Birleşmiş Milletler’in (BM) Cenevre Ofisi önünde, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a yönelik uygulanan tecridin kırılması ve özgürlüğü talebi ile cezaevlerindeki hak ihlallerini protesto etmek amacıyla 27 Kasım 2020’den bu yana süren açlık grevi direnişlerine dikkat çekmek amacıyla düzenlenen oturma eylemi sürüyor.

Eylemi bugün Bern Kürt Meclisi aktivistleri devraldı. Havanın soğukluğuna ve kısıtlamalarla süren eylem oldukça moralli ve kararlılıkla devam ediyor. Çevrede yaşayan Kürdistanlılar da eylemcileri ziyaret ediyor.

Sabahın erken saatlerinden itibaren BM ofisi önüne gelen eylemciler üzerinde Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın fotoğrafları ile özgürlüğüne ilişkin taleplerin yer aldığı önlüğü giyerek ve özgürlük mücadelesi şehitleri anısına bir dakikalık saygı duruşu ile eylem başladı.

'21 YILDIR DEVAM EDEN TECRİTE KARŞI KÜRT HALKININ MÜCADELESİ KAZANAKTIR' 

Eylemde bir konuşma yapan Cenevre Kürt Toplum Merkezi’nden Salih Sağlam, Türk devlet faşizmi tarafından Abdullah Öcalan üzerinde uygulanan tecride ve cezaevlerindeki hak ihlallerine karşı tutsakların sürdürdüğü direnişe dikkat çekerek, “Herkes iyi bilmelidir ki Türk faşizminin tecrit uygulaması yeni değildir. Önderliğimiz üzerinde ki tecrit 21 yıldır sürmektedir. Kürt halkının direnişiyle bir dönem tecrit kırılmışsa da yeterli olamamıştır. Bizler, bugün zor koşullar altında direnen tutsakların, taleplerini duyurarak BM nezdinde tutsakların taleplerine cevap oluncaya kadar süresiz oturma eylemimizi sürdüreceğiz” dedi.

'ZULME KARŞI SUSKUNLUĞUNUZ KOMPLOYLA OLAN ORTAKLIĞINIZDANDIR'

Eylemde yerini alanlar arasında Bern'de yaşayan ve herkesin Xale Salman olarak tanıdığı Kürt yurtseveri Salman Körkapan da var. Xale Salman, ilerlemiş yaşına ve ağır sağlık sorunlarına rağmen direnişe cevap olabilmek için eyleme katılmış.

Her eylemde olduğu gibi, bu eylemde de en önde ve sarı, kırmızı, yeşil kazağıyla, kendi elleriyle hazırladığı üzerinde Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, Sakine Cansız, Fidan Doğan ve Leyla Şaylemez’in posterleri, PKK, YPG, YPJ bayrakları bulunan uzun dövizleriyle yüzünü BM'ye dönerek gün boyunca suskunluğuna karşı slogan attı.

1949 Maraş, Pazarcık, Şallıuşağı köyü doğumlu ve Maraş katliamı sonrası ailesiyle İsviçre'ye sürgün gelen Xale Salman 1993'ten bu yana gerek İsviçre'de gerekse Avrupa’daki hemen hemen tüm eylemlere katılıyor.

15 Şubat komplosundan bu yana Avrupa'daki tüm eylemlere katılan Xale Salman ANF’ye yaptığı değerlendirmede şunları söyledi: “Bizler Kürt ve Alevi olduğumuzun bilincindeyiz. Bize uygulanan zulmün gölgesinde yaşadık ve o dönem Maraş katliamı sonrası çareyi sürgün olarak Avrupa'ya gelmekte gördük. 

90'lı yıllarda geçirdiğim kalp krizi sonrası gerek ailemin gerekse hevallerimin engellemesine rağmen mücadeleye elimden geldiğimce katkı sunmada kendimi sorumlu hissettim.

Bugün Önderliğim üzerinde yürütülen tecrit işkencesine karşı cezaevindeki yoldaşlarımın direnişlerini sahiplenmek Avrupa devletlerinin ikiyüzlülüğünü yüzlerine haykırmak istedim. Bizler biliyoruz ki tecritte ve Kürt halkına reva görülen katliamlarda Türk devleti ne kadar suçluysa Avrupa devletleri de o kadar suçludur. 

15 Şubat Uluslararası Komplosunun mimarları bu devletlerin ta kendileridir. Onların suskunluğunun asıl sebebi bu suça ortak olmalarıdır.

Avrupa'nın bu ikiyüzlülüğüne karşı sağlık koşullarım elverdiği ölçüde direnişi sahipleneceğim ve direnişin sesini duyurmak için alanlarda olmayı sürdüreceğim.” 

Oturma eylemi yarın Zürih Kürt meclisi aktivistleri tarafından sürdürülecek.