HDP: Siyasal ve örgütsel seferberlik başlatıyoruz

HDP, geçtiğimiz günlerde düzenlediği toplantısının sonuç bildirgesini açıkladı. Bildirgede, önümüzdeki dönem yürütülecek faaliyetlere ilişkin bilgiler verildi.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Genel Merkezi, 15-16 Ekim günlerinde il eşbaşkanları ve milletvekillerinin de katılımıyla düzenlenen, genişletilmiş Parti Meclisi toplantısının sonuç bildirgesini yazılı açıklamayla duyurdu.
Sonuç bildirgesinde, öz eleştiri de yapılarak, şöyle denildi: "HDP’nin Türkiye halkları, emekçileri ve  ezilenlerinin mücadelelerini birleştirecek, farklılıkları ve özgünlükleri ile yeni yaşamı inşa edecek politikaları Türkiye’nin batısında yaygınlaştırmakta;öte yandan Kürt coğrafyasında süregiden çatışmalara ve savaşa karşı kitleleri harekete geçirme ve muhalefeti örgütleme konusunda yetersiz kaldığı tespit edildi. Aynı şekilde 7 Haziran seçimlerinden sonraki süreçte siyasi inisiyatif geliştirme konusunda da eksikler ve yetmezlikler yaşandığı vurgulandı. Yine bu süreçte HDP’nin geleneksel erkek egemen ve hegemonik dili mahkum eden kapsayıcı, umudu yeşerten, kadın özgürlükçü dili geliştirmekte ve kadınlara yönelik saldırılar karşısında yetersiz kaldığı vurgulandı."

'OHAL'E KARŞI MÜCADELEYE DEVAM'

Açıklamada, HDP'nin tarihi bir fırsat niteliğinde olduğu belirtilerek, önümüzdeki günlerde sürdürülecek politik faaliyetlere ilişkin ise şunlar kaydedildi:

1. OHAL’in sona erdirilmesi ve KHK’lerle yaratılan toplumsal mağduriyetlerin giderilmesi konularındaki mücadelemizi sürdüreceğiz. OHAL-KHK rejiminin Türkiye’nin imzaladığı ve taahhütte bulunduğu uluslararası demokratik anlaşmalarla hukuki çelişki ve karşıtlık içinde olduğunu uluslararası alanda da anlatmayı sürdüreceğiz. KHK’ler aracılığıyla hiçbir yargı kararına dayanmayan kamu alanındaki işten atılmalar ve görevden uzaklaştırmalar sonucunda ortaya çıkan mağduriyetler; cezaevlerinde yaşanan ağır baskılarve insan hakları ihlallerikarşısında demokratik hak, hukuk ve özgürlükler mücadelesini sürdüreceğiz. 
15 Temmuz darbe girişiminin siyasal ayağının açığa çıkarılması konusunda, özellikle AKP’nin bu bağlantıların üstünü örtme tutumunu teşhir etmeye, sorumlulardan hukuk önünde hesap sorulması mücadelesine devam edeceğiz. 

'TECRİDİ SONA ERDİRMEK İLK ADIM OLMALI'

2. Barış ve çözüm için müzakere: Barış sözümüz ve kararlılığımızdan asla taviz vermeyeceğiz. Barışa ulaşabilmek için, çözümün gerçekleşmesi için müzakerelere dönülmesi konusundaki ısrarımızı ve mücadelemizi sürdüreceğiz. Toplumsal ve tarihsel sorunlarımızın çözümü için konuşmanın, müzakere etmenin tek yol olduğunu düşünüyoruz. Bayramda İmralı’da yapılan görüşmede bir kez daha barış ve çözüm konusundaki iradesini vurgulayan Sayın Öcalan’a yönelik tecridin sona erdirilmesinin bu konuda atılacak önemli bir adım olacağını vurgulamayı sürdüreceğiz. 
Cizre’den Sur’a, birçok ilçede yaşanan devlet saldırılarının sonunda ortaya çıkan yıkım ve tahribatın yarattığı maddi ve insani sorunların tamir edilmesi, acıların paylaşılması için başlatılan dayanışma kampanyaları, toplumun tüm kesimleri açısından görünür hale getirerek geliştireceğiz. 

3.  HDP, bugünün direniş odağı olduğu kadar yarının da kurucu öznelerinden birisidir.Yerel demokrasi, yerinden ve yerelden yönetim tartışmalarını, sınır kavramına sıkışmadan bu geniş alanda ele alarak halkların bir arada yaşayabilirliğine; bu modelin sadece Türkiye için değil, Ortadoğu’daki diğer devletler ve toplumlar için de geçerli olduğuna vurgu yapmayı ve aynı zamanda bölgesel barış için mücadeleyi sürdüreceğiz. 

4. Demokrasi güçlerinin ortak mücadelesi: Toplumsal muhalefetin çok parçalı, kırılgan ve güçsüz bir yapı sergilemesini değiştirmek zorundayız. Demokrasi için güçbirliğinive ortak mücadeleyi yaratma çalışmalarında yaşanan sorunları aşmak için elimizden geleni yapacağız. Hiçbir koşul öne sürmeden bu alana güç yığmak, fikir üretmek hem merkezi hem de yerel alanda gereklidir. Toplumsal ve demokratik muhalefetin ortak davranışı ve tahkimatı, bir stratejik akla ihtiyaç duymaktadır. Bu alanda yaygın, genişlemeci bir kararlılıkla hareket edilecektir. 

Öte yandan çok kültürlülük perspektifi ile eşitlik ve barış içinde yaşayan çok inançlı toplum modelinin mümkün olduğunu göstermek en önemli görevlerimizden birisidir. Bu alanda geçmişin sıkışıklığının yeniden üretilmesine imkân vermeden, yeni bir siyaseti ve söylemi geliştirmek, farklı yaşam biçimleri ve inançların çeşitliliği çerçevesinde demokratik ve özgürlükçü laikliği gerçekleştirmek konusunda kararlı bir mücadele sürdürülecektir.

'TEK ADAMLIĞA KARŞI KAPSAMLI MUHALEFET'

5. ‘Tek adam yönetimi’: Önümüzdeki günlerde ‘Türk tipi başkanlık sistemi’ adı altındaki ‘tek adam yönetimi’ne geçiş için anayasa değişikliği, ardından referandum ve erken seçim tartışmaları gündeme gelecektir. 7 Haziran seçimlerini yok sayanlar, 1 Kasım seçim iradesini de ortadan kaldırmayı hedeflemektedir. Yasaları, uluslararası demokratik anlaşmaları, hukuku yok sayanların yasal süreçler işleterek karşımıza çıkaracakları ‘tek adam yönetimi’ne geçiş referandumuna ve Meclis’i Saray’ın adeta bir komisyonu haline getirebilecek adımlara tüm toplumsal muhalefetle kapsamlı şekilde hazırlanma kararlılığındayız.

6. Emeğin hakları ve doğanın hakları mücadelesi: Küresel iktisadi koşulların değişmesi, bölgesel dinamiklerdeki farklılaşma, savaşın maliyeti, kaynak daralması, yapısal sorunların derinleşmesi ve bugüne kadar çözülememiş olması kriz habercisi olarak karşımızdadır. Bu gelişmeler yoksullaştırma ve emeğin güvencesizleştirilmesine karşı emek mücadelesinin ve siyasetinin örgütlenmesini önemli bir görev olarak karşımıza getirmektedir. 
Öte yandan doğanın haklarının yok sayılması, ekolojik yıkımın sürdürülmesi, yerellerdekiekoloji mücadelelerine kararlı ve örgütlü, istikrarlı bir katılımı gerekli kılmaktadır. Her iki alanda mücadelelerimizi büyütme ve ortaklaştırma kararlılığındayız.   

'ERKEK EGEMEN POLİTİKALARA KARŞI...'

7. Kadın özgürlük mücadelesi: Geleneksel kodları ve öğretilmişlikleri yeniden canlandırarak ve kadının şahsında toplumsal topyekun saldırıya dönüştüren kadın düşmanı politik anlayış saldırılarına her gün yenisini eklemektedir. Kadına sadece kamusal yaşamı zehir etmekle kalmamakta, ev içinde de ‘itaat et rahat et’ diyerek tehdit etmekten geri durmamaktadır. Belediyelere yönelen kayyumların ilk icraatlarından birisinin kadın birimlerinin kapatılması ve eşbaşkanlığın lağvedilmesi olduğunu göz önünde bulundurduğumuzda, sistemin baskı mekanizmalarını kadın düşmanlığı üzerinden şekillendirdiği görülmektedir. Kadınların tüm yönetim düzeylerinde, toplumsal ve siyasal alanlarda sürdürdükleri eşitlik ve özgürlük mücadelesi, siyasi iktidarın kadınlar için öngördüğü eşit olmayan ve özgürlükleri kullandırtmayan politikalarını engellemektedir. Kadına karşı işlenen çeşitli suçlardaki cezasızlık, kadın cinayetleri ve farklı cinsiyet kimliklerine yönelen vahşi şiddetteki artış da bu iktidar zihniyetinin bir ürünü olarak karşımızda durmaktadır. İktidarın erkek egemen kadın politikaları karşısında daha etkin ve kapsamlı bir mücadele gündemimizin en güçlü kararlarındandır.

ÖRGÜTLENME HAMLESİ

8. Örgütlenme hamlesi: Cumhuriyet’in kuruluşundan bu yana halklar arası ayrılık temelinde kurulan ‘tekçi’ ulus devlet sistemine karşı, Halkların Demokratik Kongresi’nin öncülüğünde ve farklı halkların ve inançların eşit birlikteliğini esas alarak oluşturduğumuz HDP ve HDKile ‘bir arada yaşam’ mayası tutmuştur. ‘Bir arada yaşam’ anlayışının ve modelinin Ortadoğu ve Türkiye koşullarında ‘zamanın ruhu’ olduğu gerçeği her zamankinden daha fazla hissedilmektedir. ‘Bir arada yaşam’ umudu ve direncini,‘tekçi’ Cumhuriyeti demokratik Cumhuriyet, ‘tekçi’ ve inkarcı ulus anlayışını demokratik ulus anlayışı ile aşarak, etkin yol ve yöntemlerle toplumun bütün alanlarında örgütleme dönemine girdik. Halkların Demokratik Kongresi (HDK) ile birlikte mahallelerden başlayan meclislerin örgütlenmesini daha kararlı ve etkili bir şekilde geliştireceğiz. Gençlik çalışmalarını ve örgütlenmesini geliştirip, büyüteceğiz. 
Radikal demokrasinin temel ayaklarını oluşturan katılımcı yerel demokrasi ve yerinden yönetim, ortak vatan demokratik cumhuriyet söylemimizi; barış, özgürlük ve eşitlik anlayışımızı yarının siyasetine umut olarak ve gerçekçi gündemlerle halklara ulaştıracağız. 

'ZORBALIK GİRDABINDAN GÜÇLENEREK ÇIKACAĞIZ'

9. HDP yine umuttur: HDP, ona adını veren halkların ve coğrafyanın sınırlarını aşan bir umuttur. Savaşın karşısında barışı soyut ve anlaşılmaz olmaktan çıkararak, tüm halklara umut olabilecek ‘Yeni Yaşam’ önerisiyle gelecek hayalini ete kemiğe büründürmüştür. Sözlerimiz boş değildir, Rojava’da hayat bulan da işte bu umuttur. 

Ufkumuzda barış içinde bir arada ve eşit bir yaşam var. HDP, akıl, emek, vicdan ile yoğurduğumuz, emeği, halkları, inançları, kadın, erkek ve farklı cinsiyet yönelimlerini eşitlikle harmanladığımız;yaşadığı toprağa, doğa/eko sisteme ve insanlık birikimlerine saygı ile pişirdiğimiz; özgürlüğü kalkış noktamız, adaleti sürekliliğimizin güvencesi olarak benimsediğimiz bir yoldur. 

Radikal demokrasi anlayışımızla yeni bir hamle başlatıyoruz. Halklarımızı, dostlarımızı, toplumun tüm mağdurlarını, muhaliflerini, demokratlarını, vicdan sahibi yurttaşlarımızı bu yolu birlikte yürümeye ve büyütmeye çağırıyoruz. 
Hiçbir egemen gücün zorbalığı baki değildir. Tarih hepimize zorbalığa karşı direnme onurlu görevini hatırlatıyor; ‘Yeni Yaşam’ umudunu örgütle;‘Yeni Yaşam’ın kurucusu ol;‘Yeni Yaşam’ıinşa et diyor... Şimdi bulunduğumuz her il, ilçe, mahalle, köy, her ev, okul, atölye, işyeri bu umut ve çabayla doldurulacaktır. Eksiklerimizi aşarak geride bırakacak, tecrübelerimizi akılda tutacak ve bu zorbalık girdabından güçlenerek çıkacağız."