Kobanê direnişe çağırıyor
Türk devleti, DAİŞ’e Kobanê’de yaptıramadığını, bugün SMO adıyla yaptırmak istiyor. O gün Miştenûr Tepesi'nde direnenler, bugün Qereqozax Köprüsü'nde direniyor. Kobanê, dün olduğu gibi bugün de direnişe çağırıyor.
Türk devleti, DAİŞ’e Kobanê’de yaptıramadığını, bugün SMO adıyla yaptırmak istiyor. O gün Miştenûr Tepesi'nde direnenler, bugün Qereqozax Köprüsü'nde direniyor. Kobanê, dün olduğu gibi bugün de direnişe çağırıyor.
Türk devletinin yönlendirdiği DAİŞ, Kobanê’ye saldırılarına Qereqozax’tan başlamıştı. Bugünün DAİŞ’i olarak oluşturulan SMO da Kobanê’yi hedef alıyor. Rojava’nın geleceğini bir kez daha Qereqozax’ta direnenler belirleyecek.
YPG'li bir savaşçının ağzından dökülen “Saet sisê kêm deh deqe Kobanê rizgar bû (Saat üçe on kala Kobanê özgürleşti)" sözleri, tüm dünyada büyük bir umut yarattı. 134 gündür Kobanê için gözünü kırpmayanlar, büyük bir sevinçle bu haberi karşıladı. Bu sözlerin Kürtler açısından anlamı çok daha başkaydı; Kürtlere biçilen geleceğe büyük bir itiraz olarak tarihteki yerini aldı. Kobanê’nin düşememesini sindiremeyen Türk devleti, BAAS rejiminin düşmesinin ardından bir kez daha Kobanê’ye yöneldi. Bu kez DAİŞ yerine SMO etiketiyle oluşturulan türk devlet aparatı öne sürüldü. Hedef aynı; Kobanê şahsında Kürt halkının, kendi yurdunda özgür ve eşit yaşamı ve bunun için temelini attığı statü. Peki Kobanê Direnişi nasıl şekillendi ve o günlerde neler yaşandı?
ÖZ SAVUNMAYA DAYALI YÖNETİM
Tunus'ta 2011’de başlayan ve kısa sürede tüm Ortadoğu'ya yayılan 'Arap Baharı’, kısa sürede Suriye'ye sıçradı. Suriye geneline yayılan iç savaşa karşı Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın 3. Yol çizgisini savunanlar, 19 Temmuz 2012’de Rojava Devrimi'ni ilan etti. Cizîrê, Efrîn ve Kobanê kantonlarında yaşam alanlarını öz yönetime dayalı demokratik kadın özgürlükçü paradigmayla şekillendiren Kürtler öncülüğündeki bölge halkları, burada tüm dünyaya örnek olacak bir yönetim biçimini hayata geçirdi.
DAİŞ’İN ROJAVA’NIN ÜZERİNE SALINMASI
Diğer yandan DAİŞ’in hem Suriye'de hem de Irak'ta ilerleyişi devam ediyordu. Türkiye'yi bağlantı noktası haline getiren DAİŞ, tüm dünyadan devşirdiği elemanları, Suriye ve Irak'ta halkların üzerine sürüyor, koca kentleri teslim alıyordu. DAİŞ’in, 2014’ün ortalarından itibaren Suriye'nin başkenti Şam'ı ele geçirmek üzere harekete geçeceği konuşulmaya başlandı. Bu saldırıya kesin gözüyle bakılıyordu fakat DAİŞ, sebebinin daha sonradan anlaşılacağı ve kendisi için hiçbir stratejik önemi olmayan Kobanê’ye yöneldi. Daha sonra YPG ve YPJ güçlerinin yakaladığı DAİŞ'in önemli isimleri de Türk devletinin, Kobanê'ye yönelttiğini itiraf edecekti. DAİŞ için önemli olmasa da Kürtler için önemli olan Kobanê, Efrîn ve Cizîrê kantonlarını birbirine bağlıyordu. Türk devletinin de Kürtlerin kazanımlarına dönük yok etme girişiminde DAİŞ’i kullandığı anlaşılacaktı.
KONVANSİYONEL SİLAHLARA KARŞI İRADE
DAİŞ, 15 Eylül’den itibaren yönünü Kobanê'ye çevirdi. Hedefinde Suriye ve Irak’ın pek çok yerinde olduğu gibi Kobanê'yi de kısa sürede işgal etmek vardı. DAİŞ, Irak ve Suriye'de ele geçirdiği konvansiyonel silahlara Kobanê'ye yöneldi. DAİŞ'e karşı direniş kararı alan YPG ve YPJ güçlerinin elinde olan ise ferdi silahları ve iradeleriydi. Aslında Kobanê’de 15 Eylül 2015 tarihi itibarıyla başlayan, bir irade savaşıydı.
DAİŞ QEREQOZAX KÖPRÜSÜ’NDEN BAŞLADI
DAİŞ, 17 Eylül'de, şimdilerde adı Türk devletine bağlı SMO’nun saldırılarıyla gündeme gelen Qereqozax Köprüsü’nü ele geçirdi. Qereqozax Köprüsü, Kobanê’nin güneybatısında kent merkezine 32 kilometre mesafede. Doğrudan Kobanê'nin güvenliği anlamına gelen bu gelişme sonrası DAİŞ, Kobanê'nin köylerine dönük saldırılarla birlikte kent merkezine ilerlemeye başladı. Kobanê etrafındaki 354 köyden 350'si, 2 Ekim itibarıyla işgal edilmişti. DAİŞ, Irak ordusundan ele geçirdiıi, havan topları, tank ve roketlerle Kobanê kent merkezini vurmaya başladı.
ARÎN MİRKAN SAVAŞIN KADERİNİ DEĞİŞTİRDİ
DAİŞ çetesi elemanları, 3 Ekim’de Kobanê'yi yukardan gören Miştenûr Tepesi’ne ulaştı. YPJ Komutanlarından Arîn Mîrkan, 5 Ekim’de Miştenûr Tepesi’nde fedai eylem gerçekleştirdi. Kadın bir militanın fedai eylemi, kadın düşmanı çeteyi şoka uğrattı. Kürt halkı ve dostları için de direnişe büyük bir davetti. DAİŞ burada yavaşlatılsa da Türk devletinin desteğiyle kente yaklaşmaya devam etti. Kobanê kentinin üç tarafı DAİŞ, kuzeyi ise Türk ordusuyla çevriliydi. DAİŞ, kente üç koldan saldırdığı gibi Türkiye sınırını da istediği gibi kullanıyordu. Halkın kente ulaştırmak istediği yardımlar bile Türk iktidarı tarafından engelleniyordu. DAİŞ, kent merkezinin yarısını işgal etti.
ÖNDER APO’NUN TARİHİ ÇAĞRISI
Önder Apo, 22 Eylül’de İmralı'da gerçekleşen görüşmede verdiği “DAİŞ saldırıları konusunda da tüm halkımızın özellikle devam eden yüksek yoğunluklu savaşa karşı yaşamını şekillendirmesi gerekiyor. Şu an Kürdistan’da devam eden yüksek yoğunluklu savaş var. Sadece Rojava halkı değil, Kuzey ve tüm parçalardaki Kürt halkının buna göre yaşamını şekillendirmesi gerekiyor. Bütün Kürt halkını topyekûn bu yüksek yoğunluklu savaşa karşı direnişe geçmeye çağırıyorum” şeklindeki mesajı duyuruldu. Bu çağrı ve Önder Apo'nun 6 Ekim'de kardeşi Mehmet Öcalan ile yaptığı görüşmede "Sonuna kadar direniş olmalı” şeklindeki 2. mesajı, Kürt halkını harekete geçirdi.
SINIR FİİLEN ORTADAN KALDIRILDI
Kobanê sınırının hemen karşısında nöbet eylemleri başladı. Kuzey Kürdistan halkı seferberlik ruhuyla sınır hattına akın etti. Egemenlerin 100 yıl önce çizdiği sınırın sınır telleri, ortadan kaldırıldı. Kuzey Kürdistanlı yüzlerce genç, direnişe omuz vermek için sınırın öbür tarafına geçti. Kürt halkı, adeta yaşamı durdurup Kobanê'ye akın etti.
KOBANÊ DİRENİŞİ KÜRESELLEŞTİ
100'den fazla ülkede bir milyondan fazla kişi sokağa çıkarak, Kobanê direnişine desteklerini açıkladı. Enternasyonalistler, devrimciler, sol-sosyalist güçler, kadınlar meydanlardan DAİŞ çetesine karşı tarihi direnişin yanında olduklarını beyan etti. Kobanê'de başlayan direniş, Önder Apo'nun çağrısı ile Kürt halkı tarafından sahiplendi ve kısa sürede evrenselleşti.
KOBANÊ DÜŞMEDİ, DÜŞMEYECEK!
Bardağı taşıran son damla ise Erdoğan'ın "İşte bakın Kobani düştü, düşecek" sözleri oldu. Kuzey Kürdistan'ın dört bir yanında 6 Ekim’de başlayan Kobanê Serhildanı bu sözlerle katlandı. Kuzey Kürdistan kentlerinde halk, 9 Ekim’e kadar hayatı durdurdu. Devlet, Kuzey Kürdistan'da adeta felç oldu. Türkiye kentlerinde ise nöbet eylemleri geceli gündüzlü devam etti. “Kobanê düşmedi, düşmeyecek!” şeklinde net bir mesaj veren Kürt halkının eylemleri, 35 kent ve 96 ilçeye yayıldı. Devletin saldırıları ile 46 kişi yaşamını yitirdi, 682 kişi yaralandı ve 323 kişi tutuklandı. Kürdistan’ın iki parçası arasındaki sınır fiilen ortadan kaldırılmış oldu.
SAET SISÊ KÊM DEH DEQE, KOBANÊ RIZGAR BU!
Uluslararası ölçekte ise Kuzey Amerika'dan Asya'ya, Avrupa'dan Latin Amerika'ya kitlesel eylemlerle uluslararası güçlerden ve devletlerden DAİŞ karanlığına karşı harekete geçme çağrıları yapıldı. Böylece artan baskı ve sahadaki direniş üzerine ABD öncülüğündeki Uluslararası Koalisyon, DAİŞ’e karşı YPG ve YPJ güçlerine hava desteği sağladı. Daha sonra Kobanê karış karış DAİŞ’ten temizlenmeye başlandı. Saldırıların başladığı 15 Eylül 2014’ten tam 134 gün sonra, 19 Ocak 2015 günü, saat 14.50'de Kobanê özgürleştirildi. YPG'li bir savaşçı, “Saet sisê kêm deh deqe Kobanê rizgar bû" diyerek, insanlığa müjde verdi. Bu, DAİŞ için de sonun başlangıcı oldu.
KOBANÊ BİR KEZ DAHA DİRENİŞE ÇAĞIRIYOR
Kobanê'de aradan geçen 10 yılda, tüm dünyaya örnek bir yaşam biçimi ortaya konuldu. Tüm dünyada ilerici güçleri, Kobanê'de ortaya konulan direnişi örnek olarak gösteriyor. Kobanê üzerine kitaplar yazıldı, filmler çekildi. Kürt halkı öncülüğünde bölge halkları, şartlar ve koşullardan bağımsız direnişin mutlak zafer olduğunu göstermiş oldu. Türk devleti ise o zaman DAİŞ’le yapamadığını bugün SMO adıyla yapmak istiyor. O gün Miştenûr Tepesi'nde direnenler, bugün Qereqozax Köprüsü'nde direniyor. Kobanê, bir kez daha Suruç'u, Kuzey Kürdistan'ı, enternasyonalistleri, dünya halklarını direnişe çağırıyor.