Gazeteci Mark Campbell ve aktivist Bêrîtan Silêmanî hakkında Londra Westminster Magistrates Court’ta açılan davanın duruşmaları görüldü.
MARGARET OVEN ELİNDE BAYRAKLA MAHKEMEYE GELDİ
Davaya insan hakları savunucusu Margaret Oven, gazeteci Alaadin Sinayiç, yazar Ali Poyraz, Yazar Rahila Gupta ve Kürt Halk Meclisi üyesi bir grup da katılarak destek verdi.
İnsan hakları savunucusu Margaret Oven’ın Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın fotoğrafının üzerinde bulunduğu bayrağı taşıyarak mahkeme binasına gelmesi dikkat çekti.
Duruşma öncesi mahkeme binası önünde “İngiltere’nin Kürt kriminalizasyonu ve Türk devleti ile ortaklığına son” yazılı pankart açıldı.
SUÇLANMASI GEREKEN SOYKIRIMCILARA SİLAH SAĞLAYAN İNGİLİZ HÜKÜMETİDİR
Duruşma öncesi ajansımıza konuşan gazeteci Mark Campbell, İngiliz hükümeti’nin Kürt meselesini suç haline getirmeye çalıştığını söyleyerek, “Biz ise diyoruz ki, suçlanması gereken şu anki İngiltere hükümetidir. Çünkü bu rejim dünyanın en kötü rejimlerinden birine silah sağlıyor. Irak, Türkiye ve Suriye de Kürtlere karşı soykırım politikası uyguluyor. Bu nedenle bugün buradayız, Kürt meselesinin politik bir çözüme ihtiyacı olduğunu ve sürekli olarak suçlanmaması gerektiğini söylüyoruz” dedi.
İngiliz hükümetinin Türk rejimiyle suç ortaklığını vurgulamak için burada olduklarını belirten Campbell, şöyle konuştu: “İngiliz hükümetini, Türkiye ile İngiltere arasındaki sorunu çözmek için ofislerini kullanmaya ve çatışma çözümü konusunda Türkiye’ye nasıl danışmanlık yapacakları konusunda uzmanlıklarını sunmaya çağırıyoruz. Çünkü Kürt meselesi, barışçıl ve siyasi bir şekilde çözülmelidir. Ve diyoruz ki, politik bir meseleyi suçlamaya devam edemezsiniz. Bu, aslında Türkiye, İran, Irak ve Suriye’deki Kürtlerin temel insani ve siyasi haklarının inkarıdır. Bu nedenle buradayız, suçlamayı reddetmek ve İngiliz hükümetinin Türk rejimiyle suç ortaklığını vurgulamak için.”
ZULÜM YASALARINI KABUL ETMİYORUZ
Bêrîtan Silêmanî de İngiltere hükümetinin Kürt halkını kriminalize etmek istediğine dikkat çekerek, Kürt halkının değerlerini savunmaya devam edeceğini vurguladı. Bêrîtan şunların altını çizdi: “İnancımız ve irademizle mücadele ediyoruz. Bizler haklı bir mücadeleyi savunuyoruz ve bir halkı hiç kimse özgürlüğünden koparamaz. Bizi yargılayanlar bilmeli ki biz özgürlük ve barış mücadelesinden vazgeçmeyeceğiz. Kürt halkının özgürlüğü ve birliği, Kürtlere karşı zulüm yasalarını tanımayacaktır. Özgürlük Kürt halkı ve Kurdistan için olacaktır.”
KÜRT SEMBOLLERİ DELİL OLARAK GÖSTERİLDİ
Duruşma salonunda Campbell ve Bêrîtan’ın avukatları Ali Has, Jessie Smith, Tayyiba Bajwa hazır bulundu. Dava İçişleri Bakanlığı’na bağlı avukatın iddiaları ile başladı. Bakanlık avukatı, Campbell ve Bêrîtan’ın taşıdıkları bayrak ile suç işlediklerini, ‘terör propagandası’ yaptıklarını ileri sürdü. Ardından 23 Nisan 2022 yılında yapılan eylemde Campbell ve Bêrîtan’ın gözaltına alınmasında yer alan polisin ifadesi alındı. Eylemde el konulan bayraklar mahkeme salonunda sergilenerek delil olarak gösterildi.
Duruşmada polise bağlı bir araştırmacı ve bir dedektif ‘bilirkişi’ olarak dinlendi. Bu sırada savunma avukatları bayrağın PKK’ye ait olup olmadığını nasıl anladıklarını ve neye göre suç olarak gördüklerini sordu. Tanık polis ise, bayrak açıldığında eylemcilerin ‘slogan’ atmaya başladığını ve etrafında toplandıklarını ifade etti.
Ardından savunma avukatlarının ‘bilirkişi’ olarak atadığı akademisyenler Dr. Cengiz Güneş ve Dr. Marie Curie’nin ‘bayrak’ ile ilgili hazırladıkları rapor okundu. Duruşmaya online olarak katılan Dr. Marie Curie, hazırladıkları raporun sunumunu yaptı. Bayrağın Kürt siyasal hareketindeki yeri ve tarihçesini akademik kaynakları ile detaylı bir şekilde anlatan Marie Curie, bayrağın bir halk için tarihsel ve kültürel bağlamdaki önemine vurgu yaptıktan sonra Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın barışçıl rolüne karşın Türk devletinin Kürtlere yönelik baskıcı politikalarına değindi. YPG’nin DAİŞ ile mücadelede Abdullah Öcalan flamaları ile savaştığına dikkat çekti.
Avukatlar, dava konusu yapılan eylemde taşınan bayrak ve flamaların da Abdullah Öcalan’ın barışçıl fikirlerini yansıttığını söyledi.
KÜRT HALKININ SEMBOLÜDÜR
Raporun aktarılması ardından Dr. Marie Curie ile yapılan çapraz sorgulamada Kürt siyasal hareketi, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın ‘demokratik konfederalizm’ paradigması ve Abdullah Öcalan’ın barış süreçlerindeki rolü tartışıldı. Savunma avukatları geçmişte ERNK bayrağı olarak bilinen bayrağın sadece PKK’nin değil İran, Irak, Suriye ve Türkiye’deki Kürt hareketleri ve Kürtler tarafından bir ‘mücadele’ ve ‘direniş’ sembolü haline geldiğine dikkat çekti. Bayrağın sadece PKK değil tüm Kürt siyasal hareketinde bir sembol niteliği taşıdığı, bu bağlamda tüm Kürtlerin ‘yargılama’ konusu yapılabileceği ifade edildi.
POLİS DAYANAĞI ‘WİKİPEDİA’
Davanın ikinci gününde polisin ‘bilirkişi’ olarak atadığı akademisyen ve tanık polis tekrar çapraz sorguya alındı. Çapraz sorguda ilginç anlar yaşanırken, savunma avukatları ‘bayrak’ konusunda polis araştırmalarının hiçbir gerçekçi bilgiye dayanmadığını belirtti. Araştırma görevlisi polisin, bilgileri ‘wikipedia’dan ediniyorum’ şeklindeki beyanı ise, avukatlar tarafından, “Sadece Kürtleri kriminalize etmek için hiçbir bilimsel dayanağı olmayan veriler kullanılıyor” denilerek ifade edildi.
Polisin Kürtleri ‘kriminal’ hale getirmek için hiçbir bilimsel veriye dayanmayan iddialar ortaya attığını söyleyen savunma avukatları, Kürt halkı ve Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın barışçıl çözüm çabalarına değindi. Türkiye’nin Kürtleri baskı altına aldığı ve barışçıl süreçleri sabote ettiğini hatırlatan avukatlar, bu tür davalarla baskı altında olan bir halkın kriminalize edildiğini söyledi.
Tanık polis, savunma avukatlarının “Hiç Kürt bölgesine gittiniz mi? Oradaki halkın hangi sembolleri kullandığını biliyor musunuz?’ şeklindeki sorusuna ise, “Hayır gitmedim. Google’dan araştırma yapıyorum” şeklinde beyanda bulundu. Bunun üzerine avukatlar ‘Gitmediğiniz bir bölge ve halkın sembolleri nasıl kriminalize edebilirsiniz” diye sordu.
Davacı olan İçişleri Bakanlığı avukatları ve savunma avukatlarının kısa savunmalarının ardından duruşmalar sona erdi.
Yargıç, mahkemeyi sonlandırırken kararı 30 Ocak günü açıklayacağını söyledi.