Türk Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, işgalci çeteleri destekleyerek bu grupları Kuzey-Doğu Suriye’ye taşıdı ve Osmanlı İmparatorluğu’nu yeniden kurma hayallerini gerçekleştirmeye çalıştı. Bu çete grupları, birçok kez Kuzey-Doğu Suriye’ye yönelik işgal saldırılarına katıldı ve insanlık dışı suçlar işledi. Bu gruplar, ekonomik açıdan işgalci Türk devleti tarafından destekleniyor.
AHRAR AL SHARQIYAH
Bu çete grubu, Türkiye ve Avrupa ülkelerinin desteğiyle kuruldu. Siyasi ve örgütsel olarak Müslüman Kardeşler’e (İhvan) bağlı olan grup, askeri olarak ise El Nusra ile bağlantılı. Dêrezor’u merkezi olarak belirleyen bu grup, başlangıçta El Nusra içinde yer alıyordu ancak 2016’dan önce bağımsız bir yapı olarak kurulduğunu ilan etti.
Bu grup kontrol ettiği bölgelerde yağma yapıyor, sivilleri katlediyor, kaçırıyor ve zorla göç ettiriyor. Efrîn, Serêkaniyê ve Girê Spî gibi yerlerin yanı sıra bu çeteler aynı zamanda Halep, Şehba ve Til Rifat gibi şehirlerde işgal saldırılarında bulundu. Sivillere yönelik katliamlar gerçekleştiren bu çeteler, insanların topraklarını talan etti, Efrîn’de zeytin ağaçlarını ve ormanlık alanları ateşe verdi, halkın evlerini ve mallarını yağmaladı. Bu malları El Rai, Bab ve Cerablus’a kaçak yollarla götürdü. Minbiç’e yönelik saldırılarda da bu çeteler yer aldı.
SULTAN MURAD
Sultan Murad grubunun, lojistik ve askeri desteğini Türk devleti tarafından sağlanıyor. Bu grup, Suriye’de yaşayan Türkmenlerden oluşuyor ve Türkiye tarafından eğitiliyor. Sultan Murad, Suriye’deki en büyük Türkmen çete grubudur. Bu grup, MİT’in Fatih Sultan Mehmet, Zeki Türkmeni ve Eşbel El Akide gibi Halep merkezli çete gruplarını bir araya getirmesiyle kuruldu. Daha sonra Fatih Sultan Mehmet, Zeki Türkmeni, Eşbel El Akide ve diğer Türkmen gruplar, Sultan Murad’a dahil oldu. Sultan Murad’ın 2013 yılında kurulduğu açıklanan lider kadrosunda Yûsif El Salih (genel lider), Fehîm îsa (bölge lideri) ve Ehmed Osman (askeri sorumlu) bulunuyor.
Sultan Murad çetelerinin İdlip ve Halep’te aktif olan Heyet Tahrir El-Şam (eski adıyla El Nusra) ve DAİŞ çeteleriyle bağlantıları bulunmaktadır. QSD tarafından dağıtılan bu çetelerin birçok insanlık suçu işlediği bilinmektedir. 2016’da Kesseb şehrine yönelik hava desteğiyle yapılan saldırılara katılan bu grup, işgal ve talan ettikleri köy ve şehirlerde binlerce Ermeni’yi zorla göç ettirdi. Türk devletinin Suriye’ye yönelik işgal saldırılarında yer alan bu grup, Efrîn, Ezaz ve çevresinde Kürt sivillere karşı katliam, yağma ve zorla göç ettirme suçları işlemiştir. Halep ve Şehba’ya yönelik son saldırılarda da aktif rol oynamışlardır.
CEBHET EL ŞAMIYÊ
Bu çete grubu, ağırlıklı olarak Halep çevresinde faaliyet gösteren, Kuzey Suriye’de hareket eden büyük bir çete grubudur. İçinde Nûreddîn El Zenkî, El Mucehidîn, Cebhe El Îslamiye, Cemaeta Fisteqêm Kema Umert, Cebhe El Esala, El-Tenmiye, Harekat Hezim, Sikur El Şam, Ensar El Îslam, El Heq, El Îslam Ordu ve Feylak El Şam gibi birçok çete grubunun yer aldığı geniş bir çete ittifakıdır.
HEYET TEHRÎR EL-ŞAM (HTŞ)
2017 yılında El Nusra, DAİŞ ve bazı diğer çete gruplarının birleşimiyle kurulan HTŞ, Suriye’nin kuzey batısındaki alanlarda etkili bir yapıdır. HTŞ’nin amacı, Suriye hükümetini devirmek ve Beşar Esad rejimini yıkmak için mücadele ederek Sünni İslam esaslarına dayalı bir devlet kurmaktır. El Kaide’ye bağlı bir yapı olarak kurulan HTŞ, gücünü artırmak için farklı grupları kendi bünyesine katmıştır. Ayrıca, kurulduğu günden bu yana birçok Amerikalı vatandaşı esir aldı.
HTŞ, Türk devleti tarafından terör örgütü olarak kabul edilmesine rağmen, Türk işgal operasyonları sırasında Halep ve Şehba’ya yönelik saldırılarda etkin bir şekilde yer almıştır. Her ne kadar Kürt bölgelerine doğrudan saldırılar gerçekleştirmediği iddia edilse de, Serêkaniyê ve Êfrîn’deki işgal saldırılarında işlenen suçlara ortak olmuştur.
DAİŞ
DAİŞ, Musul (Irak) ve Rojava’ya yönelik saldırılarda bulunan bir çete grubudur. 2014 yılında Şengal ve Kobanê’ye yönelik saldırılarda bulunan DAİŞ birçok katliam yaptı. Êzidî Kürtleri soykırımdan geçiren DAİŞ, ilk olarak Irak Savaşı’nın başlarında, 2004 yılında El Kaide’ye bağlı olarak kurulur, daha sonra bağımsız bir yapıya dönüşür. DAİŞ, El-Qaîde, Ceyş El-Fetihîn, Cund el-Sehaba, Katbiyan Ensar El-Tewhîd wel Sunneh, Ceish al-Taiifa al-Mensûra gibi grupların oluşumuyla yapısını güçlendirmiştir.
DAİŞ’in amacı, Suriye ve Irak’taki Sünni nüfusun yoğun olduğu bölgelerde bir hilafet devleti kurmaktır. 2014 yılında El Kaide, DAİŞ ile tüm bağlarını kopardığını duyurdu. DAİŞ 2019 yılında ise QSD (Suriye Demokratik Güçleri) tarafından askeri anlamda yenilgiye uğratıldı ve büyük ölçüde etkisiz hale getirildi. Hol Kampı gibi yerlerde DAİŞ’e bağlı aileler hala barındırılmaktadır. İç Güvenlik Güçleri birçok kez bu çetelere karşı operasyonlar yapıyor. Reqa, Dêrezor, Tebqa ve Minbiç gibi şehirlerde hala DAİŞ çetelerinin gizli hücreleri bulunuyor.
DAİŞ’in Rojava’da yenilgiye uğramasının ardından birçok çete üyesi Türkiye’ye kaçmıştır. DAİŞ çeteleri, Özgürlük Hareketi’ne ve Kuzey-Doğu Suriye halkına yönelik saldırılarda diğer çete gruplarıyla iş birliği yapmaktadır. Halep ve Şehba’ya yönelik saldırılarda DAİŞ çetelerinin yer aldığına ilişkin görüntüler basına da yansıdı.