YPJ: Küresel düzeyde direniş saflarını genişletmeye ihtiyaç var

YPJ Genel Komutanlığı, Türk devletinin ve DAİŞ’ten devşirdiği SMO çetelerinin nihai amacının tüm Rojava’yı işgal ve ilhak etmek olduğuna dikkat çekerek, dünya halklarını ve kadınları sesini yükseltmeye ve sorumluluklarını yerine getirmeye çağırdı.

YPJ Genel Komutanlığı, DAİŞ’in bir TC projesi olarak günümüzde başka adlarla meşrulaştırılarak dünyaya ve bölgeye kabul ettirilmek istendiğine işaret ederek, “Dünyada tüm güçler YPJ’nin direnişine methiyeler dizmektedir. Bugün bu methiyelere değil, küresel düzeyde direniş saflarını genişletmeye, mücadeleyi büyüterek her yere yaymaya, faşist TC’nin saldırılarını durdurarak onlardan hesap sormaya ihtiyaç vardır” dedi.

Genel Komutanlığın açıklaması şöyle:

“Uluslararası güçlerin bir konsept temelinde hazırladığı ve TC tarafından piyasaya sürülen bazı cihadist gruplar ve HTŞ gibi bir güç, hiçbir engelle ve dirençle karşılaşmadan Şam’a ulaştı. 61 yıllık Baas rejimi 12 gün kadar kısa bir sürede yıkıldı. Rejimin direnç göstermeden bu kadar kısa sürede yıkılmasının nedeni statükoculukta ısrar etmesi ve Kürt sorunu başta olmak üzere en temel sorunları çözme konusunda tutucu davranmasaydı. Esad yönetimi Suriye’nin demokratikleşmesi konusunda adımlar atsaydı, bugün bu tablo ortaya çıkmayacaktı.

Şam’a kadar hakim olan cihadistlerin estirdikleri bu sözde zafer havası dönemsel etkilere sahip olacaktır. Bu zihniyetle oluşacak yeni Suriye ikinci bir Afganistan ortaya çıkarmaktan öteye gidemeyecektir. Halbuki tarihten beri Suriye farklı etnik ve inançsal topluluklara sahiplik etmiştir. Suriye’nin bu sosyolojik yapısını gözetmeden şeriatçı bir sistem inşa edilmesinden ve bu uğurda gerçekleştirilecek katliamlardan haberdar olmayan bazı kesimlerin bu duruma şuursuzca sevinmelerini hayretler içinde izlemekteyiz.

SMO ADINI ALAN ÇETELER ELİYLE KADIN KAZANIMLARINA SALDIRI

Kuşkusuz Suriye halklarının 13 yıldır içinde bulunduğu savaş durumunun esas sorumlusu Türk devletidir. Bu 13 yıl içinde de Kuzey ve Doğu Suriye alanlarına her zaman Türk devleti ve çeteleri saldırmıştır. Şu anda da DAİŞ olan SMO çeteleri eliyle kadın özgürlüğü temelinde şekillenen Kuzey ve Doğu Suriye’nin kazanımlarına saldırmaktadırlar. YPJ öncülüğünde alanlarımızı DAİŞ gibi bir beladan kurtaran güçlerimiz, bölgemizi tüm farklı etnik ve inanç topluluklarının huzur ve refah içinde yaşadığı bir istikrar adasına çevirdi. Ancak şu anda bu istikrar alanı hedef haline getirilmiş durumdadır. Kadınların ve halkların ordusu olan YPJ öncülüğünde savunulan bu topraklar, bir kez daha DAİŞ ve TC tehdidiyle yüz yüze kalmış durumdadır.

DİĞER HALKLAR VE İNANLAR DA BÜYÜK TEHLİKE ALTINDA

Bu süreçte, DAİŞ ve TC’ye karşı birlikte mücadele yürüttüğümüz ve kazanımlarımızı koruduğumuz Kürt, Arap, Dürzi, Ermeni, Asuri-Süryani halkları üzerinde de çok büyük tehlikeler bulunmaktadır. Bir yandan Özerk Yönetimin bileşeni oldukları için direkt hedef alınmaktalar, bir taraftan da MİT bazı aşiretlere ulaşıp fitne çıkarmaya çalışarak halkları karşı karşıya getirmek istemektedir. Bu konuda özellikle Reqa, Tebqa, Dêrazor alanlarında yaşayan Arap toplulukları, aşiretler ve bazı gruplar tahrik edilerek güçlerimize yönelik saldırılar ya da provokasyonlar organize edilmek istenmektedir. Biz YPJ olarak Arap kadınları başta olmak üzere tüm toplumumuza bu oyunlara gelmemeleri konusunda çağrıda bulunuyoruz.

HTŞ’NİN BOŞALTTIĞI HAPİSHANELERDE DAİŞ’LİLER DE VAR

Bu saldırı konseptinin bir parçası olarak MİT, DAİŞ’li tutukluların bulunduğu kontrolümüz altındaki hapishanelere ve Hol Kampı’na dönük de saldırı planları yapmaktadır.

HTŞ’nin boşalttığı hapishanelerden bazı DAİŞ’liler de serbest bırakılmıştır. Bu nedenle bölgemiz DAİŞ tehdidi altındadır. Suriye’de kontrolün DAİŞ ya da DAİŞ zihniyetli kesimlerin eline geçmesi riski çok ama çok yüksektir. Günümüzde DAİŞ, bir TC projesi olarak başka adlarla meşrulaştırılarak dünyaya ve bölgeye kabul ettirilmek istenmektedir.

BÖLGENİN KADERİ DÜNYANIN EN GERİCİ GÜÇLERİNE TESLİM EDİLMEK İSTENİYOR

Bu durumda bölgenin kaderi dünyanın en gerici güçlerine teslim edilmek istenmektedir. Ancak bölge halklarının ve insanlığın umut vahası olarak Rojava, YPJ öncülüğünde halkımız, halklarımız ve kadınlarla birlikte mücadeleyi yükselterek ayakta kalacaktır.

Her açıdan tarihsel bir sorumlulukla karşı karşıya bulunmaktayız.

TC ve ona bağlı SMO, yani DAİŞ çetelerinin Til Rifet’ten başlayarak Minbic ve şimdi de Kobanê ile devam ettirmek istedikleri saldırıların nihai amacı tüm Rojava’yı işgal ve ilhak etmektir. Bu saldırılara karşı dünya halklarını ve kadınları sesini yükseltmeye ve sorumluluklarını yerine getirmeye çağırıyoruz.

METHİYELERE DEĞİL DİRENİŞ SAFLARINI GENİŞLETMEYE İHTİYAÇ VAR

YPJ bugün de tüm alanlarda komutasını direkt Türk devletinin yaptığı DAİŞ çetelerinin saldırılarına karşı direniyor. Bu direnişi sonuna kadar da sürdürecektir.

Dünyada tüm güçler YPJ’nin direnişine methiyeler dizmektedir. Bugün bu methiyelere değil, küresel düzeyde direniş saflarını genişletmeye, mücadeleyi büyüterek her yere yaymaya, faşist TC’nin saldırılarını durdurarak onlardan hesap sormaya ihtiyaç vardır.”