Tetikçi koordinatörü İsmail Hakkı Musa

Türkiye’nin Paris büyükelçisi İsmail Hakkı Musa üzerinde şüphelerin arttığı bir sırada görevini bıraktı. Journal de Dimanche, Belçika’daki bir soruşturmaya dayanarak, Musa’nın Avrupa’daki tetikçileri koordine ettiğine işaret etti.

ANF birçok kez Paris’te 9 Ocak 2013’te üç Kürt kadın devriminin katledildiği saldırıya ilişkin İsmail Hakkı Musa’nın olası rolüne işaret etmişti.

Paris katliamına ilişkin yürütülen soruşturmada da Avrupa’daki suikastçı ağının Paris’teki üst düzey bir Türk diplomatı tarafından koordine edildiğine dair bilgiler var. Belçika’da bu konuda yürütülen bir soruşturma halen gizli tutuluyor.

İsmail Hakkı Musa, Paris’e büyükelçi olarak atanmadan önce MİT’in iki numaralı ismiydi. Özellikle 2011’den itibaren tetikçi Ömer Güney’in ortaya çıktığı ve suikast planları yaptığı dönemde, diğer bir ifadeyle Kasım 2011’den 15 Ekim 2012’ye kadar İsmail Hakkı Musa, Brüksel büyükelçisiydi. Musa’nın Paris’e büyükelçi olarak atanmasından bir ay kadar sonra 17 Aralık 2016’da Ömer Güney’in cezaevinde ölüm haberi gelmiş ve dava fiili olarak kapanmıştı.

BELÇİKA’DAKİ SUİKAST TEŞEBBÜSÜ

Ancak emri verenler ve Paris katliamının bağlantılarına ilişkin ortaya çıkan belgeler ve itiraflarla birlikte yeni bir soruşturma başlatıldı. Bu soruşturmaya katkı sunan temel ayaklardan birini Belçika’daki suikast teşebbüsü oluşturuyor.

Haziran 2017’de Belçika polisi üç şüpheli şahsı, Kürt örgütlerin verdiği bilgiler doğrultusunda durdurmuştu. Bu olay Paris’teki soruşturmanın yeniden başlamasına önemli katkı sunmuştu. Zira durdurulan araçtaki üç kişi, KONGRA GEL Eşbaşkanı Remzi Kartal’a suikast planlıyordu. Şüphelilerden biri, eski bir Türk askeriydi. Bir diğeri Türk polis kartını göstermişti. Soruşturmaya yakın kaynaklardan alınan bilgilere göre bu iki kişi, 16 Haziran’dan itibaren Türk kökenli dört kişiyle birlikte Paris’te kalmış. Bunlardan birinin keskin nişancı olduğu belirtiliyor. Dosyaya yakın kaynaklardan alınan bilgilere göre Belçika polisi Paris’teki üst düzey bir Türk diplomatın bu faaliyetleri koordine ettiğinden şüphe ediyor.

Bu dosyaya ilişkin ortaya çıkan yeni bilgiler, koordinatörün İsmail Hakkı Musa olduğunu gösteriyor.

Musa, hakkındaki şüphelerin giderek güçlendiği ve Türkiye’nin de Fransa ile yeniden ilişkilerini düzeltme arayışında olduğu bir dönemde, dört yıllık görev süresinin sonuna geldiğini duyurdu.

Fransız Le Journal de Dimanche gazetesi, Belçika’nın elinde gizli tutulan bir belgede Türk casus hücreleri, eylemleri ve Musa’nın rolüne ışık tutulduğunu belirtiyor.

Gazeteye göre, bu belge Türk istihbarat teşkilatının Paris katliamına karıştığına dair güçlü şüpheleri de yeniden canlandırdı.

BELÇİKA’DA DURDURULAN ARAÇTA KİMLER VARDI?

Peki Brüksel’de durdurulan kişiler kimdi? Gazeteye göre siyah Mercedes marka araçtaki üç kişiden biri Zekeriya Çelikbilek’ti. Eski bir asker. Fransa vatandaşlığı var ve Brüksel’de içinde olduğu araç kontrol edildiğinde 6 ila 7 aydır Paris’in Argenteuil banliyösünde ikamet ediyordu. Durdurulan araç onun adına kayıtlı. Bir diğerinin Yakup Koç olduğu bildiriliyor. Bir Türk polis kartı göstermiş. Üçüncüsünün Belçika’da yaşayan ve Kürt asıllı olduğu belirtilen Hacı Akkulak olduğu kaydediliyor.

HEDEFTE KİMLER VARDI?

Fransız gazeteye göre yargıç De Coster, Akkulak’ın verdiği ifadede araçtaki diğer iki kişinin kendisine yaklaşarak Ankara’nın hedefindeki Kürtler hakkında istihbarat toplamasını istediğini söyledi. Hedeflerinde Kürt siyasi yöneticiler Zübeyir Aydar ve Remzi Kartal vardı.

Avrupa çapındaki bu öne soruşturma kararında, “Yakup Koç hızlı bir şekilde Hacı Akkulak’tan ilgili kişileri indirmek için silahlı çalışıp çalışamayacağını sordu” deniliyor.

GİZLİ BELGEDE KOORDİNATÖRÜN ADI GEÇİYOR

Journal de Dimanche bu gizli belgede İsmail Hakkı Musa’nın adının birçok geçtiğine dikkat çekiyor. “Eylemlerinin koordinasyonu Türkiye’nin Fransa’daki mevcut büyükelçisi İsmail Hakkı Musa tarafından sağlanmış olabilir.”

Soruşturmacılar, Mercedes’in polis kontrolüne takılmasından iki gün sonra 16 Haziaran’dan tehdidin daha da belirginleştiğini fark ediyor. “Türkiye kökenli dört kişinin” Belçika’ya geldiği ve burada bir apartman dairesi kiraladıkları vurgulanıyor. İçlerinden biri “keskin nişancı.”

ÇELİKBİLEK PARİS KATLİAMINDA ROL OYNADI

Sonraki günlerde bu kişiler Yakup Koç ve Zekeriya Çelikbilek ile birlikte kalmışlar. Fransız polislerinin de bu sınırlar arası hareketliliği öğrendiğinde hemen Belçika’ya hareket ettiği belirtiliyor. Dosyaya yakın bir kaynak, Journal De Dimanche gazetesine, “Panik vardı” diyor.

Soruşturmacılar daha sonra Zekeriya Çelikbilek üzerinde durdu. Zira bu kişi sadece Belçika’daki suikast girişimi ile bağlantılı değil, adli dosyaya göre aynı zamanda İsmail Hakkı Musa ile de bağlantılıydı. Çelikbilek’in Hacı Akkulak’a, özel bir görüşme sırasında Paris’te üç Kürt kadın devrimcinin katledilmesinde de rol oynadığını söylediği belirtiliyor.

COMTE: MİT’İN CEZASIZLIĞININ SORUMLUSU SİYASİ YETKİLİLER

Üç kadın devrimcinin aile avukatı Antoine Comte, gazeteye verdiği demeçte, “Böyle bir suçlama ardından, Fransa’daki Türkiye büyükelçisi en azından Dışişleri Bakanlığı’na çağrılmalı, hatta ülkesine gönderilmeliydi. Fransız makamlarının bu meseledeki korkaklığını gösteriyor” diyor.

Gazete, Paris katliamındaki MİT bağlantılarını da yeniden ele alırken, PKK tarafından 2017’de yakalanan üst düzey MİT mensuplarının itiraflarına da yer verdi. Gazete son olarak eski askeri istihbarat şefi İmail Hakkı Pekin’in şubat ayında CNNTürk’teki itirafı ve yeni cinayet çağrısını hatırlattı.

Pekin, 16 Şubat günü yayınlanan bir programda, Kandil’de KCK yöneticilerinin hedeflenmesi gerektiğini savunurken, Avrupa’daki Kürtleri de hedef göstermiş ve bir itirafta bulunmuştu: “Avrupa’da bunların unsurları var. Avrupa’daki unsurlarına bir şey yapmamız gerekiyor. Yani daha evvelden Paris’te yapıldı ama...”

Avukat Antoine Comte, “Bu davada, herkes Türk istihbarat servisinin rolünün merkezi olduğunu biliyor (…)  Ancak iktidar sessizliğini koruyor. Bu kabul edilemez. Ayrıca ikinci suç duyurusunda ajansların tüm Avrupa’da aktif olduğunu gösteriyoruz. MİT’in bu cezasızlığı tamamen siyasi yetkililerden kaynaklı. Skandal da buradadır” diyor.

Kısa bir süre önce ANF’ye konuşan Belçika’daki PKK davasının avukatı Jan Fermon da Avrupa ülkelerinin tehlikeli rolüne dikkat çekmişti. Fermon, “Türkiye’nin bugün ve gelecek için giderek daha net ve agresif bir politika yürüttüğü görülüyor. Bunun Kürtlerle olan çatışmaları Avrupa’ya ihraç etmek olduğunu söyleyebilirim. Pekin’in açıklamaları ile bu durumda daha tehlikeli hale geliyor. Açık ki tehlikeli bir gelişmedir. Uzun zaman Kürtleri, çatışmayı Avrupa’ya taşımakla eleştirildiler. Gerçekte ise Kürtler hiçbir zaman bunu yapmadı, çatışmayı ihraç eden Türkiye’dir. Avrupa ülkeleri burada çok tehlikeli bir oyun oynuyor. Bu Avrupa ülkelerine geri dönebilir. Tüm bunlar yeni olmasa da sorumsuzcadır. Avrupa’nın bu tür davranışları çok uzun zamandır var.”

YERİNE GEÇECEK KİŞİ DE ŞÜPHELİ

İsmail Hakkı Musa’nın yerine Türkiye’nin Tunus büyükelçisi Ali Önaner geçmeye hazırlanıyor. O da Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron gibi Ulusal İdare Okulu mezunu. Eylül ayında paylaştığı bir twitte Macron’a “okul arkadaşım” diyordu. Gazete şöyle noktalıyor: “2013’te Fidan Doğan, Leyla Şaylemez ve Sakine Cansız öldürüldüklerinde, Paris’teki Türk büyükelçiliğinin birinci danışmanıydı.”