Yüksekdağ, AKP'nin toplumu ahlaki olarak çürüttüğünü belirterek, "Öz savunma toplumsal güçlerin ve kadınların meşru hakkıdır. Kadının onuruna uzanan ele karşı öz savunma haktır" dedi.

Özgür Genç Kadın üyeleri, "İsyanımızla özgürleşiyor, devrime yürüyoruz" sloganıyla Su Kültür Merkezi'nde genç kadın konferansı düzenledi. Konferansın düzenlendiği salona, "Liselerden Kampüslere kadınca geliyoruz", "Öz savunma hakkımız" ve "Saraya direneceğiz" pankartları ve yaşamını yitiren devrimci kadınların fotoğrafları asıldı.

HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, HDP Milletvekili Meral Danış Beştaş, ESP Genel Başkanı Sultan Ulusoy ve Suruç Katliamı'nda yaşamını yitiren Polen Sadet ve Hatice Ezgi'nin anneleri de konferansa katıldı. Devrim mücadelesinde yaşamını yitiren kadınların anısına yapılan saygı duruşu ile başlayan konferansta kadınlar "Jin jiyan serhildan", "Devrime adım adım geliyor özgür genç kadın" sloganlarını attı. 

Konferansın açılış konuşmasını yapan ÖDK'li Tuğçe Kabasoluk, kadın mücadelesini selamlarken, "Bizler isyanımızın tohumlarını avuçlarımıza ektik" dedi. 

ÇELEBİ: SOKAĞA TAŞIYALIM

Sosyalist Kadın Meclisleri Genel Sözcüsü Fadime Çelebi ise Türkiye ve Kürdistan'da devam eden çatışmalı süreçte kadınlar olarak direnmenin önemine değindi. Çelebi, Gezi'den Rojava' ya kadın mücadelesinin alanlara taştığına dikkati çekerek, "Kadınlar, AKP'nin erkek egemenlikli politikalarına karşı isyan mayalıyor" dedi. Çelebi ayrıca, tüm genç kadınların mücadeleyi sokağa taşıması gerektiğini ifade etti.

ULUSOY: KADINLAR ÖZ SAVUNMALARINI ALMALI

ESP Genel Başkanı Ulusoy da Rojava'da olduğu gibi Türkiye ve Kürdistan'da da kadınların devrime öncülük ettiğini söyledi. "Genç kadınlar Rojava, Kürdistan'daki öz savunmanın temel özneleridir. AKP'nin eril zihniyetine karşı direnen kadınlar devrimin özneleridir" diye konuşan Ulusoy, kadınların her türlü şiddete karşı öz savunmalarını alması gerektiğini belirtti.

YÜKSEKDAĞ: KADIN ÖZGÜR DEĞİLSE TOPLUM DA DEĞİLDİR

HDP Eş Genel Başkanı Yüksekdağ ise, Suruç Katliamı'nda sosyalist kadınların ve gençlerin mücadelesinin yok edilmeye çalışıldığını kaydetti. "Ancak katliamlara rağmen kadınlar, gençler ulaşılmak istenilen mevziye doğru sözlerine sadık kalarak yürüdüler" diyen Yüksekdağ, halkların kazanma ve başarma gücünün teslim alınmaya çalışıldığı bir süreç yaşandığını dile getirdi. Yüksekdağ, "Özgür kadın demek, geleceği parlak bir toplum demektir. Kadının özgür olmadığı bir toplum özgür değildir. Kadının merkezinde yer almadığı bir barış toplumsallaşamaz. Kadının sağlamadığı adalet gerçek adalet olamaz" dedi.

'ÖZ SAVUNMA EN MEŞRU HAKTIR'

Yüksekdağ, kadınların siyaset ve yaşamın dışına itilmeye çalışıldığını söyleyerek, "Kadının tacize, tecavüze uğraması bunların politikaları sonucunda teşvik ediliyor. Siyasi iktidar toplumu ahlaki olarak çürütüyor. Ahlaki çürüme siyasi iktidar tarafından dibe vuruşun öncülüğünü yapıyor" diye ekledi.

Kadınların öz savunma gücüyle mücadelelerini yükseltmesinin önemli olduğunu söyleyen Yüksekdağ, "Öz savunma hakkımızdır. Kadının onuruna uzanan ele karşı öz savunma haktır. Öz savunma toplumsal güçlerin meşru hakkıdır" diye konuştu.

Konferans, konuşmaların ardından basına kapalı olarak devam etti.