QSD’nin özgürlük yürüyüşü birinci yılını geride bıraktı

QSD ile geçtiğimiz yıl başlattığı özgürlük yürüyüşü birinci yılının geride bırakırken, Kuzey Suriye topraklarının yüzde 90‘lık bölümü de DAİŞ çetelerinden temizlenerek özgürleştirildi.

Suriye halklarının Demokratik Suriye Güçleri (QSD) kuruluş ilanında tüm Suriye topraklarının DAİŞ  ve türevi çete gruplarından temizlenerek özgürleştireceğini kamuoyu ve dünya ile paylaşmıştı.

Geçen bir yıl içerisinde DAİŞ çeteleri Kuzey Suriye’de, özellikle de 5 süren tarihi ve efsanevi  Kobané direnişi ardından hızla Kürtlerin yoğun olarak yaşadığı bölgelerde ağır darbeler yedi ve Rojava – Kuzey Suriye Federasyonu topraklarından % 90 oranında temizlendi.

Peki ama Suriye’nin ve tüm Suriye  halklarının geleceğini belirleyen ve hali hazırda da belirleyici olmaya devam eden QSD hangi koşullarda ortaya çıktı ve nasıl kuruldu?

SURİYE’DE ÖZGÜRLÜK VE DEĞİŞİM TALEPLERİ

Suriye halkları 2011 yılı Mart ayında özgürlük ve değişim talebi ile sokaklara çıkarak mevcut Baas rejiminin iktidarını sallamaya başladı. Baas rejimi de barışçıl bir şekilde düzenlenen özgürlük ve değişim eylemselliklerini kanlı bir şekilde bastırmaya kalkınca bugün yaşanmakta olan iç savaşın fitilini ateşledi.

Bu durumu iyi kullanan uluslararası ve bölgesel güçler de özgürlük ve değişim talepleri ekseninde gelişen barışçıl eylemsellikleri sabote ederek karşılıklı silahlı çatışmaların yolunu açtı. Kısa bir süre içerinde Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) adı altında ve Ulusal Hükümet adıyla iki oluşum kuruldu.

Daha sonra kurulan gayri resmi hükümet defalarca dağılırken, sözde hükümet ve yine ÖSO  içinde yer alanlar ise uluslararası ve bölgesel güçlerin aktardığı milyonlarca doları alarak Avrupa ülkelerine kaçtı.

Bu sürecin ardından özgürlük ve değişim talebi olan Suriye halkları kimin elinin kimin cebinde olduğu belli olmayan ve ÖSO ‘dan türeyen yüzlerce çete grubu ile başbaşa kaldı. Tabi buna birde El Kaide ve türevleri olan DAİŞ, El Nusra, Ehrar El Şam vb. çete grupları da eklenince halklar kendini tam bir cehennemin ortasında buldu kendi.

Halklar için tam bir cehennem olan Suriye’de,  Rojava devrimi farklı halk ve inanç gruplarına ışık oldu. Ve halklar Rojava devriminin verdiği ışık ile Demokratik Suriye devrimi yolunda önemli adımlar atmaya başladı.

Bu temelde askeri güç olarak QSD ve farklı halk ve inanç topluluklarının kendi temsiliyetini bulduğu Demokratik Suriye Meclisi ‘ni (MSD) kurdu.

QSD KURULUYOR

YPG/YPJ, Senadîd Güçleri, Süryani Askeri Meclisi, Burkan El-Fırat, El Rakka Taburu, Şems El Şimal, Selacîqe Tugayı, El Wiye El Cezîre Topluluğu, Ceyş El Siwar, Lîwai El Tehrîr û Lîwai 99 grupları Cizir kantonun Heseké kentinde bir araya gelerek bir dizi görüşmeler gerçekleştirdiler.

Yapılan görüşmelerde tüm gruplar Suriye halklarının özgürlük ve değişim taleplerine cevap olunması konusunda mutabık kaldı. Yapılan görüşmelerde 3. Dünya savaşı yaşandığı tespiti yapılırken, uluslarası ve bölgesel güçlerin Suriye ve Ortadoğu üzerindeki plan ve projelerine dikkat çekildi.

Görüşmelerde DAİŞ karşıtı uluslararası güçler ile Suriye halklarının çıkarları doğrultusunda geçici ittifaklar kuralabileceğini, ancak hiçbir zaman bu güçlerin güdümünde olunmayacağı da vurgulandı.

Ve bir dizi görüşme trafiği ardından Hesekê’de 10 Ekim 2015’te gerçekleşen bir basın toplantısıyla 13 özgürlükçü halk güçleri QSD’nin kuruluşunu ilan etti. Toplantı da ayrıca Talal Silo ve Lewend Rojava ise QSD sözcüsü olarak ilan edildi.

STRATEJİK HOL HAMLESİNE DOĞRU

10 Ekim 2015 günündeki QSD, ilanın üzerinden henüz 1 ay geçmeden QSD güçleri 31 Ekim günü Irak – Suriye sınırındaki stratejik öneme sahip, doğal gaz ve pertol kaynaklarının zenginliği ile bilenen Hol kasabasına yönelik özgürleştirme hamlesi başlattı.

20 gün süren hamlede Hol ve Xatûniyê çetelerden tamamen temizlendi, 196 köy ve mezra özgürleştirildi. Kuruluşunun ardından gerçekleştirilen Hol hamlesiyle büyük bir başarıya imza atan QSD güçleri 1400 km2’lik alanı özgürleştirdi. QSD güçleri bu hamle sürecinde 493 çete öldürdü.

Toplam 122 çete cenazesi ele geçiren QSD güçleri, hamle esnasında DAIŞ çetelerinin 4 farklı saldırıda zehirli top ve bomba yüklü araçlar kullandı. QSD güçleri 34 bomba yüklü aracı hedeflerine ulaşamadan imha ederken, çetelere ait 23 askeri araç ise yine QSD güçleri tarafından etkisiz hale getirildi.

Hamle süresince 22 zırhlı, 9 bomba yüklü araç ile büyük miktarda silah ve cephane, QSD güçlerinin eline geçti. Bu hamlede 33 QSD savaşçısı yaşamını yitirirken, 55 savaşçı ise yaralandı.

KRİTİK TIŞRİN BARAJI HAMLESİNE DOĞRU

QSD güçleri kuruluşunun ardından 2. kritik hamlesini Kobanê güney kırsalında DAİŞ çetelerinin işgali altında bulunan alanları temizlemek için 23 Aralık 2015 günü başlattığı Tışrin hamlesi ile yaptı.

Tişrin Barajı hamlesi QSD güçleri açısından çok kısa sürede zaferle sonuçlanan bir hamle oldu. QSD güçleri hamleyi ilan ettikten 4 gün sonra onlarca köy ve mezrayı DAİŞ çetelerinden temizleyerek özgürleştirdi ve Tişrin Barajı’na ulaştı. QSD güçleri bu hamle ile birlikte Sirîn ile Tişrin Barajı arasında bulunan 60 km’lik alanı DAİŞ çetelerinden temizleyerek özgürleştirdi. Hamle Tişrin Barajı’na ulaşıldıktan sonra 4 gün daha sürdü ve Tişrin kasabası da sadece birkaç köy haricinde tamamen DAİŞ çetelerinden temizlendi.

Bu hamleyi önemli hale getiren en temel nokta ise, Rakka ve Minbic arasındaki Türkiye sınırındaki stratejik yolun kesilmesi oldu. Tişrin Barajı, Fırat’ın doğusundan batısına geçiş için büyük rol oynadı ve Minbic özgürleştirme hamlesi için büyük bir avantaj sağladı.

Bu hamlede de büyük miktarda silah ve cephane QSD güçlerinin eline geçti, onlarca DAIŞ çetesi öldürüldü.

HABUR’UN GAZABI HAMLESİNE DOĞRU

QSD güçleri 16 Şubat 2016 günü Habur’un Gazabı adıyla kritik önemde bir hamle de yine Irak – Suriye sınırındaki Şeddadé kentine yönelik başlattı.

Habur’un Gazabı hamlesi de fazla uzun sürmedi ve Şedadê bölgesi tümden DAİŞ çetelerinden temizlendi. Böylece Irak ve Suriye topraklarındaki DAİŞ’in işgal alanları arasındaki bağlar birbirinden koparılmış oldu.

Habur’un Gazabı hamlesinde DAİŞ çetelerinin Türkiye’ye ve dünyaya sattığı petrol kuyuları da QSD güçlerinin eline geçti. Ayrıca hamle esnasında Türkiye ile DAIŞ arasındaki petrol ticaretini belgeleyen birçok doküman da ele geçirildi.

16 Şubat’ta başlayıp 22 Şubat’a kadar devam eden hamlede 1400 km’lik alan DAİŞ çetelerinden temizlenmiş, Şedadê kent merkezi ile El Erîşe kasabası ve 47 köyü ile 315 köy ve mezra kurtarıldı.

Hamle süresince 275 çete öldürülürken,  çok sayıda cephane de QSD savaşçılarının eline geçti. Hamle boyunca 20 QSD savaşçısı da yaşamını yitirdi.

ÊLÎN VE CÛDÎ HAMLESİNE DOĞRU

DAİŞ çeteleri Hesekê’nin güneyinde ve Şedadê de yaşadığı ağır yenilgiden bir kaç gün sonra, Gré Spi de sivilleri hedef aldı ve burada katliam gerçekleştirdi.

DAİŞ çeteleri Türkiye sınırı ve Sülük kasabasının doğusundan Gré Spi’ye girerek çoğunluğu kadın ve çocuk olmak üzere onlarca sivili katletti. Katledilenlerin arasında daha bebek olan Êlîn ve Cûdî adında iki çocuk da bulunuyordu.

QSD güçleri bunun üzerine, katledilen Êlîn ve Cûdî adlı bebeklerin intikamını almak için onların adına bir hamle başlattı. 2 kol şeklinde başlatılan Êlîn ve Cûdî hamlesi kapsamında savaşçılar stratejik Mîkmen köyüne Süluk kasabasının güney doğusundan, Dêr Zor kırsalının kuzeyinden ve Kezwan dağları üzerinden ilerledi.

Hamlede her iki saldırı kolu, yaşanan ağır çatışmalar ardından Mîkmen köyünde buluşmayı başardı. Bu hamle neticesinde DAİŞ çeteleri, Hesekê’nin güneybatısı ve Rakka’nın kuzey doğusunda bulunan köyleri de kapsayan geniş bir alandan temizlendi.

Bu hamle ile birlikte DAIŞ çeteleri açısından bir çok stratejik yol da kesilirken, Cizirê Kantonu ve Grê Spî etrafında önemli bir savunma hattı da geliştirildi. QSD güçleri bu hamlede ayrıca DAIŞ çetelerinin saldırılarında üs olarak kullandığı Mikmen köyü başta olmak üzere bir çok köy ve kasabayı da DAİŞ çetelerinden temizleyerek özgürleştirdi.

QSD MEVCUT SÜRECE DEVRİMCİ İRADİ MÜDALELERDE BULUNDU

Uluslararası ve bölgesel güçlerin dolaylı yada direkt müdaleleri ile iç savaşa sürüklenen Suriye’de Baas rejiminin baskı, zulüm, zorbalık ve tekçiliği ile DAİŞ, El Nusra, Ehrar El Şam, Ceyş El İslam vb. onlarca çete grubunun işgal, tecavüz, talan, işkence ve katliamları ile birleşince Suriye halklar hapishanesine dönüştü ve insanlığa ait tüm değerlerin ayaklar altına alındığı bir durum ortaya çıktı.

QSD’nin kuruluşu ve mevcut verili duruma devrimci iradi müdahelesi bu durum değişti.

QSD güçlerinin sürece devrimci iradi müdahalesi ardından gerçekleştirdiği stratejik Hol, Tışrin, Şeddadé gibi hamleler ile bu alanları özgürleştirmesinin yankıları ve etkileri büyük oldu. Bugün bu durum belki de ilk defa çok somut bir şekilde Rojava ve Suriye halklarının kardeşliğine dayanan daha geniş bir zemin yarattı.

BÜTÜN HAMLELER HALKLARIN KARDEŞLİĞİ TEMELİNDE GELİŞTİ

QSD güçlerinin Hol, Tışrin, Şeddadé vb tüm hamleler  Kürt, Arap, Asuri, Süryani, Çeçen, Çerkes  ve diğer azınlıklar ile Türkiye devrimci hareketinin farklı yelpazesinden gruplar da özgürleştirme hamlelerinde yer alarak çetelere karşı savaştı.

Bu nedenle yapılan tüm özgürleştirme hamleleri özü itibariyle halkların kardeşliği temelinde gelişti.

Özgürleştirme hamlelerinin bu karakterde olması ve halkların kardeşliği temelinde gerçekleşmesinden dolayı kazanılan her mevzii de insanlık değerleri kazandı. DAİŞ çeteleri ve yarattıkları karabulutlar da bir bir dağıtıldı.

Çünkü DAİŞ çeteleri saldırdıkları ve işgal ettikleri her yerde ilk olarak din, dil, ırk, cinsiyet ve kültür ayırmaksızın tüm insani değerlere saldırıyordu. Bu kadar vahşi bir örgüte karşıda başlatılan özgürlük yürüyüşünde kazanılan her mevzii ve her zafer elbette ki insanlık için büyük bir anlam ve değer ifade edecekti.

QSD’YE KATILIMLAR HER GEÇEN GÜN ARTTI

Başarılar, kısa sürede erken başarı gösteren bir askeri gücün halk nezdindeki görüntüsü de açık bir şekilde ortaya koyuyor. Özgürleştirilen alanlarda halkın QSD savaşçılarına yaklaşımı ve sahiplenişi bunu çok net bir biçimde ortaya koydu.

Suriye’de mücadele eden bütün askeri yapıları bir araya getiren QSD hedeflediği ve elde ettiği başarılar ile diğer grupların da kendilerine katılımını sağladı.

QSD’nin örgütsel olarak elde ettiği başarılar ile 13 grup olarak başladığı özgürlük yürüyüşünde  şu anda bütün oluşumların temsil edildiği 32 gruba ulaştı. Suriye halklarının özgürlük, eşitlik ve değişim taleplerine cevap olan QSD’ye birçok oluşumdan genç katılarak DAİŞ çetelerine karşı aktif olarak savaştı ve QSD buna paralel olarak gelişti, büyüdü.

QSD’YE ULUSLARARASI KOALİSYONDAN HAVA DESTEĞİ

40 devletin bir araya gelerek oluşturduğu ‘ DAİŞ karşıtı uluslararası koalisyon ‘ DAİŞ çeteleri ile mücadelede yetersiz kalınca prestijini kurtarmak adına QSD güçleri ilişkilendi.

Ve bu ilişkilenme sonucu yapılan görüşmeler ardından QSD stratejik bir güç olarak DAİŞ çetelerine karşı oluşturulan uluslararası koalisyonda yer aldı. QSD güçlerinin halkların talebi üzerine başlattığı Hol, Tışrin, Şeddadé ve Gré Spî katliamı ardından başlatılan Êlîn ve Cûdî intikam hamlesinde QSD güçlerine aktif hava desteği verdi.

Ancak aynı uluslararası koalisyon Efrin – Ezaz hattında Suriye Ulusal Koalisyonuna bağlı çete gruplarına da destek verdi.

Ve QSD güçlerinin çok defa askeri destek istemesine rağmen şu ana kadar bir cevap alamadı.