HPG’den Sur ve Qoser’deki patlamalara ilişkin açıklama

HPG 10 Ağustos tarihinde Amed’in Sur ilçesi ile Mardin’in Qoser ilçelerinde meydana gelen 2 ayrı patlamaya ilişkin açıklama yaptı.

HPG Basın İrtibat Merkezi, 10 Ağustos günü Amed’in Sur ilçesi ile Mardin’in Qoser ilçelerinde meydana gelen 2 ayrı patlama olayı üzerine bir araştırma yapıldığını ve bu olayların nasıl gerçekleştirildiği netleştirilmeye çalışıldığını belirtti.

Yapılan araştırmaların sonucuna göre Sur’da gerçekleşen patlama ile HPG ve Amed eyalet güçlerinin herhangi bir ilişkisi olmadığını vurgulayan HPG, “Ancak bu eylemin yerel düzeyde farklı bir birim tarafından Türk devletinin Sur’da ve Amed’de devreye koyduğu uygulamalarına karşı gerçekleştirdiği bir eylem olduğu anlaşılmıştır. Mardin’in Qoser ilçesinde yapılan eylem ise HPG’ye bağlı bir birim tarafından gerçekleştirilmiştir” dedi.

SORUŞTURMA AÇILDI

HPG açıklamasında devamla şunlar ifade edildi:

“Her ne kadar Sur’daki eylem doğrudan HPG’ye ait olmasa da bu tür birimler üzerinde daha fazla denetim ve kontrolün sağlanamamasından dolayı sorumluluk yine de HPG’ye aittir. Gerek Sur’daki, gerekse de Qoser’deki eylemlerin yapılış mekanı ve uygulama biçiminde ciddi yetersizlik ve eleştiri konusu yapılacak hususlar söz konusudur. Bu yüzden soruşturma açılmıştır. Bundan sonra yapılacak eylemlerde sivillerin herhangi bir biçimde zarar görmemesi için, salt sömürgeci işgal güçlerinin hedeflenmesi hususu üzerinde büyük bir ciddiyetle durulacaktır.

Ancak Sur yerle bir edilirken, tam da bu eylemin gerçekleştiği saatlerde Amed’in Kulp, Lice ve Silvan ilçelerine bağlı 20 civarında köy AKP devlet güçleri tarafından yakılıp yıkılırken, AKP devletinin bu pervasız şiddet uygulamalarına karşı hiçbir açıklama yapmayıp tepki göstermeyen, ama sömürgeciliğin bu vahşetine karşı yapılan bir eylemin hatalarından hareketle hemen ortalığa çıkıp basın açıklamaları yapanların ciddiyetle hiçbir alakaları yoktur. Kürdistan’da gerçek anlamda bir sivil toplum anlayışı, her türlü şiddete ve haksızlığa karşı çıkmalıdır. Sömürgeci güçlerinkine karşı çıkmayıp, salt devrimcilerin hatalarına karşı açıklama yapmanın, sömürgeciliğin değirmenine su taşımaktan başka hiçbir işe yaramayacağı açıktır. Bu tür çevreleri bu konuda daha adaletli ve daha gerçekçi olmaya davet ediyoruz.

Bu her iki olayda sivil insanlarımızın yaşamını yitirmesinden dolayı üzüntülerimizi belirtiyor, yaşamını yitiren insanlarımızın ailelerine başsağlığı diliyoruz.”