İkinci Dünya Savaşı’nın bitiminden 4 yıl sonra 12 Ağustos 1949’da kabul edilen Cenevre Sözleşmesi ile özellikle çatışma ve savaşlarda siviller ile yaralıların korunması amaçlanıyordu. Uluslararası çatışma ve krizlerde referans alınan bu belgenin günümüz şartlarında yetersiz kaldığı savunuluyor.
Britanya’da faaliyet gösteren Human Rights At Sea (Denizlerde İnsan Hakları) adlı kuruluş, 6 yıldan bu yana Cenevre Deklarasyonu adıyla yeni bir uluslararası belgenin hazırlanması için kulis yapıyor. Hukuki anlamda bağlayıcılığı olmayacak olan bu belge ile insan haklarının uluslararası sularda da kesin olarak dikkate alınması amaçlanıyor.
CEZASIZLIK ORTAMI OLUŞTURULUYOR
Konu hakkında La Matinale adlı programda konuşan uluslararası derneğin kurucularından David Hammond, “Artık denizlerde geçerli olacak bir insan hakları hukukunu konuşmanın zamanı geldi” dedi. Hammond, Akdeniz başta olmak üzere deniz ve okyanuslarda yaşamın yitiren binlerce göçmenin yanı sıra yasadışı balıkçılığa zorlanan kesimlerin varlığına dikkat çekti.
İnsan haklarının sadece karada değil, denizlerde de korunması gerektiğini vurgulayan Hammond, “İnsan haklarını korumaya yönelik birçok uluslararası yasaya rağmen denizlerin ve okyanusların genişliği, bir tür ‘cezasızlık ortamı’ oluşturuyor eleştirisinde bulundu.
Uluslararası İnsani Hukuk’u denizler ve okyanusları da kapsayacak şekilde yeniden ele almayı amaçlayan çalışmada yer alan tüm kurumların tek hedefi var. En geç 5 yıl içerisinde Birleşmiş Milletler (BM) tarafından kesin olarak tanınacak bir belge oluşturmak.