Demokratik Kongo Cumhuriyeti sağlık makamları tarafından Çarşamba günü verilen son bilançoya göre bir hafta içerisinde 52 kişi hayatını kaybetti.

Salgının başladığı Ağustos 2018’den buyana 2 bin 50 kişi hayatını kaybederken, toplamda 3 bin 49 vaka tespit edildi.

Salgın boyunca 200 bini aşkın kişi aşılandı. Ebola virüsü mevcut durumda Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nin doğusundaki üç eyalet vuruyor. Bunlar Nord-Kivu, İturi ve Sud-Kivu eyaletleri olarak dikkat çekiyor. Salgın, komşu Uganda’ya da sıçradı.

Sağlık örgütlerine göre, virüse karşı mücadele hem toplumun bir kesiminin direnişi ile karşılaşırken, diğer yandan çok sayıda silahlı grupla bağlantılı şiddet olayları nedeniyle yeterli tedbir alınamıyor. New York Üniversitesi’nden uzman bir grubun Kongo üzerine yaptığı bir araştırma göre ülkede 130 silahlı grup bulunuyor.

Dünya Sağlık Örgütü WHO, Temmuz ayında Ebola salgınının artık küresel sağlık için bir “acil durum” olduğunu açıklamıştı. Küresel acil durum, WHO tarafından şimdiye kadar sadece dört kez ilan edilen istisnai bir tedbir olarak dikkat çekiyor. 2009 yılında H1N1 grip salgını, 2014’te poliomyelit (çocuk felci), 2014’te Ebola salgını ve 2016’da Zika virüsü için küresel acil durum ilan edilmişti.

Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nde geçen yıl 1 Ağustos’ta başlayan yeni Ebola salgını, 1976’dan bu yana onuncu salgın olurken, tarihin en ağır ikinci Ebola salgını olarak kayıtlara geçti. 2014 yılında Liberya, Gine ve Sierra Leone’yi kapsayan Batı Afrika’daki Ebola salgınında 11 bin kişi hayatını kaybetmişti.

Kongo, mevcut durumda bir çok salgınla boğuşuyor. Ebola’nın yanısıra Kızamık ve Kolera salgınları var. Kızamık salgını, diğer her iki salgının toplamından daha fazla insanın ölümüne yol açtı.

Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF) örgütüne göre, Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nde Ocak ayı ile Ağustos başına kadar yedi ay içerisinde 2.700’ü aşkın kişi kızamık salgını nedeniyle öldü.