GÖRÜNTÜLÜ

TMMOB Mühendisleri: Cizre'de kültürel soykırım işlenmiş

Cizre’de devlet güçlerinin top atışları ile harabeye dönüştürdüğü mahallelerde inceleme yapmak amacıyla gelen 60 kişilik mimar- mühendis ekibi, komünal bir çalışma ile şehri tekrardan inşa edilmesi çağrısında bulundu.

Cizre’de devlet güçlerinin top atışları ile harabeye dönüştürdüğü mahallelerde inceleme yapmak amacıyla gelen 60 kişilik mimar- mühendis ekibi, komünal bir çalışma ile şehri tekrardan inşa edilmesi çağrısında bulundu.

Cizre’de devlet güçlerinin saldırısı sonucu harabeye dönüşen kentte, hasar tespit çalışması devam ediyor. İnsanların diri yakıldığı Cizre’de, ‘Kentsel Dönüşüm Projesi’ adı altında tek tip binalarla halkı kendi kültüründen kopartmaya çalışıyor. TMMOB üyelerinden oluşan 60 kişilik heyet, hasar tespit çalışmalarına başladı. Çatışmaların yaşanmadı binaların da yakılıp yıkıldığını tespit eden mimar ve mühendis ekibi, önümüzdeki günlerde yaptıkları incelemeyi raporlaştırarak kamuoyuyla paylaşacaklarını açıkladı.

Kentte büyük bir kıyımın yaşandığını gözlemlediklerini açıklayan mimar ve mühendisler, Türk asker ve polisinin tank ve top atışıyla yarattıkları tahribatı ANF ile paylaştı.

TMMOB Jeoloji Mühendisleri Amed Şube Başkanı Harun Yalçınkaya: Şu an Cizre’de yaşanan yıkım, ekolojik yıkıntı sonrası bu molozlar bir an önce temizlenmelidir. Bu konu ile ilgili saha çalışmalarımız devam ediyor. Burada yıkılan evlerin tespiti yapıldıktan sonra komünal bir çalışmayla zarar görenlerin evleri tekrardan inşa edilebilir.

Yeniden yaşamı örebilmek için Cizre halkının kendisini de yalnız hissetmemelidir. Burada yaşanan yıkım ve tahribatın üzerinden dayanışma ile gelebiliriz. Bu konuda halkın dayanışma ruhu daha da gelişmelidir. Cizre’de 80 gün aradan sonra çok büyük bir tahribat yaşanmış. Burada sadece insanlar öldürülmemiş, ayrıca binlerce yıllık bir halkın tarihi, kültürü ve yerleşim alanları da beraberinde katledilmiş. Burada insanların psikolojisi de ağır hasar görmüş durumda. Binlerce kişi evi- barkı yok edilmiş. Şimdi bu tahribatı tümüyle inceledikten sonra raporumuzu kamuoyuyla paylaşacağız.

TMMOB Üyesi Haknas Sadak: Biz TMOOB olarak 60 mühendislik bir ekiple Cizre’de yaşanan yıkımı inceleyip daha sonra kamuoyu ile raporumuzu paylaşacağız. Kentin büyük bir kısmının harabeye dönüştürüldüğünü tespit ettik. Buradaki yıkımın hendek ile olmadığı da ortaya çıkıyor. İnsanların yaşadığı alanlarda insan kültürünün tümden bitirilmeye dönük bir yıkım ile karşı karşıya kaldık. Bu durumu iyi tespit edebilmek için 90’lı yılları göz önünde bulundurmak gerekiyor. 90’larda toplumsal yaşamın en doğal yerleşim alanlar olan köyler yok edildi. Kürtler başta ahenkli yaşamından kopartıldı.

Şu anda da Kürt kentlerine dönük bu yıkımın hendeğe bağlamak büyük bir yanılgıdır. Çünkü yakılıp yıkılan evlerin farklı bir amaç güttüğünü göz önüne seriyor. Bölge kurumlarımız ve yerel yönetimler bir an önce Cizre’de inşa çalışmalarına başlamalıdır. Cizre ve İdil birbirinden 25 km uzaklıkta olmasın rağmen iki kentin mimari özgünlüğü göz önünde bulundurarak inşa çalışması yapılmalıdır. Silopi’de de 6296 binada hasar tespit edildiği söyleniyor. Aslında bunun tek bir amacı var. Orası riskli bölge ilan edilerek, TOKİ projesini hayata geçirmeyi planlıyorlar. TOKİ’yi Silopi, Cizre, Sur ve diğer kentlere hayata geçirerek toplumu bir bütün yaşam alanlarını tekleştirmek istiyor. Devletin paradigması da ‘tek’çilik üzerine kurulu olması nedeniyle bu projeyi hayal ediyor. Ama Cizre ve Silopi’nin kentsel kültürü ile İzmir’in kentsel kültürü bir olamaz. Devletin buradaki amacı ise, insan ve kültür tek tipleştirmeye dönüktür. Onlar riskli bölgeler diyor sadece binaları riskli görmüyor, bunun yanında burada yaşayan toplumu da riskli görüyor. Şimdi TOKİ Projesi ile toplum mühendisliğini yapmaktadırlar. Paris’te 1845 yılında yaşanan savaş sonrası Napolyon kenti zapt edemiyordu. Halkı zapt etmek için kenti yıkarak inşa ettiği şehirde halkın refleks gösterebileceği olanakları elinden aldı. Cizre’de de, Silopi’de de halkı tümden kafasını kaldırabilecek tüm olanakları elinden almaya dönük bir girişim söz konusudur. Bu da hem kültürel, hem de sosyal bir soykırım politikasıdır.

TMMOB Üyesi Roni Sarıyıldız: Şu an Cizre’de yaptığımız hasar tespit çalışmalarında ibretlik durumlarla karşı karşıya kalmış bulunmaktayız. Yakılıp yıkılan evlerin dışında ev eşyalarını aldıklarını almışlar, diğerlerini de ellerinden geldiğinde parçalamaya çalışmışlar. Saksıdaki çiçekleri bile topraktan çekerek kırmışlar. Ev tesisatlarını bile sökmüşler. Burada insanların bir daha yaşayamaması için büyük zarar vermişler. Devletin şimdiki amacı bu kentleri ‘riskli alan’ ilan ederek, kendilerine ait bir yaşam şeklini değiştirmek istiyor. Halkı müstakil evlerden kopartarak binalara yerleştirmeye dönük bir çalışma yürütüyor. Ancak yapmak istedikleri bu projeyle insanları tek tipleştirecekler. Burada yaşayan halk da bunu kabul etmeyecektir.