Britanya’nın AB’den ayrılma kararı almasından sonra birliğin politikalarından rahatsız olan diğer ülkelerin de benzer rahatsızlıkları biliniyor. Özellikle krizdeki AB ülkelerine karşı sert ve kemer sıkma politikalarını dayatan Almanya’nın tavrı tartışmaların odağında.

Neue Osnabrücker Zeitung gazetesine konuşan Ekonomi Bakanı ve SPD Genel Başkanı Sigmar Gabriel, ülkesi başta olmak üzere bazı ülkelerin aşırı tasarruf eksenli baskı politikalarının Avrupa Birliği’ndeki (AB) ayrışmaların kaynağı olduğunu söyledi.

Yunanistan ve Euro krizinden etkilenen diğer ülkelerin ekonomik politikalarına müdahale edildiğini söyleyen Gabriel, buna örnek olarak Alman Maliye Bakanı Wolfgang Schäuble’nin tavrını gösterdi. Ekonomik olarak daha iyi konumda olan AB ülkelerinin krizdeki ülkelere ‘öğretme’ alışkanlığından vazgeçmelerini isteyen Gabriel, bu durumun hem Berlin’e hem de Brüksel’e karşı tepkileri arttırdığının altını çizdi.

“(Almanya) Federal Maliye Bakanı yine işaret parmağı havada Avrupa’yı dolaşıyor” diyen Gabriel, krizdeki ülkelerde reformların yapılabilmesi için ‘daha az baskı’ gerektiğini vurguladı.

Sigmar Gabriel, Almanya’nın dayattığı ve ağır bütçe kesintileri öngören planların yoğun işsizlik ve düşük ücretlerin olduğu ülkelerde ‘güçlü Almanya’nın saldırısı’ olarak görüldüğünü de dile getirdi. Bu politikaların daha çok iç siyasete dönük hamleler olduğunu belirten Gabriel, “esasında da Avrupa’yı mahveden budur” diye konuştu.

Gabriel, krizdeki ülkelerde yapılan reformların kemer sıkma politikalarıyla zorlanması yerine daha fazla mali yardımla desteklenmesi önerisini getirdi. 

SPD lideri, 23 Haziran’daki referandumda AB’den çıkış kararı alan Britanya’nın önümüzdeki on yıllarda tekrar birliğe geri dönmesinin de ihtimaller arasında olduğunu sözlerine ekledi.