GÖRÜNTÜLÜ

Varto direnişinin simgesi: Rodi ve Newroz

Özyönetimin ilk ilan edildiği Muş’un Varto ilçesinde Türk devlet güçlerinin kirli saldırısına rağmen, ilçedeki direnişin sembolüdür Şehit Rodi ve Şehit Newroz.

Özyönetimin ilk ilan edildiği Muş'un Varto ilçesinde 15 Ağustos 2015 tarihinde Türk devlet güçleri ve HPG gerillalarI arasında çıkan ve iki gün süren çatışmaların ardından özel harekât timlerin tarafından Rahmi Kızıltaş (Rodi) ve Abdullah Toprak (Newroz) infaz edildi.

7 Haziran seçimlerin sonra AKP iktidarı ve Türk Cumhurbaşkanı Erdoğan kendi yenilgilerini kabul edemeyerek Kürt halkına karşı topyekûn bir şekilde savaş politikası yürütmeye başladı. Kürt halkına karşı başlattığı bu savaş politikasını ilk olarak Kürdistan’da devreye sokan AKP iktidarı bir bütünün Kürdistan’ı ve Kürdistan’ın bütün il ve ilçelerini hedef haline getirdi. İlk olarak Türk devlet güçlerinin saldırdığı yer olan Muş’un Varto ilçesinde 15 Ağustos tarihinde iki günlük sokağa çıkma yasağı ilan edilerek, birçok ölüme ve infaza yol açtılar. 

Özel harekât timleri ve HPG gerillaları ile süren iki günlük şiddetli çatışmada yaralı olarak bulanan Şehit Rahmi Kızıltaş (Rodi) ve Şehit Abdullah Toprak (Newroz) özel harekât timleri tarafından 17 Ağustos 2015 tarihinde sabah saatlerinde infaz edildi. 

Varto’nun Alagöz Mahallesi doğumlu ve 36 yaşında olan Şehit Rahmi Kızıltaş (Rodi) evli ve üç çocuk babasıydı. Şehit Rodi’nin büyük kızı Pelin yaşında, Melisa 5 ve Rüzgâr ise daha 1 yaşındaydı. Çocuklarına çok düşkün olduğunu söyleyen Ağabeyi Mahsar Kızıltaş, kardeşinin nasıl biri olduğunu anlatmadan önce kendilerinin kardeşten öte iki yoldaş olduğunu söyledi.

‘KÜRT KİMLİĞİNE HER ZAMAN BAĞLIYDI’

Şehit Rodi’nin çocukluk zamanlarında çok uysal ve kendi halinde bir çocukluk geçirdiğini söyleyen ağabey Kızıltaş, Rodi’nin kırıcı değil yapıcı biri olduğunu belirtti. Ağabey Kızıltaş, Rodi’yi anlatacak kelimelerin olmadığına değinerek kardeşi için şunları söyledi. ‘’1991 yılında Elazığ’a yerleşmiştik biz ailecek ama Rodi, köyüne o kadar bağlıydı hep gider gelirdi. Rodi’yi anlatmak gerekirse buna kelimeler yetmez ciddi anlamda şahane bir insandı. Kardeşimdir diye demiyorum bunları bugün burada kime sorarsanız sorun hiçbir şekilde olumsuz bir cevap alamazsınız. Hiç kimseye bir zararı yoktu yıkıcı değil yapıcı biriydi. Kürtlüğüne her zaman bağlıydı Rodi ve partiyle tanışması ve gençliğe girmesi 1999, 2000’li yılların başında oldu. Sürekli kendi çapında mücadeleye destek sunan biri olmasına rağmen kendi işini de yapıyordu. İstanbul’da bir süre çalıştı ve dekorasyon işi yapıyordu. Rodi ve ailesi İstanbul’dan Varto’ya yerleştikten 5 ay sonra zaten bu olaylar burada çıktı ve Rodi ve Newroz’u infaz ettiler.”

‘EKİN WAN’A YAPILANLARI KABUL ETMEDİ’

Ağabey Kızıltaş, Rodi’nin mücadeleye ve örgüte olan bağlılığının altını çizerek, Kürt ve Kürt kimliğine oldukça sahip çıkan biri olduğunu kaydetti. Kardeşinin hiçbir koşulda haksızlığı kabul etmediğine değinen Kızıltaş kardeşinin Ekin Wan gerilla arkadaşın şehit düşmesinden çok etkilendiğini belirterek, “Varto’da Ekin Wan’ın şehit düştüğü zamanlarda şimdi hatırlıyorum da çok sinirli ve çok öfkeliydi. Zoruna oldukça gitmişti Ekin Wan’a yapılanlar. Bir gerilla arkadaşın hele ki kadın arkadaşın teşhir edilmesi onun çok zoruna gitmişti ve sürekli bu durum böyle kalmamalı diye söyleniyordu. Bizim onurumuzdu diyordu” diye konuştu.

‘KARDEŞİMİ TÜRK DEVLET GÜÇLERİ İNFAZ ETTİ’

Varto’da 2 gün süren çatışmalarda Rodi’nin yer aldığından haberlerinin olmadığını söyleyen ağabey Kızıltaş, kardeşini çok merak ettiklerini ama gittiğini tahmin ettiklerini belirterek emin olmak için bazı yerlere başvurduklarını ve son olarak emniyete kadar gittiklerini söyledi. Ağabey Kızıltaş, kardeşinin ölümünün normal bir ölüm olmadığını kardeşinin Türk devlet güçleri tarafından infaz edildiğini söyledi. 

“Biz Rodi ile bir kardeşten öte arkadaş 2 yoldaştık” diyen ağabey Kızıltaş, Şehit Rodi ile kendisinin arasında hiçbir sırrın olmadığını söyledi. Kendisiyle saatlerce sohbet ettiklerini ve kardeşi ile güzel zamanlar geçirdiğini duygusal bir şekilde dile getiren ağabey Kızıltaş, kardeşinin ve diğer şehit düşen arkadaşların bir gün hesabının sorulacağını vurgulayarak, kanları asla yerde kalmayacağının mesajını verdi. 

‘OĞLUM EVLİYDİ VE 3 ÇOCUK BABASIYDI’

Anne Cemile Kızıltaş, oğlunu anlatmadan önce uzun bir süre “Oğlumu öldürdüler” diyerek ağıt yaktı. Anne Kızıltaş, oğlu Rodi’nin çok merhametli biri olduğunu söylerken “Nasıl ona kıydılar da öldürdüler” diyerek Türk devletine olan sitemini ve nefretini dile getirdi. ‘’Benim oğlum evliydi, 3 çocuk babasıydı ve iyi bir insandı. Kimseye karışmazdı kendi halinde işinde gücünde biriydi. Nasıl ona kıydılar neden kıydılar anlamıyorum. Eşini ve çocuklarını çok severdi. Benim yüreğim parçalanıyor. Hala inanamıyorum oğlumun öldüğüne hala sabahlara kadar ağlıyorum onun için yüreğim kaldırmıyor. Kendi kızları da hala benimle sabahlara kadar ağlıyor. Babalarını çok özlüyorlar. Kim oğluma kıydıysa Allah’ından bulsun’’ dedi.

Yine Varto’ya bağlı Alagöz Mahallesi doğumlu ve daha 26 yaşında olan Şehit Abdullah Toprak (Newroz) ise daha 2 yaşındayken ağabeyi Fevzi Toprak (Mazlum Polat) 1991 yılında Türk devletinin kendi halkına karşı zulümlerine boğun eğmeyerek PKK saflarına katılmıştı. PKK saflarına gitmeden önce kardeşi Abdullah’a Newroz ismini vermiş ve öyle katılmıştı. Şehit Newroz’un annesi Nazife Toprak, oğlunun üzüntü ve acısından dolayı bir gözünü kaybetmiş durumda “Erdoğan’ın da evi böyle yansın ve ciğeri parçalansın” diyerek ağıtlar yaktı.

‘BU DEVLET ÖLDÜRDÜĞÜ TÜM GENÇLERİN HESABINI VERECEK’

Anne Toprak, oğlunun çok delikanlı biri olduğunu söyleyerek yüreğinin hep iyilik ve merhamet için attığını kaydetti. Küçüklüğünden beri oğlu Newroz’un ağabeyi Feyzi’nin nerede olduğunu hep sorduğunu söyleyen Anne Toprak, ağabeyinin intikamını almak istediğini ve asla kanın yerde kalmayacağın söylediğini belirtti. Anne Toprak, ‘’Oğlumun sevdiği bir kadın vardı. Evleneceklerdi. Sevdiği kadında her zaman benim yanıma gelir oturur beraber ağlarız. Sevdasını yaşamalarına bile izin vermedi bu devlet. Benim evime 2 ateş düştü kim sebep olduysa onlarında evine düşsün. Bir gün bu Kürdistan kurulacak ve oğullarımın kanı yerde kalmayacak. Fevzi’m gitti. Newroz’um gitti. Ne yapacağımı bilmiyorum. Onlar benim canımdı ve canımı aldılar. Bu devlet bir gün öldürdükleri tüm gençlerin hesabını verecek’’ diye kaydetti.

‘HERKES ARTIK SES ÇIKARMALIDIR’

Newroz’un yengesi Nejla Toprak ise Newroz için “O benim küçük oğlum gibiydi” derken, Türk devletine karşı nefretini dile getirerek Newroz için şunları söyledi. ‘’Her zaman saygılı ve sevgi dolu bir insandı. Onun mücadelesi her zaman vardı bu hayata karşı. Her yeni şehit haberi geldiği zaman çok üzülürdü. Neden Kürt halkı her zaman ezilen, sindirilmeye çalışılıyor diye sitem ederdi. Herkesin elinden gelenin fazlasını yapması lazım olduğunu söylerdi. Bu milletin artık ayağa kalması gerektiğini ve sessiz kalmaması gerektiğini hep dile getirirdi.”

Türkiye gibi bir ülkede yaşadıkları için nefret ettiğini söyleyen yenge Toprak, bu ülkeyi lanetlediğini söyledi. Bu kadar insanın ölümünün yaşandığı bu ülkede sessiz kalan insanlara tepki gösteren yenge Toprak, “Diğer ülkeler neden bu kadar sessiz kalıyor. Türk devleti artık Kürtlerin çocuklarına bile tahammül edemeyip öldürüyor. Bu insanların, artık ses çıkarmaları lazım. Gece uyuduklarında yataklarında rahat olmaları için birazda olsa bu devletin zulmüne karşı direnişe geçip bütün bu ölümlerin hesabını sormak lazım” diye konuştu.

...