KONGRA-GEL Eşbaşkanlık Divanı tarafından yapılan yazılı açıklamada, "Sömürgeci faşist AKP-MHP hükümetinin Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetim Bölgesi'ne yönelik saldırılarını ve sivil insanların katledilmesini şiddetle protesto ediyoruz" denildi.

'SALDIRILARDA SAVAŞ SUÇU İŞLENDİ'

KONGRA-GEL'in açıklamasında şu ifadelere de yer verildi:

"Gaz, petrol, elektrik, su, hastane gibi yerler ile hastalar için oksijen gazı üreten tesislerin bile saldırılarda hedef alınması, uluslararası savaş hukukuna göre bir insanlık suçudur, bir savaş suçudur. Türk devletinin bu saldırıları karşısında sessiz duran güçler de bu suçun ortaklarıdır.
Uluslararası Koalisyon güçlerinin bu saldırılardan habersiz olması mümkün değildir. Sessiz ve seyirci kalmaları kabul edilemez. Bunun adı suç ortaklığıdır. Türk devleti yüz yıldır yürüttüğü Kürt soykırım politikasının desteğini, bu güçlerin 'Kürde ateş serbest' politikasından almaktadır. Türk devletinin Kürt halkına ve kazanımlarına karşı bu kadar pervasız olmasının nedeni budur.

'GERİLLA KARŞISINDA BÜYÜK DARBE YEDİLER'

Ancak verilen bu desteklere rağmen, faşist Türk devlet rejimi Kürt halkına karşı yürüttüğü inkâr ve imha politikalarında büyük bir tıkanmayı ve çöküşü yaşamaktadır.

Gerilla karşısında büyük darbe yiyen Erdoğan’ın Rojava’da sivil hedeflere saldırısı, AKP-MHP iktidarının ne kadar çaresiz olduğunu, yani içinde bulundukları zor durumu açıkça göstermektedir. Bu durum, Kürt sorununda yürütülen inkâr ve imha politikalarının çöktüğünün resmi olmayan ilanıdır.

Rêber Apo’nun özgürlük paradigması ile yürütülen mücadelenin geldiği bu süreç, Kürt halk düşmanlarının kaybettiği, dostlarının kazandığı bir süreçtir. Kürt düşmanlığında ısrar eden AKP-MHP hükümeti de kaybediyor. Bu kadar yoğun saldırıların nedeni, çöküş sürecinin yarattığı korku nedeniyledir. Ancak korkunun ecele faydası yoktur.

Gerillanın büyük başarısı ile yeni yıla giriyoruz. Başarılarını kutluyoruz ve selamlıyoruz. Gerilla 2024 yılının başarılı yol haritasını halkımıza ve dostlarımıza gösteriyor.

'HER YERDE AYAKTA OLALIM'

Rojava’da kabul edilen yeni 'Toplumsal Sözleşme' bölge halkları için umut, sömürgeciler için ise korku veriyor. Faşizmin saldırılarının bir nedeni de budur. Rojava’ya yönelik saldırılara karşı her yerde ayakta olmalıyız. Dostlarımızla birlikte Rojava’ya dört elle sahip çıkmalıyız. Tüm gücümüz ile Rojava Devrimi'ni korumalıyız.

Bulunduğumuz tüm alanlarda Türk devlet faşizmine ve ona sessiz kalan güçlere karşı güçlü bir şekilde 'Artık Yeter' demek için hep birlikte meydanlarda olalım."