Almanya’da Sol Parti’den Gökay Akbulut ve Michel Brandt, Yeşiller Partisi’nden Canan Bayram, Margit Stumpp, Hür Demokratlar Partisi'nden (FDP) Bijan Djir-Sarai, AKP-MHP iktidarının HDP’ye yönelik artan baskılarına ilişkin ortak bir açıklama yaptı.
Türkiye’de muhalefette olan siyasetçilerin durumu ile ilgili endişe duyduklarını belirten Alman parlamenterler, HDP seçmenlerinin iradelerinin gasp edildiğini vurguladı. Parlamenterler, yine 20'si HDP'li, 3'ü CHP'li, 1'i DBP'li ve 1'i Demokrat Partili olmak üzere 25 milletvekilinin dokunulmazlığını hedef alan fezlekelere dikkat çekti.
Açıklamada şunlar kaydedildi:
“Özellikle HDP zor zamanlar geçiriyor. Muhafazakâr AKP ve milliyetçi MHP temsilcileri tarafından gelen HDP'nin kapatılma çağrıları ile karşı karşıya. Bunun sebepleri siyasi amaçlıdır. Mevcut yasanın Avrupa Konseyi tarafından önceden uyarılmış ve özellikle ciddi olduğu tüm durumlarda uygulanmasını bekliyoruz. Buna HDP Eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş için Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) kararları da dâhildir. AİHM'nin belirttiği gibi, Sayın Demirtaş 2016 yılından beri haksız yere hapiste.
Türkiye'de HDP'nin yaklaşık 5000 üyesi ve sempatizanı son yıllarda siyasi nedenlerden dolayı tutuklandı. 2019 yerel seçimlerinden bu yana, seçilen 48 HDP'li belediye başkanı görevden alındı ve kısmen tutuklandı. Böylelikle 4.356.819 seçmenin hakkı gasp edildi. Mevcut yasama döneminde, HDP'nin iki milletvekilinin vekilliği düşürüldü. Türkiye'deki siyasi tutukluların yargılama sürecinden ve durumlarından son derece endişeliyiz. Tutuklu siyasetçiler ile dayanışmamızı ilan ediyoruz.”
'ALMANYA TÜRKİYE’YE BASKI YAPMALI'
5 parlamenter, açıklamanın devamında başta Almanya olmak üzere Türk devleti ile ilişkileri bulunan ülkelere ise şu çağrıda bulundu:
“Türkiye'de basın özgürlüğü çok ciddi bir şekilde kısıtlanmış durumda, neredeyse yok. Bu nedenle, tutuklu siyasetçilerin güçlü uluslararası dayanışmaya ve durumları hakkında daha fazla medya haberlerine ihtiyaçları vardır. Alman hükümeti gibi uluslararası partnerler, demokrasiye, hukukun üstünlüğüne ve insan haklarına uyumu vurgulamak için Türkiye ile ekonomik ilişkileri kullanmalıdır. Avrupa Birliği Konseyi'nin önde gelen bir üyesi olarak, Federal Almanya Hükümeti Türkiye üzerinde olumlu etkisini yükseltmelidir.”