Halepçe Katliamı'nın üzerinden 27 yıl geçmesine rağmen katliam siyasetinin halen engellenemediğine dikkati çeken Güney Kürdistanlı aydın Ahmet Rıza, "Kürtler ancak mücadele stratejilerini değiştirerek bu tür katliamların önüne geçebilirler" dedi. 

Güney Kürdistanlı aydınlardan Ahmet Rıza, Kürt halkının Halepçe gibi çok sayıda katliam yaşadığını ama bugün halen bu katliamların devam ettiğini belirtti. Rıza, "20. yüzyılda Kürtleri katleden zihniyet değişmemiştir. Ancak Kürtler de eski zihniyet ve stratejiyle mücadele ettikleri için bu katliamları engellememektedirler. Halepçe'de 5 bin insan kimyasal gazlarla bir anda katledildi. Ama bugün Kuzey Kürdistan'da halen her gün insanlarımız katlediliyor. O zaman biz Kürtler de mücadele stratejimizi değiştirmeli, öz gücümüzle her yerde bu katliamlara karşı durmalıyız. Parçalı durmak, birilerine sırtımızı dayamak bize kurtuluş değil, sadece ölüm getiriyor" dedi. 

'DÜNYA KÜRTLERİN KATLİAMINA SESSİZ KALIYOR'

Dünyanın, gözleri önünde Kürtlerin katledildiği halde çıkarları gereği sessiz kaldıklarını belirten Rıza, şöyle konuştu:

"Kürtler her gün katlediliyor. Ama sanki bunlar yokmuş gibi duyarsız, görmeyen, duymayan bir dünya var. Bunun neden böyle olduğunu soran yok. Türkiye bugün Kürtlere açıktan bir katliam yapıyor. Anneler çocuklarının cenazelerini buzdolaplarında saklıyorlar. Çocuklar annelerinin sokak ortasında katledilen cenazelerini alamıyor. Ama dünya bunu duymuyor. Katliam olarak görmesi için toplu halde katliam bekliyor. Tabii bununla bu katliamı teşvik ediyor, ortak oluyorlar.

Kürtleri Halepçe'de katleden zihniyetle bugün Kuzey Kürdistan'da, Rojava’da katleden zihniyet arasında hiçbir fark yok. Demek ki Kürtlere bakışta hiçbir farklılık yok. Sadece bu katliamları yapanların isimleri değişiyor. Ama zihniyet ve uygulama aynı.”

'KÜRTLER MÜCADELE STRATEJİLERİNİ DEĞİŞTİRMELİ'

Kürtlerin yeni daha büyük Halepçeler yaşamamak için mutlaka mücadele stratejilerini değiştirmesi gerektiğini kaydeden Rıza, “Kürtler hem mücadele stratejilerini hem de ilişki ve ittifaklarını değiştirmelidirler. Yüzyıldır Kürtleri dört parçaya bölen güçler, zihniyet sahipleri halen Kürtlere aynı şekilde yaklaşıyorlar. Kürtler eski stratejileriyle bunu önleyemediler. Eğer bugün de aynı 20. yüzyıldaki gibi yaklaşırlarsa bunun önüne geçemezler" şeklinde konuştu. 

Kürtler açısından en can alıcı sorunun bu stratejiyi ne yönde değiştirecekleri olduğunu belirten Rıza, buna kendilerini katleden zihniyet sahipleri ve destekçilerinden destek ummaktan vazgeçmekle başlanması gerektiğini söyledi. 

Rıza, şunları da ifade etti: "Kürtleri parçalayanlar, katledenler kendi aralarındaki tüm çelişkilere rağmen Kürt siyasetinde birleşiyorlar. Buna karşı Kürtlerin Avrupa’dan, batıdan medet uman siyaseti, kendi aralarında parçalı duruşlarını aşmaları gerekir. Birlikte hareket etmelidirler. Amerika’dan, Avrupa’dan yardım beklemek bir çıkış, bir çözüm değildir. Yine kendisini katledenle stratejik ittifaklar geliştirmekten vazgeçmelidirler. Çünkü Kürdistan'ı bölen, parçalayan devletler Kürtlerin kendi kontrolleri dışında ittifak, ilişki geliştirmelerine kesinlikle izin vermiyorlar. Buna hemen şiddet uygulayarak yöneliyorlar. HDP’nin Rusya ziyareti sonrası Erdoğan’ın tutumu buna açık örnektir. Rojava’da Kürtlerin öz güçlerine dayalı siyaset yapmaları, askeri güç oluşturmaları karşısında bölge devletlerinin yaklaşımı açık örnektir."

'İRADESİNİ TESLİM ALMAKLA KATLETMEK AYNI ŞEYDİR'

Güney Kürdistanlı Ahmet Rıza, bir insanın, bir toplumun iradesini teslim almakla onu fiziken katletmek arasında bir farkın olmadığını, her ikisinin de sonuçta yok olmak olduğunu ifade ederek, şöyle dedi: "Aslında bu bir şekilde tıpkı kimyasal ile katletmek, Halepçe’de yok etmekten farksızdır bu. Kuşkusuz bu yöntemi de halen uyguluyorlar. Bakın, bugün Türk devletinin Kuzey Kürdistan uygulamalarıyla Halepçe Katliamı arasında ne fark var. Katliam öldürülen insan sayısıyla izah edilecek bir durum değil ki. Amaç aynı, yöntem aynı. Zaten katledildiğimiz yerde nasıl siyaset yapacağız, nasıl irade sahibi olacağız. O halde yapılması gereken bunun önüne geçmektir. Kürtler bunu da ancak birlik halinde mücadele yürüterek, iradelerine sahip çıkarak sağlayabilirler.”