Yasanın yürürlüğe girmesinden sonra geçtiğimiz yılın Nisan ayında 23 yaşındaki siyasi ilticacı Resul Özdemir'i özel bir uçakla Türkiye'ye teslim eden İsveç, terör örgütleriyle iltisaklı olduğunu öne sürdüğü onlara Kürt ilticacının sınır dışı edilmesini kararlaştırdı. 

2015 yılının sonlarında Cizre'de yaşanan çatışmalar sırasında yaralanan Özdemir, 2016 yılının Mayıs ayında İsveç'e gelerek iltica talebinde bulunmuştu. Göçmen Dairesi ve Göçmen Mahkemesi, Özdemir'in iltica talebini reddetmiş ve 4 ay cezaevinde tuttuktan sonra özel bir uçakla MİT'e teslim etmişti. MİT'in işkenceden geçirdiği Özdemir, şu anda Silivri cezaevinde. 

İsveç, bundan bir süre önce 2 ve 4 yaşlarında 2 çocuk annesi Zozan Büyük adındaki 30 yaşındaki Kürdistanlının sınır dışı edilmesini kararlaştırdı. Kürt örgütleri ve İsveçli parlamenterlere göre onlarca Kürdistanlı İsveç Güvenlik Polisi (Säpo) tarafından güvenlik riski olarak görüldüğü için sınır dışı edilmek isteniyor. Terör örgütüyle ilişkide oldukları öne sürülerek bazı Kürtlerin vatandaşlık başvuruları reddediliyor ve işe girmeleri engelleniyor.

Suriye ve Irak'a giderek DAİŞ saflarına katılanları cezalandırmak için kabul edildiği iddia edilen yeni terör yasaları bu güne kadar DAİŞ'lilere değil DAİŞ'e karşı mücadelede büyük bedeller ödeyen Kürtlere uygulandı. 

Yeni terör yasası polisin yetkilerini artırıyor ve terör örgütleriyle işbirliği yapan veya destek olanlara verilecek cezaları ağırlaştırıyor. Terör örgütlerine silah, mühimmat, patlayıcı madde temin etmeyi, lokal ve arsa kiralamayı kriminalize ediyor. Bu suçları işleyenler 2 yıl ila 6 yıla kadar hapis cezasına çarptırılabiliyor. 

Yasa geriye doğru işletilmediği için Suriye ve Irak'ta DAİŞ saflarında katılanlara uygulanmıyor. Buna karşı Kürtler, devrimci örgütler ve ulusal kurtuluş hareketleri saflarında yer alanlara uygulanabiliyor. 

SOL PARTİ UYARIDA BULUNMUŞTU

Sol Parti eski lideri Jonas Sjöstedt, partinin Hukuk Politikası Sözcüsü Linda Snecker Westerlund ve Parlamento Avrupa Komisyonu üyesi Ilona Szatmari Waldau, yasanın Kürtlere ve ulusal kurtuluş hareketlerine uygulanabileceği uyarısında bulunmuştu. 

ANF'ye açıklamalarda bulunan Sjöstedt, yeni terör yasasının PKK ve devrimci örgütlere karşı kullanılma riski olduğunu belirterek “PKK, Avrupa Birliği ve İsveç tarafından terör örgütü olarak damgalandı ama İsveç'te binlerce Kürt PKK'ye sempati duyuyor. Onlar hiç bir zaman terör eylemlerine katılmadı. Böylesi bir planları da yok. Tersine DAİŞ teröristlerine karşı mücadele edenleri destekliyorlar. Bu yasanın uygulanması akıl dışı sonuçlara yol açabilir” dedi. 

Ancak tüm bu uyarılara rağmen Sol Parti dışındaki parti ve kuruluşlar, yasaya yönelik eleştiride bulunmadı. Hatta bazı Kürt örgütleri yasanın sadece DAİŞ'lileri kapsadığını iddia etti. 

YASA DAİŞ'LİLERİ DEĞİL KÜRTLERİ HEDEF ALDI

Ancak yasanın yürürlüğe girmesinden bu yana geçen 1 yıl içerisinde yasanın DAİŞ'lilerden çok Kürtleri hedef aldığını gösterdi.

Baştan beri yasaya eleştirel yaklaşan Milletvekili Amineh Kakabaveh ve Gazeteci-Yazar Kurdo Baksi, yasanın kabul edilmesinden 1 yıl sonra  yasanın yol açtığı sonuçları değerlendirdi.

Kakabaveh, DAİŞ ve diğer radikal İslamcı grupların Kuzey Doğu Suriye'ye yönelik saldırı ve katliamlarına YPG/YPJ'nin direndiğini ve kadınların 3 kantonda demokratik bir sistem kurulmasına öncülük yaptıklarını söyledi. DAİŞ'e karşı koalisyon içinde yer alan İsveç'in teröristlere karşı mücadele eden Suriye'deki özerk yönetim  ve Irak'taki peşmergeleri desteklediğini hatırlattı.

Kürt güçlerinin Rojava'da teslim aldığı teröristler arasında İsveç'ten giden DAİŞ'lilerin de bulunduğına dikkat çeken Kakabaveh, İsveç Güvenlik Polisi'nin bunların kimliklerini bildiğini belirterek İsveç'in DAİŞ saflarında yer alan teröristlere yardım etmesine sert eleştiriler yöneltti.

DAİŞ saflarında katliamlar yapan, kadınları satan, tecavüz eden ve katledenlerden bazılarının “insani nedenlerle” İsveç'e gelmelerine yardımcı olunmasına “Bunlar kandırılmış insanlar değil gerçek teröristler. Bunlardan bazıları İsveç'e dönmeyi başardı” diyerek tepki gösterdi.

Kakabaveh, İsveç Güvenlik Polisi'nin DAİŞ'li  katillerin sokaklarda dolaşmalarına izin verirken Türk devletinin zulmünden kaçan Kürtleri fişlemesinin ve sınır dışı etmek istemesinin kabul edilemeyeceğini söyledi. 

Türk medyasında çıkan “Kürt teröristlerin” Türkiye'ye iadeleri için İsveç ve Türkiye'nin anlaştığı haberlerinin araştırılmasını istedi. Konuyu parlamentonun gündemine getireceğini söyledi. 

BAKSİ; YASA KÜRTLERE ÇOK ZARAR VERDİ

Gazeteci-Yazar Kurdo Baksi de, 1 Mart 2020 günü yürürlüğe giren terör yasasının Kürtlere çok zarar verdiği görüşünde. Yasanın geriye doğru uygulanamayacağı için DAİŞ saflarında katliamlar yapanları kapsamadığına dikkat çeken Baksi, İsveç'ten DAİŞ saflarına katılan 299 cihatçıdan çoğunun katliamlara katıldıklarını söyledi.

İsveç'teki terör yasalarının Erdoğan'ın işine yaradığını söyleyen Baksi, “Çünkü yasanın kabul edilmesinden sonra hakkında sınır dışı etme kararı verilen Kürtlerin sayısında artış görüyorum. İsveç istihbarat polisi yasayı DAİŞ'lilere değil Kürtlere uyguluyor. İsveç devlet makamları Kürt bir ilticacıyı Türkiye'ye iade ettiğinde Erdoğan'ın basını bunu malzeme olarak kullanıyor. Kürtlerin yurt dışında da terörist olarak görüldükleri imajını vermek istiyor” ifadeleriyle yeni terör yasalarının Kürtlere uygulanmasına tepki gösterdi. 

Kürtlerin DAİŞ'e karşı verdikleri mücadeleleriyle İsveç ve tüm dünyanın saygı ve takdirini kazandığını söyleyen Baksi, uyarılara rağmen yasanın çıkması sırasında pasif bir tutum takınan Kürt lobisinin tutumunu eleştirdi.

Baksi, “Yeni terör yasalarının sadece DAİŞ ve El Kaide gibi örgütleri kapsayacağı düşünülmüştü ama öyle olmadı” dedi.

Bu durumun düzeltilmesi ve hiç bir Kürt örgütünün terör örgütleri listesinde olmaması için  Kürtlerin Avrupa Birliği nezdinde çalışmalar yapmalarının önemine vurgu yaptı.