Gelir eşitsizliği ekonomik değil siyasi bir sorun

Küresel alanda gelir eşitsizliği 1970'lerden bu yana gelişmiş ülkelerde giderek artıyor. Birçok ekonomist bu durumu kapitalizmin krizi olarak nitelendiriyor.

19’uncu yüzyıla kadar Dünya üzerindeki ülkeler arasındaki zenginlik farkı çok üst düzeyde değildi. Ancak sanayileşme ve kapitalizmin genişlemesiyle birlikte “gelişmiş ülkeler” ile gelişmekte olan ve fakir ülkeler arasındaki makas giderek açılmaya başladı.

Her ne kadar son dönemlerde Hindistan ve Çin’in ekonomik olarak büyümesiyle bu makas daralmaya başlasa da halen gelir dağılımındaki eşitsizlik çok ciddi boyutlarda.

Ekonomik eşitsizlik konusunda Dünya çapında tanınan uzmanlardan biri olan Branko Milanovic’e göre küreselleşme ve buna bağlı gelişmiş ülkelerde yaşanan ekonomik büyüme gelir dağılımındaki eşitsizliği arttırdı. Yeni ekonomik düzenle yaratılan gelirin büyük bir çoğunluğu ekonomik piramidin tepesindeki yüzde 1’e gidiyor.

Palma endeksine göre en zengin yüzde 10’luk kesim, fakir yüzde 40lık kesimin dokuz katından fazla geliri ellerinde bulunduruyor.

1970lerden bu yana en zengin yüzde 1 kesim gelirlerini neredeyse üç kat arttırmış durumda. 1998’de bir şirketteki genel müdür işçiye göre 47 kat daha fazla kazanırken bu oran günümüzde 145 kata çıkmış durumda.

Kapitalist sistemin günümüzde en büyük sorun olarak benimsediği nokta ise giderek artan oranda geniş halk kesimlerinin bu eşitsizliğin daha fazla farkına varması. Ve bu fark da şu anda daha “popülist” olarak nitelendirilen akımların artan oranda destek bulmasına neden oluyor.

Siyasi analizciler İngiltere’deki Brexit eğilimini, ABD’de Donald Trump’ın seçilmesini ve Avrupa’da birçok popülist hareketin yükselişini artan eşitsizliğe bağlıyor. Hem Brexit hem de Trump’ın seçilmesine etkin sermaye grupları büyük muhalefet sergilemesine, ellerindeki tüm medya aygıtlarını kullanmasına rağmen amaçladıklarına ulaşamadı.

Brexit’in ya da Trump’ın kapitalizm karşıtı olduğu falan düşünülemez ancak bu iki seçim de var olan statükonun yarattığı memnuniyetsizliği gözler önüne seriyor.

ABD’deki Democracy Collaborative’den Ted Howard da gelir eşitsizliğin sadece ekonomik değil demokratik bir sorun olduğunu ifade ederek ülkede sadece üç kişinin, Bill Gates, Jeff Bezos ve Warren Buffet’in 160 milyon insandan daha fazla varlığa sahip olduğuna dikkat çekiyor.

Howard “Geliri elde tutma eğilimi bu kadar anti-demokratikken demokratik bir kültürü nasıl bir arada tutabiliriz?” diyor.