Atabey: Devletin değil, halkın sağlıkçılarız!

Atabey, Türk devletinin sağlık emekçilerine karşı gerçekleştirilmiş olduğu ihraç politikalarına tepki göstererek, hiçbir şekilde geri adım atmayacaklarını gerekirse ev ev, sokak sokak mesleklerini yapmaya devam edeceklerinin mesajını verdi.

15 Temmuz darbe girişiminden sonra AKP hükümeti Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile birçok alana karşı darbe yaptı. Özellikle kamu alanını boşatmaya dönük çok ciddi saldırılar yaparak birçok sağlık emekçisini ihraç etti. 50 bine yakın kamu çalışanı ihraç edilerek, Eğitim Sen üzerinde de 10 bin 380 eğitimcide açığa alındı.

Sağlık alanında Türkiye genelinde 215 sağlık çalışanı ihraç edilirken, hiçbir soruşturma her an gibi bir hukuki boyutu olmayarak Amed’de Dicle Üniversitesiyle ile birlikte 193 kamu çalışanı ve bunun 93’ü kamu sekreteri olmak üzere 73 kişisi de Sağlık ve Sosyal Hizmet emekçiler Sendikası (SES) üyesiydi.

Amed SES Şube Eş Başkanı Selma Atabey, konuya ilişkin ajansımıza konuşarak, bundan önceki süreçte kendilerine hiçbir açıklama, hiçbir soruşturma ve hukuksal süreç geliştirmeden kendilerini ihraç ettiklerini söyleyerek, bunlardan biride kendisi olduğunu belirtti.

‘HAKSIZ VE HUKUKSUZCA KAMU DIŞINA İTİLDİK’

Atabey, 15 Temmuz’dan sonra hukukun, anayasanın ve demokrasinin tamamen yok olduğunu dile getirerek, “Bizler ihraç edilen arkadaşlarla kararlaştırdık ve iş alanlarımızdan ayrılmayacağız. Alanlarımızda, çalışma yerlerimizde ve ihraç edilmemiş sağlık çalışanlarına yönelik bir bilinç artırma el bildirileri hazırlayacağız. Çünkü biz şunu çok iyi biliyoruz. Haksız ve hukuksuzca kamunun dışına itilen ihraç edilen bizlerin benzeri bir durumunun diğer sağlıkçılarında beklediğinin bilincindeyiz. Normalde anayasanın olduğu yerde KHK’nin geçersizliğini biliyoruz ama OHAL’i gerekçe göstererek uzun süredir hayata geçiremedikleri 657’nin iş güvencesi maddesine bur süreçte bunu fırsat bilerek iş güvencesini ortadan kaldırmaya çalışıyorlar” diye kaydetti.

‘DEVLETİN DEĞİL, HALKIN SAĞLIKÇILARI OLDUĞUMUZ İÇİN İHRAÇ EDİLDİK’

İhraç edilen kamu emekçileri olarak anayasaya ve danıştaya başvuracaklarını ve iç hukuku tükettikten sonra AİHM’e kadar gideceklerini belirten Atabey, 3 yıl ya da 5 yıl sonra bu hukuki süreçler işlerse kendilerinin işlerinin başına geri döneceklerini söyleyerek şöyle devam etti. “Bu hakkımızı alacağımızı çok iyi biliyoruz. Ama döndüğümüzde iş güvencesi dediğimiz şey ortada kalmayacak. Bugün KHK ile bizi ihraç eden zihniyet, o iş güvencesini ortadan kaldırarak yarında iyi çalışmadın, performansın iyi değil, kaşın güzel değil gibi şeyler deyip bizim alanlarımızda yaratacaklar. Bunların hepsi için bizler alanlarımızda olmaya devam edeceğiz. Halka yönelik çalışmalarımız olacaktır. Çünkü bizler hiçbir zaman devletin sağlıkçıları olmadık. Biz devletin sağlıkçıları olmadığımız için şuan ihraç edildik. Biz halkın sağlıkçılarıyız ve halkın bize sahip çıkması gerekiyor.”

‘DEVLET, KÜRTLERİ KAMU ALANINDAN TASFİYE ETMEYE ÇALIŞIYOR’

Devletin kendilerini ihraç etmesi ve kamu alanının dışına itmiş olmasını tepki gösteren Atabey, sağlığın sadece kamu alanında olmadığını ve hizmetin sadece kamu alanında verilmediğine değindi. Kendilerinin diğer alanlara da ev, sokak neresi olursa olsun sağlık hizmetlerini vermeye devam edeceklerinin altını çizerek, “Doktorumuz yine doktorluk yapacak. Hemşiremiz yine hemşirelik yapacak. Komşumuza, akrabamıza gideceğiz ama bizler asla mesleğimizden vazgeçmeyeceğiz. Bizler mesleğimizi dişimizle, tırnağımızla emeğimizle aldık, bunu da istediğimiz yere hizmet vermeye devam ederek kullanacağız. Kimse de buna engel olamayacaktır. Devletin yapmak istediği Kürtlerin kamu alanından tasfiye etme modelidir. Çünkü bizler Kürt sağlıkçılar olarak, bu alanda Kürtçe bilmeyen çok hastamız vardı ve biz anadilimizde konuşarak karşımızdaki kişinin sorunların yerine çözebiliyorduk. Bu hastanın ve hastanenin işlerinde kolay ve rahatında yürümesine neden oluyordu. Ve bu nedenle de olsa bu halkı çok ciddi bir şekilde mağdur ettiklerinin farkına varılması gerekiyor. Her şeyden önce bizim halkımızın bunun farkına varması gerekiyor ve kendi sağlıkçılarına sahip çıkması gerekiyor” diye konuştu.

‘ASLA GERİ ADIM ATMAYACAĞIZ’

Atabey, SES olarak her şeyden önce emeği, demokrasiyi, eşitliği ve barışı önlerine koyduklarını söyleyerek, “Bir buçuk yıldan beri Kürdistan’da yaşanan ablukalar, sokağa çıkma yasaklarıyla birlikte savaş düzeydi bir durum yaşadık. Ve biz sağlıkçılar buna hiç sessiz kalmadık ve halkımızla beraber çalışmalara yürütüp onların yanında olduğumuzu söyledik. Özellikle yaralıların hastaneye getirilmemesi, abluka altında kalan halkın sağlık hizmetine yetişemediği noktada çok gürde olsa sesimizi çıkardık. Bu yönlüde bu saldırıların altında bunların yattığını düşünüyoruz. Çünkü hiçbir zaman mesleğimizin dışına çıkmadık var olan etiyle birlikte hareket ettik. Bir sağlıkçının olması gereken her yerde olmaya çalıştık. Ama bizden beklenen şuydu. Devlete polise nasıl hükmediyorsam sana da aynı şekilde hükmedeceklerini düşündüler” dedi. Atabey son olarak kendilerinin merkezinde insan ve insanın sağlığı olduğunu söyleyerek, hiçbir şekilde geri adım atmayacaklarını vurguladı.