıran bir boyutta idi. Şengal halkı büyük acılar çekti, çocuklarını yitirdi ama bunun karşısında çok örgütlü bir güç açığa çıktı. Artık hiçbir güç Kürt kanı üzerine kuramaz iktidarını.’’