Hakkari ve Şırnak kent merkezi ile bazı ilçelerinde 3 yıl önce kurulduğu belirtilen ancak son iki hafta önce “uzman çavuş” olduğu iddia edilen bir kişinin, itirafları ve bazı görüntüleri ifşa etmesiyle başlayan korucu, uzman çavuş ve sivil isimlerin bulunduğu “fuhuş çetesi”ne ilişkin savcılığın başlattığı soruşturma kapsamında “gizlilik kararı” alındı.

İHD Van Şube Başkanı Karataş ve HDP PM Üyesi Zeydanlıoğlu, mağdurların yaşam hakkının korunmasının önemine dikkat çekerek, gizliliği failleri korumaya yönelik olmaması gerektiğini söyledi. 

Hakkari ve Şırnak'ta içerisinde asker ve korucuların bulunduğu fuhuş çetesi, birçok kadını şantaj yoluyla fuhşa sürükledi. Fuhuş çetesi nedeniyle bir kadın katledildi, bir kadın intihara sürüklendi, bir kişi ise şüpheli şekilde öldü.

Yeni Özgür Politika gazetesinin ‘Fuhuş Ügeni’ manşetiyle ( https://www.ozgurpolitika.com/haberi-asker-polis-korucu-fuhus-ucgeni-155650 ) 29 Ekim’de duyurdu.

Buna göre; Türk devletinin parayla satın alıp hem cepheye sürdüğü hem de halkın üzerine saldığı korucular ile polis ve askerlerin, Kuzey Kürdistan’da nasıl bir yozlaşma ve çürümüşlüğü dayatarak fuhuş ağı oluşturduğu, Hakkari örneğiyle bir kez daha patladı.

Fettah Demir, Mesut Ölmez, Hakan Ölmez gibi devletin silahıyla caka satanların, aslında kendi evlerinden başlayarak pezevenklik yaptıkları, ağlarına düşürdükleri kadınların önemli bir bölümünü şantajla susturup çalıştırmaya devam ettirdikleri anlatıldı.

Bilgilerin çoğunu, farklı saiklerle de olsa bu çemberin dışına çıkan bir uzman çavuş deşifre etti. İsim, fotoğraf ve videoların bazılarını paylaşan uzman çavuş, konunun yargıya taşınmasını istiyor. Ancak Türk savcılığı, bu bilgilerin paylaşılmasına soruşturma açtı.

Yeni Özgür Politika’nın adı geçen köylerde ulaştığı köylüler, korucuları ve onlarla ilgili bilgileri teyit ederek, devlet güçlerinin rolüne, genel Kürt karşıtlığı politikası içinde fuhuşun da tıpkı uyuşturucu gibi bir özel savaş silahı olarak kullanılmasına dikkat çekti.

ETKİN BİR SORUŞTURMA YÜRÜTÜLMELİ

Konuyla ilgili ANF’ye konuşan İnsan Hakları Derneği (İHD) Van Şube Başkanı Mehmet Karataş, soruşturmanın titizlikle yürütmesi gerektiğini, aksi taktirde mağdurların yaşam haklarının ihlaline varacak kadar riskler oluşacağını söyledi.

Karataş, Hakkari’de uzun bir süredir böyle bir yapılanmanın olduğunu öğrendiklerini, daha fazla mağduriyet olmaması için mağdurların kişisel bilgileri ve özel yaşama dair görüntülerine büyük hassasiyetle yaklaşılması vurguladı. Karataş, kişinin maddi ve manevi bütünlüğü kapsamında kişinin temel hakkı olan vücut dokunulmazlığı hakkı korunmaya muhtaç en temel hak olduğunu ifade etti. Karataş, şunları söyledi: “Maalesef ülkemizde cinsel saldırı eylemleri kapsamında vatandaşlarımızın çoğunun maddi manevi bütünlüğüne saldırı gerçekleşmekte ve vücut dokunulmazlığı ihlalleri yoğun yaşanmaktadır. Bu ihlallerin çoğu, mağdurun yaşamına son vermesi, mağdurun adalete erişememe veya yetersiz yasal mevzuattan dolayı fiziki/psikolojik tedaviye ulaşamamaları ile sonuçlanmaktadır. Devlet bu tür hak ihlallerinin yaşanmaması için üzerine düşen pozitif yükümlülüğü çoğu zaman yerine getirememektedir. Devletin önleme yükümlülüğü vardır. Yaşanan somut olaylarda kamu personellerinin şüpheli oldukları iddia edilmektedir. Bu durum yaşanan benzer hak ihlallerinin spesifik örneğidir. Çünkü kamu otoritesi kullanılarak bu suç işlendiği iddia edilmektedir. Bu konuda mücadele edecek sivil toplum kuruluşları yalnız bırakılmamalı. Mağdurun korunması için gizlilik şart, ancak şüphelileri korumak adına gizlilik kararı alındığı biliniyor.”

İRADE KIRMA YÖNETİMİDİR

HDP PM Üyesi Özgür Zeydanoğlu, Hakkari’deki fuhuş çetesinden söz ederken, politik yönlerini görmek gerektiğini vurguladı.

Fuhuşun, toplumu çürütmek, içini boşaltmak için  egemenlerin denediği bir özel savaş yöntemi olduğunu söyleyen Zeydanoğlu, şunları ifade etti: “Mesela tarihsel olarak imparatorluklar fetih ve işgalden sonra başvurdukları yöntemlerdir. İşgal edilen yerde önce harem ele geçirilir, sonra diğer kadınlara yönelirler. İşgal edilen yeri daha rahat yönetmek için irade kırılır. Çağımızda da bu yöntemler sıkça kullanılır. Nizami savaşın yanında özel savaş yöntemi olarak başvurulur. Egemen güçler toplumu ele geçirmek iradesini kırmak için uyuşturucu, fuhuş gibi yöntemler geliştirmek durumundadırlar. Hakkari’deki fuhuş çetesinden söz ederken, siyasi politik yönlerini, yaratılmak istenen sonucu görmek lazım. İrade kırma yöntemidir, anlamak lazım. Hakkari’deki olayla ilgili fazla bir bilgi yok, tam anlamıyla olayın boyutları bilinmiyor. Bu tür olaylar zaman içinde daha çok netleşir. Yasal olarak gizlilik kararı hangi gerekçe ile alınır bilmiyorum fakat Son zamanlarda eğer toplumdan bir şeyler gizleniyorsa ya da gizlemek isteniyorsa yasak kararı alınıyor. Hakkari’deki davada neden buna başvuruldu düşünmek lazım.”