GÖRÜNTÜLÜ

EL Azzam akademide demokratik tecrübelerini anlattı

Cizîr Kantonu Yürütme Meclisi Başkan Yardımcısı Hüseyin El Ezzam, Suriye’de kendileri dışında, ne muhalefetin ne de rejimin bir çözüm projesi olmadığını söyledi.

Demokratik ulus felsefesi üzerine çalışmalarını yürüten ve çoğunluğu Arap halkından oluşan Şehit Faruk Akademisi'nde ‘Şeddadê Şehitleri Devresi’ne katılan Cizîr Kantonu Yürütme Meclisi Başkan Yardımcısı Hüseyin El Ezzam, Suriye’de kendileri dışında, ne muhalefetin ne de rejimin çözüm projesi olduğunu söyledi.

El Azzam, “Bizde yöneten ile yönetilen, ezen ile ezilen yoktur, herkes eşit ve özgürdür” tespitinde bulundu.

Kendisini muhalefet olarak adlandıran güçlerin Suriye’deki devrimi saptırarak, dış güçlerin birer maşası olduklarını ve halk üzerinde birer çete ve terör eylemcisi haline geldiklerini anlatan El Ezzam, "Bu güçler Suriye halklarını mezhebi ve kültürel alanda çatıştırarak en fazla zararı Suriye halklarına verip onları etmek istediler” dedi.

DEMOKRATİK ÖZERKLİK DENEYİMİNİ ANLATTI

Suriye rejiminin tekçi ve milliyetçi yaklaşımlarının, bugünün çelişkilerine kaynaklık ettiğini örnekler vererek anlatan El Azzam, demokratik özerk yönetim sisteminin çoğulcu, demokratik ve özgürlükleri esas aldığını ifade etti. Demokratik özerk yönetim tecrübelerinin halkların birbirine karşıt değil, birbirini tamamlayan ve birer zenginlik olduğunu ortaya koyduğunu kaydeden El Azzam, devamla şöyle dedi:

"Birkaç yıllık tecrübe ve öz savunma savaşımız herkesin hesaplarını altüst etti. Her şeyden önce Demokratik Özerklik Yönetimi sistemimiz içinde yöneten ile yönetilen ayrımı yoktur. Şimdi aranızda bir yönetici olarak bulunuyorum. Ama belki bir kaç gün sonra görev yerim değişir ve ben bu akademiye yönetici olabilirim.

Arap baharı yada halkların zamınından bahsederken şunu unutmamamız gerekir ki, bu bahar ve direnişin kıvılcımını Kürt kardeşlerimizin Türk sömürgeciler şahsında bölge gericiliği ve egemenliğine karşı verdikleri direniş ile başladı. Egemenlerin kendisini en fazla hakim hissettiği bir süreçte Kürtler Tükiye, İran, Irak ve Suriye’de demokratik mücadeleleri ile halkları ilham kaynağı haline geldi. Kürtler halkların demokratik direnişlerini halklar zamanı yada halkların baharı olarak adlandırdı. Ama isyanlar Kuzey Afrika ülkelerinde başlayınca kimileri bunu Arap baharı olarak adlandırdı. Önemli olan sonuçtur ve önemli olan bu sürecin başlamasına kaynaklık edendir. 

Suriye rejimi yıllarca tek parti, tek halk yaratmaya çalışarak diğer halkları yok saydı. Bunun için de Arap milliyetçiliği ön plana çıkarıldı. Gerçeğinde ise milliyetçilik toplum için bir zehir ve toplumun renklerini yok eden gerici bir rejimdir. Şimdi Suriye’de devam eden kaos bu tekçi, milliyetçi rejimden kaynağını alıyor. Rojava Devrimi ile birlikte Demokratik Özerk Yönetiminin yaratmaya çalıştığı eski rejiminin aksine tüm halkları, renkleri, kültür ve inançları özgürce ve birlikte yaşatmak oldu. Eskinin tekçi ve milliyetçi yaklaşımını değiştirdiğimiz oranda birlikte yaşam koşullarımız daha fazla gelişiyor. Unutmayalım; biz ancak komşu ve kardeşlerimiz ile iyi ve huzur içinde olduğumuz sürece özgür ve başarılı olabiliriz. Bu açıdan halkların kardeşliği bir söylem değil, olmazsa olmaz bir ihtiyaç ve özgür geleceğimizdir.”

'BİZİM DIŞIMIZDA KİMSENİN ÇÖZÜME DAİR PROJELERİ YOK'

El Ezzam, Suriye’de halk ayaklanmaları başladığında birkaç ay içerisinde bir devrim niteliğinde halkın katılımı olduğunu, ancak dış güçlerin bu savaşa müdahil olmasıyla devrimin saptırıldığını, çete ve terör odaklarının boy vermeye başladığını söyledi.

El Ezzam, şu değerlendirmeyi de yaptı:

“Bu güçler en fazla zararı Suriye halklarına verdi. Halkı mezhebi ve kültürel alanda çatıştırıp yok etmek istediler.  Şimdi kendilerini muhalefet olarak adlandıran güçler  tamamen dışa bağımlı, kendi ve hizmet ettikleri güçlerin çıkarlarını koruyarak birer çete olup halk üzerinde tamamen terör amaçlı çatışıp egemenlik kurmak istiyorlar. Şimdi Suriye’de bizim dışımızda, hiç kimsenin ne kendisini muhalefet olarak adlandıran güçlerin ne de rejimin çözüm ve ortak yaşama dair bir projesi vardır. Yine bu gerçeklikten hareketle Demokratik Federal Sistemimiz halklar için büyük önem arz ediyor. Halkları, kültürleri inanç ve cinslerin birlikteliği ve özgür yaşamına dayanan sistemimiz  sadece Rojava ve Kuzey Suriye değil, tüm Suriye ve Ortadoğu halklarının umut kaynağı haline geldi.

'BAŞARILACAĞINA İNANIN'

Demokratik Özerk Yönetimi ve tüm sistemimiz içinde çalışmalar insanların gönüllülüğüne dayanıyor. Yönetim içinde belki bir görevli olarak görülebiliriz. Ancak biz halkların özgür geleceğini bu sistemde gördüğümüz için bu çalışmayı sevdik ve içinde yer almaya başladık. Biz bu çalışmalara kıt imkanlar ve zorluklar içinde başladık. Birkaç sandalye ve sıradan bir masa ile kurumsal çalışmaları yürüttüğümüz sistemi bugün tüm Suriye sorununu çözüme kavuşturacak olan Kuzey Suriye Demokratik Federe sistemi şeklinde geliştirdik. Halkların birlikte ve özgürce yaşayabileceği bir sistem olan Demokratik Federal Sistemi Ortadoğu'da tüm halkların birlikte yaşayabileceği bir sistem haline getirdik. Sizler, burada eğitim alan arkadaşlar bu sistemin birer temsilcisiniz. Onun için tartışma ve eğitimleriniz önemlidir. Burada elde edeceğiniz başarı tüm halkların ortak geleceği olarak gelişecek. Başarının bu çizgide olduğuna inanın ve katılımını bu inanç üzerine geliştirin.”

 

...