‘Tutum belgesine uyacak herkesle ortaklaşabiliriz’

Alevileri ötekileştirip asimile eden sisteme karşı tüm Alevi kurumlarının bir araya gelerek bir tutum belgesi yayınlamalarının zaruri olduğunu belirten Av. Koluman, bu tutum belgesine uyacak herkesle birlikte hareket edebileceklerini söyledi.

Alevilerin kendi içerisinde bir ortak anlayış ve örgütlülük sağlamaları gerektiğini söyleyen Av. Koluman, ortak amaç doğrultusunda bir tutum belgesi oluşturmaları gerektiğini vurguladı. 

Türk devletinin ötekileştirici ve ayrımcı politikalarından dolayı bugüne kadar katliam, asimilasyon ve baskılara maruz kesimlerden biri de Alevilerdir. İnanç ve ritüellerini özgürce ifade etmelerine izin verilmeyen Aleviler, yıllardır Türk-Sünni devlet yapısının boyunduruğu altında yaşıyorlar. Her genel seçim öncesi Alevi örgütleri iktidar ve muhalefet partileri tarafından ziyaret edilerek vaatlerde bulunulur ancak bir sonraki görüşme yine seçimlerde olur. 

Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Üst Kurul Delegesi Avukat Cafer Koluman, Alevilerin örgütlülük düzeyleri ve devletin Alevi politikasına ilişkin konuştu.

Alevilerin kadim zamandan beri örgütlü bir toplumdan  geldiklerini belirten Av. Koluman, ancak onların inanç kimliklerine yönelik baskılar sonucunda Aleviliğin içinin boşaltıldığını ve değerlerinin yok sayıldığını hatırlattı. 

Alevilerin Selçuklu ve Osmanlı devletleri döneminde kendi içerisinde özerk yaşayabiliyorken, cumhuriyetin ilanı ile birlikte Mustafa Kemal'in Alevilere verdiği vaatleri yerine getirmeyerek, bu kültürü yok saydığını ifade etti. 

ALEVİLER ÖRGÜTSÜZ KILINDI

Av. Koluman, şeriatın gerilemesi ve laikliğin ilerlemesi için Tekke ve Zaviyeler Kanunu çıkarıldığını ancak Alevilerin inanç merkezlerinin de bu kapsama alınarak kapatıldığını dile getirilerek, şöyle devam etti: “Bu kanunun çıkarılması ile birlikte Alevilik inancı birçok hakarete maruz kaldı. Ayrıca Diyanet İşleri Reisliğinin kurulması, Alevilerde ikinci kırılmayı yarattı. Bir taraftan Şeyhülislamlık makamı reddedilirken, diğer taraftan diyanet işleri kurularak, Sünnilik dışındaki tüm inançlar yok sayıldı. Ardından Koçgiri ve Dersim katliamları, yine ocak kültürünün içi boşaltılarak Aleviler örgütsüz kılındı. Maalesef bu durum gittikçe daha çok derinleşti.”

ALEVİLİK İNANCI TEHLİKELİ GÖRÜLÜYOR

Alevilerin inanç kimliklerinin bizzat kendileri tarafından ihmal edildiğinin altını çizen Av. Koluman, “Alevilik inancı, çok kimlikli bir yapıya, kadına, çocuğa ve doğaya değer veren bir inançtır. Bundan dolayı da tekçi inanışa göre tehlikeli görüldüler. Bu inancın içini boşaltıp, kendilerine göre bir dizayn oluşturmaya çalıştılar. Çünkü cumhuriyet ilk kurulduğu dönemlerde Türk ve Sünnilik üzerine kuruldu. Tehlikeli görülen Alevilik inancı, zamanla devlet tarafından içi boşaltıldı. Aleviler de bunun için inanç eksenli örgütlenme modelini geliştirdiler. Özellikle 1993 Sivas Katliam’ından sonra Aleviler, şapkalarını önlerine koydular ve örgütlenmeleri gerektiğine karar kıldılar. Halen de devam ediyor bu örgütlülük” diye konuştu. 

SEÇİM VAATLERİ

Türkiye’deki iktidarların Alevi sorununa ilişkin sadece seçimlerde vaatlerde verdiğini ancak sonrasında bunların unutulduğunu ifade eden Av. Koluman, şunları paylaştı: “Her seçimde bizimle görüşmeler yapılır. Örneğin, 2020 yılı yazından beri binden fazla cemevine müfettişler gönderilerek, görüşmeler yapılıyor. Taleplerimizin neler olduğunu ve bizlere destek sunacaklarını söylediler. Ama bunu yaparken de bir lütufmuş gibi yapıyorlar. Bunları tamamen bir karşılık temelinde yaptıklarını görüyoruz. Önümüzdeki seçimlerde Alevilerin desteğini almaya çalışıyorlar. Ama Aleviler bu konuda tecrübelidirler. Aleviler, bu çabaların siyasi hamleler olduğunu görüyorlar. O yüzden yandaş olmaya karşılar. Siyasi iktidar Alevilerin çıkarlarını düşünüyorsa, bizlerin inanç kimliklerine ve merkezlerine değer vermelidir.”

ALEVİLERİN TUTUM BELGESİ OLMALI

Alevilerin kendi içerisinde bir ortak anlayış ve örgütlülük sağlamaları gerektiğini söyleyen Av. Koluman, ortak amaç doğrultusunda birleşerek, bir tutum belgesi oluşturmaları gerektiğini vurguladı.

Koluman, ortak tutum belgesine ilişkin şu maddeleri sıraladı: 

  • Alevi köylerine camilerin inşa edilmesine son verilmeli,

  • Başta Hacı Bektaş-ı Veli’nin dergahı olmak üzere, kutsal ziyaretgahlar Alevi toplumuna iade edilmeli,

  • Diyanet İşleri Başkanlığı derhal lağvedilmeli, yerine Din İşleri Yüksel Kurulu kurularak, sivil bir yapıya büründürülmeli,

  • Sivas’taki Madımak Oteli, Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan alınarak ‘Utanç Müzesi’ne haline getirilmeli,

  • Zorunlu din dersi uygulamasına son verilmeli.

Av. Koluman, Alevileri ötekileştiren, asimile eden bu sisteme karşı tüm Alevi kurumların bir araya gelerek, yukarıdaki maddelerden oluşan bir tutum belgesi yayınlamalarının zaruri olduğunu; bu tutum belgesine uyacak herkesle birlikte hareket edebileceklerini belirtti.