“Abdullah Öcalan’a Özgürlük, Kürt Sorununa Çözüm” hamlesinin ve 9 Ekim Uluslararası Komplosu’nun yıl dönümleri dolayısıyla İngiltere Parlamentosu önünde miting düzenlendi.
Miting öncesi Kürdistanlılar, Devrimci Gençlik Hareketi’nin küresel hamleyi selamlama amaçlı 3’üncü ve son gününde sürdürdüğü uzun yürüyüşe katıldı. Tottenham Court bölgesinde başlayan yürüyüşe çok sayıda kişi katılırken, Abdullah Öcalan’a özgürlük hamlesine dair pankart ve afişler taşındı. Sık sık, “Bijî Serok Apo”, “Free Öcalan”, “Bijî Gerîla”, “Dün Mandela bugün Öcalan”, “Kahrolsun TC faşizmi” ve “Bê Serok Jiyan Nabe” sloganları atıldı.
Kitle alkış, zılgıt ve sloganlarla yürürken, Abdullah Öcalan ve Kürdistan Özgürlük Gerillası için yazılmış şarkılar hoparlörden yükseldi. Yürüyüşe çevreden yoğun ilgi gösterilirken yüzlerce bildiri dağıtıldı.
MUTLAK TECRİDİ YIKACAĞIZ
Kitle, Parlamento binası önüne, “Bijî Serok Apo”, “Bê Serok Jiyan Nabe”, “Jin Jiyan Azadî” ve “Free Öcalan” sloganları ile ulaştı.
Burada yapılan mitingde ilk olarak Abdullah Öcalan’a Özgürlük Hamlesi adına Ercan Akbal bir konuşma yaptı. Akbal, 9 Ekim Uluslararası Komplosu’nu kınayarak, “Bu komplo alçak ve namertçeydi. Önder Apo bu komplo karşısında geliştirdiği paradigma ile kapitalist moderniteyi alaşağı etti ve bugün milyonlar onun izinden yürüyor. Bizler Önder Apo’nun özgürlüğü sağlanana kadar yürüyüşümüzü sürdüreceğiz. Ve Ortadoğu’da barış ve özgürlük isteyenler olarak Önder Apo’nun fikirleri etrafında kenetleniyoruz. Mutlak tecrit yıkılacak, Önder Apo özgürleşecek” diye kaydetti.
Kürt Halk Meclisi Dış İlişkiler Komisyonu’ndan Agit Karataş ise, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a uygulanan mutlak tecridin boyutlarını aktararak, “Önder Apo’nun mutlak tecrit altında tutulması karşısında sessiz kalanlar 9 Ekim Komplosu’nun suç ortaklarıdır. Uluslararası kurumlar İngiliz hükümeti, halkların ve milyonlarca Kürt’ün sesine kulak vermelidir” dedi.
O KADIN ÖZGÜRLÜĞÜNÜ PARADİGMASININ MERKEZİNE KOYAN DÜNYADAKİ TEK LİDERDİR
92 yaşındaki ünlü insan hakları savunucusu Av. Margaret Owen da eylemde yerini alanlar arasındaydı. Abdullah Öcalan’ın dünyada tek lider olduğunu söyleyen Margaret Owen, “O, kadın özgürleşmeden insanlık özgürleşemez diyen tek liderdir. Dolayısıyla bu erkek egemen sistemden kurtulmamız gerektiğini vurguluyor. Bunu tüm paradigmasının merkezine koyan dünyadaki tek liderdir. 25 yılı aşkın bir süredir tutsak olan Öcalan, o koşullar altında çok değerli düşünceler, fikirler ve insanlığa hizmet eden kitaplar yazdı. Olağanüstü şeyler yazdı o kitaplarda” diye kaydetti.
Abdullah Öcalan’ın kitaplarının okullardaki müfredata girebilmesi ve çocuklara okutulması gerektiğini ifade eden Owen, “Onun Demokratik Konfederalizm sistemi, aynı zamanda kadın özgürlükçü mücadele ve Jineoloji ile ilgili fikirleri olağanüstüdür. Bu düşünceler bu gezegen üzerinde eko-sistemi de koruyarak, tüm insanoğlunun birlikte ve barış içerisinde yaşamasının fikrini ortaya koydu” dedi.
İŞÇİ PARTİSİ’NE ÇAĞRI: SESSİZ KALAMAZSINIZ
Abdullah Öcalan’a uygulanan mutlak tecrit, aile görüş yasağı, avukat yasağı, telefon yasağı gibi her türlü özgürlüğünden yoksun bırakan işkence yöntemlerinin bir zulüm ve insanlık dışı olduğunu vurgulayan Margaret Owen, “Her tutsağa Nelson Mandela kuralları uygulanmalıdır. Ne yazık ki CPT yıllardır Öcalan ile ilgili rapor açıklayamıyor. Bu kabul edilemezdir” diyerek tepki gösterdi.
İktidardaki İşçi Partisi Partisi’ne çağrı yapan Margaret Owen, “İşçi Partisi’nin Abdullah Öcalan konusundaki sessizliğini anlayamıyorum. Muhafazakar Parti’den bir şey beklentimiz yoktu fakat Başbakan Keir Stamer ve Dışişleri Bakanı David Lammy aynı zamanda hukukçudurlar. Bu nasıl bir adalet sistemidir ve siz sessiz kalamazsınız” ifadelerini kullandı.
Margaret Owen, konuşmasını, “Tek umudum, ölmeden önce Abdullah Öcalan’ın özgür olduğunu ve halkının barış içerisinde yaşadığını görmek” ifadesiyle sonlandırdı.
UCU GENEL BAŞKANI: BUGÜN DE KÜRT HALKI İÇİN SESİMİZİ YÜKSELTMELİYİZ
Ardından 120 bin üyesi bulunan Üniversiteler ve Kolejler Sendikası (UCU) Genel Başkanı Maxine Looby, sendika olarak Abdullah Öcalan’a özgürlük kampanyasının üyeleri olduklarını hatırlatarak, “İngiltere’de sendikalar olarak geçmişimizden onur duyuyoruz. Biz hep baskı ve zulmün karşısında olduk. Örneğin Nelson Mandela’nın özgürlüğü için mücadele ettik. Yıllardır Filistin halkıyla dayanışmamız sürüyor. Bugün de, DAİŞ’e karşı mücadele eden, savaşan ve Türkiye’de de özgürlük mücadelesi veren Kürt halkı için sesimizi yükseltmemiz gerekiyor” dedi.
Abdullah Öcalan’a özgürlük kampanyasının her zamankinden daha çok büyütmeleri gerektiğini kaydeden Looby, “Hamleyi desteklemek aynı zamanda milyonlarca Kürt’ün sesine kulak vermektir. Bu kampanya sadece bir kişinin özgürlüğü için yürütülen bir kampanya değildir. Abdullah Öcalan şahsında bölgede geniş kapsamda insan hakları, barış ve demokrasi için yürütülen bir kampanyadır. UCU olarak Abdullah Öcalan’a özgürlük hamlesinin yanında olacağız” vurgusunda bulundu.
Kamu ve Ticari Hizmetler Sendikası’ndan (PCS) Austin Harvey de, demokrasi ve özgürlük mücadelesi yürüten bir halkın yanında olmayı görev bildiklerini söyledi.
Konuşmaların ardından gençler, Parlamento binası önünde bir eylemlerini halaylarla sürdürdü. Gençlerin eylemi Londra Metrosu’nda şarkılar ve sloganlarla sürdü.