'AKP faşizmi kadınların direnişi karşısında yenilmeye mahkumdur'

KJK: AKP faşizmi kadınların direnişi ve Leyla Güven’lerin duruşu karşısında yenilmeye mahkumdur. Karanlık zihniyetlerinin son demlerinin vakti gelmiştir. Halkımızın, kadınların toplumsal direnişçi duruşları şimdiden kazanmıştır.

Komalên Jinên Kurdistan (KJK) Koordinasyonu açıklaması şöyle:

“Faşist TC devleti, AKP-MHP yönetimi topyekun faşist-soykırımcı saldırılarını 2020 yılı boyunca her türlü imkanı, yöntemi, aracı kullanarak Kürdistan’da soykırım savaşını artırmıştır. Bugün AKP-MHP iktidarı, tarihinin en büyük ve en uzun vadeli faşist baskı ve terör saldırılarını yürütmektedir. AKP-MHP iktidarı kendisi için bu dönemi ‘varlık-yokluk’ süreci olarak ele alıp soykırım savaşını derinleştirmektedir. Faşist sistemini ayakta tutabilmek ve çöküşünü önlemek için Türkiye’nin ve Türkiye toplumunun tüm gücünü ve imkanını, faşizmini baskı ve terör saldırılarına seferber ederek, başta direnişçi Kürt kadınları ve Kürt halkı karşısında ayakta kalmanın çırpınışlarını vermektedir.

Faşist Erdoğan iktidarı kadın düşmanlığı politikalarını geliştirerek, Ortadoğu'da ve tüm dünyada bu düşmanlığın öncülüğünü yapmaktadır. Bu faşist rejim Kürdistan’ın her parçasında ve her yerinde yine tüm dünyada bu politikaları etkili bir şekilde soykırım temelinde uygulamaktadır. Sadece Kürtlere değil Türkiye toplumuna karşı ve tüm özgürlük, demokrasi güçlerine yönelik olarak soykırım stratejisinin ve planlamasının en üst aşamada devreye koymuştur. Türkiye’de kadınların tüm kazanımları gasp edilmiştir. Kadın dernekleri ve kurumlarına yönelik darbe mekaniği ile çalışanları, aktivistleri tutuklanmıştır. Yüzlerce siyasetçi kadın zindanlara doldurulmuştur.

Leyla Güven Kadın Özgürlük Mücadelesinin gelişimiyle birlikte yeniden dirilen bir öncü Kürt kadınıdır. Kürt toplumunun yeniden dirilişi, esasta kadın özgürlüğünü esas alan mücadele tarzı ile de çok yakından bağlantılıdır. Hatta temelidir. Özgür Kürt toplumu, Özgürleşen Kürt kadını ile dirilmiş, ayağa kalkmış ve güçlenmiştir, güçlenmektedir. AKP-MHP faşizmi bu nedenle kadına yönelik özel bir savaş yürütmektedir. Leyla Güven’in tekrardan tutuklanması, “kadınlara mücadele etmeyin, toplumsal direnişten vazgeçin” soykırım uygulamalarının pratikleştirilmesidir. Kadınlar her gün sokaklarda, mücadele mevzilerinde direniyor. Kadınların bu duruşları, Erdoğan rejiminde en büyük korkuyu yaratmıştır. Kadınlar bunu başarmıştır. Erkek egemen zihniyeti ve siyaseti artık varlık bulamamaktadır. Erdoğan’ın en büyük kaybedişi budur. Bundan dolayı da halkın seçilmişlerine, iradelerine bu kadar düşmanca saldırmaktadır, tutuklamaktadırlar.

ÇÜRÜMÜŞ ZİHNİYET SON DEMLERİNİ YAŞAMAKTADIR

Korona salgınını tam bir fırsata ve darbe dönemine çeviren çürümüş zihniyet, son demlerini yaşamaktadır. Soykırım uygulamaları, Kürdistan halkının iradesine darbe olarak pratikleşmektedir. Ancak bu halk ezelden beri bu darbeleri direnişleriyle boşa çıkarmıştır. Belediyelerine kayyum atayarak, vekillerini tutuklayarak, kadın öncülerini cezaevlerine koyarak asla halkımızın iradesi teslim alınmayacaktır. Faşist AKP-MHP iktidarı Leyla Güven şahsında öncü kadını, toplumsal siyaseti geliştiren duruştan çok korkmuştur. Bununla birlikte toplumsal mücadelede güçlü bir rolü olan ve özgür düşünen, demokrasi mücadelesi için mücadele eden Musa Farisoğulları'na karşı da aynı yöntemle yaklaşarak Kürt halkına ve demokrasi güçlerine karşı bir darbe geliştirmiştir. Dolayısıyla bu darbe tüm demokrasi güçlerine karşı yapılmıştır. Bunu kınıyoruz. Kürt halkının temsilcilerinin derhal serbest kalması gerektiğini bir kez daha ifade ediyoruz. Bu temelde AKP-MHP faşist iktidarı, faşist-soykırımcı rejimin topyekun özel savaş saldırıları daha fazla direnişle kırılacaktır. Bu savaştan Erdoğan-Bahçeli diktatörlüğü boğulacaktır. Bu gerçeği tüm yönleriyle doğru ve derinlikli bir biçimde anlamamız ve mücadeleyi büyüterek soykırımcı darbeyi boşa çıkarmak mücadeleci duruş ve mücadele birliğinden geçmektedir.

DEMOKRASİ GÜÇLERİ GÜCÜNÜ BİRLEŞTİREREK FAŞİZMİ GERİLETMEK MÜMKÜNDÜR

Her türlü baskı ve terör karşısında olduğu kadar, kayyumcu, gaspçı, halkın iradesini teslim alma planına karşı da en etkili direnişi tüm toplumsal kesimler, demokrasi güçleri gücünü birleştirerek bu faşizmi geriletmek mümkün olacaktır. Bu yönüyle CHP’nin HDP’li vekillerine karşı yapılan darbe ve hapishaneye götürülmelerine karşın tek taraflı açıklamalar yapması demokrasinin ayrıcalıklı kesimlere ait olduğu ve bu imtiyazdan devlet dışı muhalif kesimlerin yararlanamayacağını göstermektedir. Bu tutumu devletçi zihniyet ve reflekslerle hareket ettiğini ve gerçek demokrasi arayışına karşı niyetini ortaya koymuştur. Bir kez daha görüldü ki Türkiye toplumunda gerçek demokrasinin öncüsü HDP’dir. Kürdistan’ın dört bir yanında, yurtdışında, gerillaya, gençlere, kadınlara, halka dönük her türlü saldırı, aynı zamanda Önder Apo’ya yöneltilmiş saldırı olmaktadır. Her yerde uygulanan topyekun soykırım saldırıları tüm Kürt halkının iradesine  karşı geliştirilmektedir. Mardin de çocuklara yöneltilmiş şiddet, Ankara’da Kürtçe müzik dinlediği için faşist güçlerce katledilen Kürt genci Barış Çakan, gece yarısı baskınlarla Kürt insanlarına köpeklerle saldırmaları, Kürt gençlerinin çıplak soyularak bedenlerinin teşhir edilmesi ve işkenceye maruz kalması bu ceberrut devletin Kürt soykırım politikalarının birkaç haftalık kısa özetidir. Günlerdir Amerika’daki siyahi George Floyd’u katleden zihniyete karşı halklar ayaktadır. Bugün Erdoğan’ın uyguladığı faşizm, ırkçılık, milliyetçilik, cinsiyetçilik  politikası da  soykırım zihniyeti ile yani Trump’un ırkçı politikaları ve söylemleri ile aynıdır. Erdoğan’ın faşist bir şef olarak kınadığı bu olay bile demokrasi cephesinden çeneni kapat olarak yanıtlandırıldı. Bugün dünya genelinde, Ortadoğu’da, Kürdistan’da ve Türkiye’de  halklar özgürlük ve demokrasi istiyor devletçi sistem ve tahakküme karşı ayaktadır. Emperyalizm, kapitalizm ve sömürüden, ırkçılık, milliyetçilikten kurtulmak istiyor. Bu nedenle AKP-MHP devletçi geleneğe ve diktatörlüğe tepkiler büyümektedir. Korona salgınından büyük bir çıkış hedefleyen AKP faşizmi kadınların direnişi ve Leyla Güven’lerin duruşu karşısında yenilmeye mahkumdur. Karanlık zihniyetlerinin son demlerinin vakti gelmiştir. Halkımızın, kadınların toplumsal direnişçi duruşları şimdiden kazanmıştır.”