Çadırlar kış şartlarına uygun değil!

Bawerne köyünde kurdukları çadırlarda 8 aydır yaşam direnişi gösteren Nusaybin halkı, havaların soğumasıyla birlikte çadır hayatının kendilerini daha çok zorladığını belirterek, halka destek çağrısında bulundu.

Mardin'in Nusaybin ilçesinde çıkan 'Sokağa çıkma yasağı' ile birlikte evlerinden çıkmak zorunda aileler, Bawerne köyünde kurdukları çadırlarda 8 aydır yaşam mücadelesi veriyor. Arsa sahiplerinin izni dahilinde yerleştikleri köyde çadır kuran ve yaklaşık bir yıldır burada yaşayan aileler, bütün zorluklara rağmen topraklarını terk etmiyor. Daha önce 12 çadırın bulunduğu köyde ailelerin birçoğu Mardin'e yerleşirken, kalan 7 çadırda mücadele devam ediyor. Kış ayının gelmesiyle birlikte soğuyan hava, çadır hayatını daha çok zorlaştırırken, yağmurun yağmasıyla birlikte damlayan çadırlarda yaşayan çocuklar hastalıklarla karşı karşıya kalıyor. Çadırların kış şartlarına uygun olmadığını belirten aileler, halkın desteklerini bekliyor. 

'DEVLET TERÖRÜ BİTMİYOR'

Şırnak'ta devletin "Ya korucu olacaksınız, ya da topraklarınızı terk edeceksiniz" dayatmasına karşı koruculuğu kabul etmediklerini belirten Mehmet Emin Yakut, 31 yıl önce Nisêbîn'e gelerek burada Koçeran (Fırat) mahallesine yerleştiklerini ifade etti. 14 Mart'ta çıkan 'Sokağa çıkma yasağı' nedeniyle evlerinden ikinci defa çıkmak zorunda kaldıklarını belirten Yakut, "Devletin terörü bitmiyor. Evlerimizi tank ve topla yıktılar" diye konuştu.  

'ÖLSEK BİLE ÇIKMAYIZ'

Yasağın başladığı günden bu yana çadırlarda yaşadıklarını söyleyen Yakut sözlerine şöyle devam etti:"8 aydır bu çadırda yaşıyoruz. Bu zamana kadar güzeldi. Sıcaktı ama yine de güzeldi, güneşliydi. Bugünden sonra havalar soğumaya başladı. Geçen gece yağmur yağdı. Az yağmasına rağmen çadırlar damlamaya başladı. Çadırlar kış şartlarına uygun değil. Bir rüzgar esse, bu çadırlar başımıza dahi yıkılabilir.Ev ev aradık ama bulamadık. Konteynır olsaydı en azından kışı geçirebilirdik. Çünkü biz topraklarımızı terk etmeyeceğiz. Burada ölsek bile çıkmayacağız. Ne İstanbul'a gideriz, ne de devletin lojmanlarına sığınırız".

'4 AİLEYE BİR ÇADIR'

Tek çadırda 4 aile kaldıklarını söyleyen Meryem Yakut (35) ise, çadırdaki yaşamı şöyle anlattı: "Banyo, mutfak, lavaboyu içindeki eşyalarla birlikte ortak kullanıyoruz. Tabi bu bizim için zor. Çünkü 4 aile tek bir çamaşır makinası kullanıyor. Yerler toprak olduğu için çocuklar çabuk kirleniyor. Günde 4-5 defa çamaşır makinasını çalıştırıyoruz. Diğer şekilde her aile çarşafla ayırdığımız bir odada kalıyor. Ben 4 çocuğumla bir odada kalıyorum. Yemeklerimizi ayrı ayrı yapıyoruz. Tek bir öğünde 4 defa yemek pişiriliyor. Burada yaşamak zor, biz de direniyoruz". 

Kışın gelmesiyle birlikte bu zorlukların daha da arttığını söyleyen Meryem Yakut, Kürt halkının kendilerine destek vermesini istedi.

'HERŞEYİ GÖZE ALDIK'

Çadırların bulunduğu yerde bir inşaat binasında 4 aile kaldıklarını belirten 7 çocuk annesi Suna Korkmaz ise, metropol hayatını kabul etmeyeceklerini vurguladı. Nisêbîn'e olan özlemini dile getiren Korkmaz, "Eğer isteseydik, bir köşeye çekilir hayatımıza bakardık. Ama biz kendi toprağımızda yaşamak istedik ve gitmedik. Her şeyi göze aldık.  Mahalleye gittik. Molozların üstünde kendi eşyalarımıza rastladık. Evleri yıkmak yetmemiş. Kendi eşyalarımızı çöpe atmışlar ve gözlerimizin önüne koymuşlar. Allah hakkımızı yerde bırakmasın" dedi.