Avrupa Adalet Divanı’na Kıbrıslı bireylerce yapılan bir başvuruda, Kıbrıs hükümetinin 2013 yılı krizi sırasında bankada 100 bin euronun üzerinde mevduatı bulunanlara getirilen ek kesintilerden dolayı mağdur olunduğu savunulmuştu. Adalet Divanı’nın kararında ise, hükümetin aldığı kararın bankacılık sisteminin istikrarı için alındığı ve bu yönüyle ‘kamunun genel çıkarına’ olduğu savunuldu.

Ancak Adalet Divanı yargıçlarının kararındaki bir detay, bundan sonraki olası başvurular için de örnek teşkil edecek düzeyde. Kararda, Avrupa Merkez Bankası (ECB) veya AB Komisyonu’nun uygulamalarının ‘temel hakları zedelemesi’ halinde ‘tazminat konusu edilebileceği’ belirtiliyor.

Bu kararın kemer sıkma politikaları nedeniyle nefes alamaz duruma getirilen Güney Avrupa ülkelerindeki milyonlar tarafından temel alınması da olası.

Karara ilişkin konuşan Avrupa Parlamentosu (AP) Milletvekili Sven Giegold, “Yunanistan, Portekiz, İrlanda veya Kıbrıs gibi ‘tek yanlı yapı programlarından’ etkilenen insanlar taleplerini hukuki yoldan kabul ettirebilecekler” yorumunda bulundu.

Hukukçular, Adalet Divanı’nın kararı sayesinde AB’nin dayatmacı politikalarından direkt olarak zarar görecek bireylerin tazminat hakkının doğacağını da savunuyor. Buna örnek olarak ise, bireylerin sağlığının veya yaşamının tehlikeye girmesi gibi durumlar gösterilirken, ‘temel hakların çiğnendiğine’ dair sağlam kanıt ve belgelerin gerekli olduğuna dikkat çekiliyor.