GÖRÜNTÜLÜ

Gerilladaki Êzidî gençler: Kürt halkının özgürlüğü için mücadele yürütüyoruz

Gerilla saflarında yerini alan Şengalli Êzîdî gençler, yeni katliamların yaşanmaması ve Kürt halkının özgürlüğü için mücadele yürüttüklerini belirtti.

Gerilla saflarında yerini alan Şengalli Êzîdî gençler, yeni katliamların yaşanmaması ve Kürt halkının özgürlüğü için mücadele yürüttüklerini belirtti.

DAİŞ çetelerinin Şengal’e yönelik gerçekleştirdikleri katliam saldırısı Kürt Êzîdî toplumunun hafızasında büyük bir yer edindi. DAİŞ çetelerinin 2014 Ağustos’unda saldırısı sırasında savunmasız kalan Êzîdîler PKK’nin müdahalesi ile daha büyük bir katliamdan kurtuldu. Gerillanın müdahalesi ile yeniden kendi öz savunmasını oluşturan Êzîdîler bugün de YBŞ (Şengal Direniş Birlikleri) olarak savunmasını yapıyor. Kimi Êzîdî gençler YBŞ saflarında yerini alırken kimi Êzîdî gençler de HPG/YJA STAR saflarında yerini alarak özgürlük mücadelesi yürütüyorlar.

Medya savunma alanlarında karşılaştığımız Şengalli Êzîdî gençler DAİŞ çetelerinin saldırdığı süreci, gelişen direnişi ve neden gerillaya katıklarını ajansımıza anlattılar.

‘SADECE ÊZÎDÎLER DEĞİL, TÜM KÜRTLER KATLİAMLARYAŞADI’

Amed Dalaho: Kürt halkının başına gelen katliamların hepsi de aynı düşman tarafından gerçekleşti. Sadece Êzîdî halkı üzerine katliamlar gelişmedi, tüm Kürtler üzerine katliamlar gelişti.

Şengal katliamında da DAİŞ önce halka saldırıp, mallarını talan etti, toplu infazlar yaptı. Ama katliam sonrası gelişen direniş ile YBŞ oluşturuldu. YBŞ yetmiş üçüncü katliama verilen cevap oldu.

Şengal dağında Êzîdîlerin silahları yoktu. DAİŞ gelip saldırdı. Bazı köylerde çetelere karşı direniş gelişti ve çok sayıda çete de öldürüldü. Bugün de çetelere karşı büyük bir direniş sergileniyor. Ama Êzîdî halkı düşmanını tam tanımıyor. Saldırının nereden geleceği belli değil. Êzîdî halkı kendini daha fazla örgütleyerek her türlü saldırıya karşı kendi savunmasını yapabilir.

Çeteler geldiğinde KDP peşmergeleri vardı. Ama DAİŞ geldiğinde peşmergeler ihanet ederek kaçtılar. Şengal’i sattılar. Ağır silahları, zırhlı araçları vardı ama çeteler gelince kaçıp gittiler. Êzîdîler Kalaşnikoflarla çetelere karşı kendilerini savunmaya çalıştı. Eğer KDP direnseydi o katliam yaşanmazdı.

Bugün halkımız kendi üzerine yürütülen katliamların nasıl geliştiğini bilmeli. Çocuk, kadın, ihtiyar onlarca insanımız çetelerden kaçarken açlıktan, susuzluktan öldü. Çeteler yakaladıkları Êzîdîlere akla hayale gelmez işkenceler yaptılar. Bir olay şöyle gelişiyor: Bir Êzîdî kadını çok acıkmış. Çetelerden yemek istiyor. Çeteler kadının çocuğunu öldürmüş ve onu kadına yedirmişler. Kadın da yediği yemeğin kendi çocuğu olduğunu bilmeden yemiş. Bu olay bile halkımız üzerindeki katliamın boyutunu ortaya koyuyor.

‘NAMUSUMUZ, ŞEREFİMİZ MÜCADELE İLE KORUNUR’

Eğer HPG gerillaları gelmeseydi binlerce Êzîdî katledilecekti. İlk başta on iki arkadaş gelmişti ve o arkadaşlar direnerek tüm Êzîdî halkını büyük bir katliamda kurtardı. O arkadaşların elinde sadece Kalaşnikof vardı. Ağır silahları da yoktu ama direnerek katliamın önüne geçtiler. Bugün o arkadaşları kutluyorum.

Êzîdî halkı ve gençleri gerillaya ve YBŞ’ye katılarak kendi özgürlük mücadelesine sahip çıkmalıdır. Özgürlük mücadelesine katılıp mücadele etmekten başka bizim çaremiz yoktur. Yaşanabilecek tüm katliamların önü ancak böyle alınır. Halkımızın namusu, şerefi mücadele ile korunur. Her yerde Kürt halkı birlik olarak kendi varlığını koruyabilir, katliamların önünü alabilir.

‘ANNEM GERİLLAYAKATIL DEDİ’

Azad Ezdin: En son yaşanan katliamda da binlerce insanımız DAİŞ çeteleri tarafından katledildi. KDP’nin yüzünden çeteler Şengal’e gelerek katliam gerçekleştirdi. Binlerce çete saldırdı. Biz silahsızdık. Kadınlarımızı, kızlarımızı yakalayıp götürdüler ve biz bir şey yapamadık. Kadın erkek birçok insanımızı da hemen oracıkta öldürdüler. HPG geldi ve yol açtı. Yoksa kendimizi kurtaracak yolumuz yoktu. Ne su vardı ne yiyeceğimiz vardı. Gerillanın geldiğini duyduğumuz zaman kurtulacağımızı anladık. Gerillanın bizi çetelerden kurtaracağını biliyorduk. O ortamdaki tesellimiz gerilla oldu.

Halkımız yetmiş üçüncü katliamı yaşadı. Bize direnmekten başka yol yoktur. Son katliam sonrası annem bana gerillaya katılmamı söyledi ve gerilla saflarına katıldım.

Ben tüm gençlerimize mücadeleye katılmalarını söylüyorum. Mücadele ederek katliamların önünü alırız. Gerilla saflarında Kuzeyli, Rojavalı ve Rojhilatlı gençler vardır. Ve onlar gelip Şengal dağında yaşanan katliamın daha da büyümesine engel oldu. Birlik olursak kimse bize katliam dayatamaz.

‘GERİLLA İLE DİRENEBİLECEĞİMİZİ ÖĞRENDİK’

Sozdar Agır: Çeteler Şengal’e saldırdığı zaman ben Dahola köyündeydim. Biz bahçede çalışıyorduk. Babam çetelerin geldiğini söyledi ve biz Şengal dağına çıktık. KDP bize evimize dönmemiz için çağırı yaptı. Çetelerin bize bir şey yapmayacağını söylediler. Ama kandırmışlardı. Çeteler köylere ve Şengal merkeze saldırdığında Barzani peşmergeleri kaçıp bizi yalnız bıraktılar. Düşman hiçbir direnişle karşılaşmadan Şengal’i aldı. Çeteler binlerce insanımızı katletti. Kadınlarımızı kaçırdı.

Biz Şengal dağına kaçtık. Daha sonra arkadaşların bölgeye ulaştığı haberini aldık. Halk gerillanın gelişi ile umutlandı. Halk nereye gideceğini bile bilmiyordu. Aç, susuz ortalıkta kalmıştı. Üçüncü gün arkadaşlar bize yetiştiler.

Çeteler saldırdığında Êzîdî halkının öyle çaresiz kalması benim çok zoruma gitti. Düşmanın rahat rahat bizi katletmesi kabul edilecek gibi değildi. Halkımız nasıl bu hale düşmüştü diye düşünüyorum. Neden Kürt halkı bir olmuyor, her zaman katliamla yüz yüze kalıyor, diyordum. Barzani ailesi bize ihanet etti ve Êzîdî halkı katliamdan geçti. İnsan kendi toprağında savunmasız bırakılamaz.

Ama gerillayı tanıdıktan sonra düşmana karşı direnebileceğimizi öğrendik. Kendimizi eğitip, örgütleyebiliriz dedik. Gerilla beni çok etkiledi. Ne olursa olsun katılacağım dedim ve gerillaya katıldım. Büyük bir istekle dağlara geldim.

Dağa geldikten sonra örgütü ve gerillayı daha iyi tanıdım. Artık gideceğim her yerde halkımıza öncülük edebilir ve mücadele yürütebilirim. Bir Êzîdî kadını olarak halkımın özgürlüğü için savaşacağım. Yeni katliamların yaşanmaması için de sonuna kadar mücadele edeceğim. Şengal dağında şehit düşen dört parçadan arkadaşlar vardır. Ve onların anılarına bağlı kalarak, Önder Apo’yu özgürleştirene kadar mücadele yürüteceğim.

‘HALKIMIZ KENDİNİ ÖZ GÜCÜYLE KORUYACAK’

Vinar Kavroj: DAİŞ Şengal’e geldiğinde ben de köydeydim. Direnmek için hiçbir hazırlığımız yoktu. Şengal dağına kaçmıştık. Biz peşmergeler bizi kurtaracak diye bekledik. Ama bazı aileler geldi ve peşmergelerin kaçtığını söylediler. Peşmergenin Şengal’i terk ettiğinden haberimiz yoktu. Ailemiz dağıldı. Ve herkes bir yere gitti. DAİŞ bizim köyümüze de gelmiş ve birçok akrabamızı katletmiş ve bazılarını da yakalamıştı. Biz ise Şengal dağında kaçıyorduk. Kimi soruyorduk çeteler ya yakalamış ya da katletmişlerdi. Bazıları kendi çocuklarını bile alamadan kaçmışlardı. Artık bizim için yaşam bitti diyorduk. Ben de ailemden kopmuştum. Başka bir ailenin yanındaydım. Onlar yurtsever bir aileydi. PKK’nin geleceğini söylüyorlardır. Bir an önce arkadaşlara yetişmemiz gerektiğini söylüyorlardır. Ama bizde yürüyecek takat kalmıştı. Herkesin psikolojisi bozulmuş, ayakta duramıyorlardı. Ama biz ne olursa olsun arkadaşlara yetişelim diye zorladık.

Arkadaşlar bize ulaştığında birçok Êzîdî gerillayı tanımıyordu. Mesela kadın gerillalar vardı ve bazılarımızın tuhafına gidiyordu. Kadınlar nasıl savaşır diyorduk. DAİŞ gelirse bunlar bizi nasıl savunacak diye düşündük. Biraz tanıdıktan sonra tüm yargılarımız yerler bir oldu. Biz arkadaşların dağda savaştığını biliyorduk ama nasıl bir savaş yürüyordu haberimiz yoktu.

Katliamdan sonra YBŞ kuruldu ve Êzîdî halkı için her şey değişti. Kendimize özgüvenimiz gelişti. Biz de kendimizi savunacağımızı öğrendik. Kadınlar bile silah kullanmasını öğrendi. Êzîdî halkının gözü açıldı. Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Halkımız kendini kendi öz gücüyle koruyacak. YBŞ ile birlikte bizim her şeyimiz oldu. Artık Êzîdî halkı da bir güçtür.

‘KATLİAMLARDAN EN FAZLA ETKİLENENLER KADINLAR OLDU’

Êzîdîler üzerinde yetmiş üç ferman yaşandı. Her katliamda en fazla ezilen kadınlar oldu. Kadınlar tecavüze uğradı, köle pazarlarında satıldı. Bunları kabul etmememiz mümkün değildir. Buradan tüm Êzîdî kadınlarına, Güney Kürdistanlı kadınlarına sesleniyorum, gelin PKK saflarına katılın. PKK bize kendi yaşamımızı verdi. Bize kim olduğumuzu gösterdi. Kürt halkı birlik olup, düşmanımıza karşı birlikte savaş yürütmeliyiz. Birlik olursak kimse bize katliam dayatamaz. Kendi toprağımızda özgür yaşarız. Ben de Zilanların, Beritanların mücadele alanı olan Kürdistan’ın özgürlük dağlarına geldim ve burada halkımızın özgürlüğü için mücadele ediyorum. Şimdi kendimi eğitiyorum, Önder Apo’nun çizgisini öğreniyorum. En önemlisi de kadın özgürlük çizgisinde kendimi yetiştiriyorum.

Şengal katliamından kurtulduktan sonra gelip Kürdistan dağlarında gerillaların içinde eğitim görmek benim için büyük bir anlam ifade ediyor. Buradaki arkadaşlar Şengallilere büyük bir ilgi gösteriyor. Çevremizde toplanıyor, bizimle sohbet ediyorlar. Gerilla Êzîdî halkını çok seviyor. Olası tehlikeli durumlara karşı ilk başta bizi koruyorlar. Gerillanın yoldaşlığı, arkadaşlığı çok güzel. Dünyanın başka bir yerinde böyle bir yaşam yoktur. Gerillada olduğum için kendimi çok şanslı görüyorum.

...